Pages - Menu

12 Mayıs 2016 Perşembe

Çok önemli uluslararası başarılara imza attık

Türkiye Boks Federasyonu Eyüp Gözgeç, son dönemde çok önemli uluslararası başarılara imza attıklarını belirtti.


Başkan Gözgeç, yaptığı açıklamada, ilk hedeflerinin 2016 Rio Olimpiyatları, ana hedeflerinin ise 2020 Tokyo Olimpiyatları olduğunu bildirdi.

Rio Olimpiyatları yolunda ilk olarak AIBA Professional Boxing (APB) maçlarına iki sporcu ile katıldıklarını hatırlatan Gözgeç, “İki boksörümüz de altın kemer kazanarak, kota almayı başardı. Buradaki başarımız da yüzde 100’dür.” ifadesini kullandı.

Samsun’da Avrupa Kıtası Olimpiyat Eleme müsabakalarını gerçekleştirdiklerini vurgulayan Gözgeç, “Boks camiasının uluslararası üst düzey temsilcilerinden tam not aldık. Kendi seyircimiz önünde 4 yarı final oynadık. Bunlardan 3 sporcumuz daha Rio’ya katılma hakkı elde etti. Boksta ilk hedef Rio, ana hedef ise Tokyo.” değerlendirmesinde bulundu.

Başkanı Gözgeç, olimpiyatlara katılma yolunda kota müsabakalarının sürdüğünü anlatarak, şunları kaydetti:

“16-28 Haziran tarihlerinde Bakü’de eleme müsabakaları olacak. Oraya da 5 sıklette hazırlanıyoruz. Bakü’den de kota alma hedefindeyiz. Ayrıca APB ve WSB’ye katılan sporcuların yarışacağı bir kota müsabakası daha olacak. Oraya da katılarak, Rio bileti almaya çalışacağız. Ayrıca Kazakistan’da kadınlar için eleme müsabakaları olacak. Burada da ilk 4’e giren sporcular olimpiyatlara katılacak.”



Çok önemli uluslararası başarılara imza attık

Bizdeki medya üç çeşittir

1) Erdoğan’ın “Havuz Külliyesinde” imam nikâhı kıydığı medya!

2) Erdoğan’ın istediği zaman kullandığı “Kuma Merkez Medya!”

3) Saray’ın baskı ve zulmüne dayanabilen “Özgür Medya!”

Kaderlerini Erdoğan’a bağlamış olan 1 ve 2 numaralı medya grupları, Saray’a gebe olduklarından bu günlerde aşermeye başladılar.

Yeni Başbakan nasıl olmalı diye girmedikleri kılıf, arzulamadıkları aday tipi kalmadı, aynen aşermekte olan hamile kadın gibi istedikçe istiyorlar!

Bakın Erdoğan’ın İmam nikâhlı ve Kuma olan medyaları nasıl Başbakan öneriyorlar;

Ben uzun olanını severim!

Ben de uzun ve iri olanını isterim!

Bence biraz sert olmalı!

Yok, canııımmm, her daim Reis’imizin gönlünü yapsın yeter!

Millet arkasında olduğu için eğilmemeli, dimdik durabilmeli!

Bence, beyni Reis’te, sağ gözü Sümeyye’ de, sol gözü Bilal’de, burnu ve kulakları ise, damatlarda olmalı!

Baskıya dayanıklı olmalı, öyle bir iki eleştiri ile kaçıp gitmemeli!

Sesi gür ve güçlü olmalı. İmam Bakan Bekir gibi sesi olmamalı!

Huzura kafası önde girip, yıkılmadan, düşmeden geri-geri çıkabilmeli!

Her şeyden önemlisi güçsüz ve itaatkar olmalı!

Değerli Okurlar;

Maalesef Türk Medyasının çoğunun durumu böyle.

En kıymetli varlıkları olan “Onurlarını-iradelerini” sattıkları için, Türk Milleti ile alay ediyorlar.

Beraberce inceleyelim;

-Davutoğlu’nun istifası sırasında ve sonrasında Erdoğan’ın davranışları tam anlamıyla “Anayasayı İhlal” suçudur. Bu suç dünyanın gözü önünde, açıkça ve bilerek işlenmiş, Anayasa çiğnenmiştir.

Bu çok önemli konuda Erdoğan medyasında tek satır göremezsiniz.

Erdoğan’ın davranışında Demokrasi adına tek kırıntı yoktur.

Davutoğlu’nun açığa alınması sırasında AKP Meclis grubundan tek ses çıkmamıştır.

317 AKP Milletvekilinden biri bile “ne oluyor-niçin?” diye soramamıştır.

317 kişiden bir kişi bile aday olma cesaretini gösterememiştir.

AKP Teşkilatlarından ve Belediye Başkanlarından bir kişi bile konuşmaya, aday olmaya cesaret edememiştir. (Örneğin İ. Melih Gökçek)

AKP’de herkes “Tek Adam Yönetimine” biat etmiştir. Biat’ın (şartsız itaat) olduğu yerde Demokrasi olmaz…

Her gece yalnız olarak uçan bir kargo uçağının pilotu ineceği küçücük meydana geldiğinde kuleye telsizle “Bil bakalım ben kimim” diye espri yapıyormuş.

Bu böylece bir, iki, üç derken her gün tekrarlanmaya başlamış.

Kule görevlisi bu işe çok bozulmuş. Sonunda bir gece yine aynı kargo uçağı yine aynı meydana yaklaşıp kuleye “Bil bakalım ben kimim” diye sorunca, kule görevlisi yavaşça yerinden kalkmış, ana panoya gidip tüm pistin ışıklarını söndürmüş. Pilota sırıtarak sormuş; “Bil bakalım pist nerde?”

Ben de size sorayım;

Bilin bakalım AKP ve onun medyasında demokrasi nerede?



Bizdeki medya üç çeşittir

Çöpünüzü Geleceğe Atmayın

Gaziantep Üniversitesi Oğuzeli Meslek Yüksekokulu İşletme Yönetimi öğrencileri, Toplumsal Duyarlılık Projeleri dersi kapsamında ‘Çöpünüzü Geleceğe Atmayın‘ konulu projeleriyle sosyal duyarlılık oluşturma amacıyla Öğr. Gör. Dr. Erkan Alsu ve Öğr. Gör. Erhan Durur ile birlikte Oğuzeli Meslek Yüksekokulu kampüs alanını ve Oğuzeli ilçesinin bazı sokaklarını temizledi.


GAZIANTEP UNIVERSITESI OGUZELI MESLEK YUKSEKOKULU OGRENCILERI ILCEDE COP TOPLADI. FOTO: GAZIANTEP - DHA
GAZIANTEP UNIVERSITESI OGUZELI MESLEK YUKSEKOKULU OGRENCILERI ILCEDE COP TOPLADI.
FOTO: GAZIANTEP – DHA

35 öğrenci ve 2 öğretim elemanı olmak üzere toplam 37 kişi görev aldığı “Çöpünüzü Geleceğe Atmayın” projesi kapsamında, Oğuzeli Meslek Yüksekokulu formalarını giyen öğrenciler ilçe içerisinde dolaşarak cadde üzerine atılmış olan çöpleri titizlikle topladı. TDP Ders Koordinatörleri Öğr. Gör. Dr. Erkan Alsu ve Öğr. Gör. Erhan Durur projenin hane halkı üzerinde duyarlılık oluşturacağını ve en azından çöplerin yerlere atılmaması konusunda bilinç kazandıracağını ifade etti. Öğretim elemanları Alsu ve Durur, Toplumsal Duyarlılık Projeleri dersinin baş mimarı olan GAÜN Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun’a, üniversite yönetimine, her konuda destek olan Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Necip Fazıl Yılmaz’a ve öğrencilere teşekkürlerini sundu.



Çöpünüzü Geleceğe Atmayın

En İyi Gelişim Gösteren Hava Yolu

Pegasus Hava Yolları, Vecihi Hürkuş Havacılık Ödüllerinde “En iyi Gelişim Gösteren Hava Yolu” ödülünü kazandı.


Pegasus’tan yapılan açıklamaya göre şirket, Türk Hava Kurumu Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Topluluğu Havacılık Komitesinin koordinatörlüğünde bu yıl 3. kez düzenlenen Vecihi Hürkuş Havacılık Ödüllerinde “En iyi Gelişim Gösteren Hava Yolu” ödülüne layık görüldü.


Türk Hava Kurumu Üniversitesi Merkez Kampüste dün düzenlenen ödül törenine katılan Pegasus Hava Yolları Ankara İstasyon Müdürü Cenk Mertbay, ödülü almaktan büyük bir mutluluk duyduğunu bildirdi.


Şirket olarak yenilikçi uygulamalarıyla misafirlerinin seyahat deneyimini kolaylaştırmak için çalışmalarına devam edeceklerini aktaran Mertbay, “Havacılığı biz başlatmadık ama biz değiştirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.


Pegasus Hava Yolları, Mart 2016 itibarıyla yılın ilk çeyreğinde taşıdığı toplam misafir sayısını geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 18,6 artırarak 5,36 milyona yükseltti.

Şirket, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 76,1’lik doluluk oranıyla toplamda 38 bin 249 uçuş gerçekleştirdi.


Aynı dönemde misafir sayısını iç hatlarda yüzde 21,5’lik artışla 3,48 milyona; dış hatlarda ise yüzde 13,7’lik yükselişle 1,88 milyona çıkartan şirket, sadece mart ayında 1,18 milyonu iç hatlarda, 630 bini dış hatlarda olmak üzere toplam 1,81 milyon yolcu taşıdı.


Pegasus Hava Yolları, 2016 yılında uçuş yaptığı noktalara yurt dışında Ürdün’ün başkenti Amman’ı ve Azerbaycan’da Gabala’yı ekleyerek, uçuş ağını yurt içinde 33, yurt dışında 70 olmak üzere 41 ülkede toplam 103 noktaya çıkardı.


Bu arada şirket, yenilenen ana satış kanalı flypgs.com’da bilet ve ek hizmet alımından check-in işlemlerine, otel rezervasyonu ve araç kiralamadan otopark rezervasyonuna, bütçelerine göre arama uygulamasından gidilecek şehirlerle ilgili detaylı rehber ve etkinlik takvimi sunmaya varan fonksiyonların tamamını tek çatı altında sunuyor.

Misafirler böylece “seyahat hizmetleri, bütçene göre ara, şehir rehberi ve etkinlik takvimi” gibi başlıklarla uçuşlarıyla ilgili tüm işlemlerini istekleri doğrultusunda kolaylıkla şekillendirme fırsatı buluyor.


Pegasus Hava Yolları, yeni ürünü Pegasus Flex ile seyahat planlarını sıkça değişen misafirleri için ise biletlerini istedikleri yön ve tarihe ceza ödemeden değiştirebilme hakkı sunuyor.



En İyi Gelişim Gösteren Hava Yolu

2 bin 300 rakım'da pancar ve peynir otu

Hakkari’de ilkbahar mevsiminin gelmesiyle dağlarda pancar otu ve peynir otu toplamak isteyen vatandaşlar, 2 bin 300 rakım’lı Koyun Deresi yaylasına çıktı.


Dik kayalıkların ve halen kar kütlelerini bulunduğu bölgede ot toplayan kadın ve erkekler seyrine doyumsuz manzaralarda piknik yaparken, zaman zaman da zor anlar yaşadı.


HAKKARI'DE ILKBAHAR MEVSIMININ GELMESIYLE BIRLIKTE DAGLARDA PANCAR VE PEYNIR OTU TOPLAMAK ISTEYEN VATANDASLAR, 2 BIN 300 RAKIMLI KOYUN DERESI YAYLASINA CIKTI. DIK KAYALIKLARIN VE HALEN KAR KUTLELERINI BULUNDUGU BOLGEDE OT TOPLAYAN KADIN VE ERKEKLER, SEYRINE DOYUMSUZ MANZARALARDA PIKNIK YAPTI. (FOTO: BEHCET DALMAZ/HAKKARI-DHA)
HAKKARI’DE ILKBAHAR MEVSIMININ GELMESIYLE BIRLIKTE DAGLARDA PANCAR VE PEYNIR OTU TOPLAMAK ISTEYEN VATANDASLAR, 2 BIN 300 RAKIMLI KOYUN DERESI YAYLASINA CIKTI. DIK KAYALIKLARIN VE HALEN KAR KUTLELERINI BULUNDUGU BOLGEDE OT TOPLAYAN KADIN VE ERKEKLER, SEYRINE DOYUMSUZ MANZARALARDA PIKNIK YAPTI. (FOTO: BEHCET DALMAZ/HAKKARI-DHA)

İlkbahar ayları, Hakkari’de yaşayan işsizler için umut kapısı olurken, stres atmak isteyenlere de dört mevsimin bir arada yaşandığı seyrine doyumsuz manzara sunuyor. Kent merkezine 70 kilometre uzaklıkta bulunan Işık Köyü’ne bağlı 2 bin 300 rakım’lı Koyun Deresi yaylasına çıkan işsiz vatandaşlar, yemeklerde ve peynir yapımında kullanılan otlardan bolca toplama imkanı bulurken, stres atmak isteyen vatandaşlar ise halen kar kütlelerini bulunduğu zirvelerde piknik yapıp, gezmenin keyfini yaşadı.


HAKKARI'DE ILKBAHAR MEVSIMININ GELMESIYLE BIRLIKTE DAGLARDA PANCAR VE PEYNIR OTU TOPLAMAK ISTEYEN VATANDASLAR, 2 BIN 300 RAKIMLI KOYUN DERESI YAYLASINA CIKTI. DIK KAYALIKLARIN VE HALEN KAR KUTLELERINI BULUNDUGU BOLGEDE OT TOPLAYAN KADIN VE ERKEKLER, SEYRINE DOYUMSUZ MANZARALARDA PIKNIK YAPTI. (FOTO: BEHCET DALMAZ/HAKKARI-DHA)
HAKKARI’DE ILKBAHAR MEVSIMININ GELMESIYLE BIRLIKTE DAGLARDA PANCAR VE PEYNIR OTU TOPLAMAK ISTEYEN VATANDASLAR, 2 BIN 300 RAKIMLI KOYUN DERESI YAYLASINA CIKTI. DIK KAYALIKLARIN VE HALEN KAR KUTLELERINI BULUNDUGU BOLGEDE OT TOPLAYAN KADIN VE ERKEKLER, SEYRINE DOYUMSUZ MANZARALARDA PIKNIK YAPTI. (FOTO: BEHCET DALMAZ/HAKKARI-DHA)

Yolun bir bölümünü araçlarla, geri kalan 3- 4 kilometrelik bölümü ise yürüyerek yaylaya çıkan vatandaşlar, akşam saatlerine kadar bölgede ot toplayıp, piknik yaptı. Kimisinin atlarla geldiği bölgede dik kayalıklar ve karlı bölgelerde ot toplayan kadınlar ve erkekler zaman zaman da zor anlar yaşadı. Dağ çiçeği toplayan bazı genç kızlar ise, yaylada bulunan yaşlı kadınlara vererek anneler gününü kutladı.



2 bin 300 rakım'da pancar ve peynir otu

Kölelikten Filozofluğa: Epiktetos

Mersin’in Tarsus İlçesi’nde görev yapan gazeteci yazar Uğur Pişmanlık’ın senaristliğini yaptığı, antik çağın filozoflarından Epiktetos’un yaşamı ve öğretisini anlatan ‘Kölelikten Filozofluğa: Epiktetos’ adlı belgesel filmin çekimleri Denizli’de tamamlandı.


Yönetmeliğini Umut Hacıfevzioğlu’nun yaptığı, yapımcılığını Oruç Yurdaer ve Umut Hacıfevzioğlu’nun üstlendiği ‘Kölelikten Filozofluğa: Epiktetos’ belgeselinde, MS 55 yılında Hierapolis’te dünyaya gelen stoacı filozof Epiktetos, yaşadığı kentin tarihiyle birlikte anlatıldı.


FILOZOF EPIKTETOS’UN BELGESEL FILMININ CEKIMLERI DENIZLI'DE TAMAMLANDI. FOTO: TARSUS/ DHA
FILOZOF EPIKTETOS’UN BELGESEL FILMININ CEKIMLERI DENIZLI’DE TAMAMLANDI.
FOTO: TARSUS/ DHA

Yapımcı-yönetmen Hacıfevzioğlu, belgesel hakkında şu bilgileri verdi:


“Dünyada felsefenin ortaya çıktığı coğrafya antik Anadolu coğrafyasıdır. Anadolu, düşünce tarihi, felsefe tarihi bağlamında eşsiz bir kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor. Epiktetos, Roma döneminde, bugünkü Pamukkale, o zamanki adıyla Hierapolis’te yaşamış, çağın egemen felsefe ekollerinden biri olan Stoa felsefesinin iz bırakan düşünürlerinden biri. ‘Hierapolis Antik Kenti’ ise UNESCO dünya kültür mirası listesinde yer alan önemli bir antik kent. Belgesel, gerek ülkemizin gerekse de Denizli’nin tanıtımına katkıda bulunacaktır.”


FILOZOF EPIKTETOS’UN BELGESEL FILMININ CEKIMLERI DENIZLI'DE TAMAMLANDI. EKIP CEKIMLERIN TAMAMLANMASININ MUTLULUGUNU YASADI FOTO: TARSUS/ DHA
FILOZOF EPIKTETOS’UN BELGESEL FILMININ CEKIMLERI DENIZLI’DE TAMAMLANDI. EKIP CEKIMLERIN TAMAMLANMASININ MUTLULUGUNU YASADI
FOTO: TARSUS/ DHA

Belgeselin senaristi Uğur Pişmanlık ise daha önce “Antik Çağ’da Tarsus ve Felsefe” ile “Assos’ta Felsefe” adlı belgesellerde aynı yönetmenle çalışmıştı.



Kölelikten Filozofluğa: Epiktetos

Tarçınlı süt göbek yağlarını yakıyor!

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, tarçınlı süt içmenin göbek yağlarını erittiğini söyledi.


Enç. “Siz de havalardan etkilendiyseniz gece ara öğününüz tarçınlı süt olsun” dedi.Kilo alan kişilerde yağlanmanın göbek ve bel bölgesinde oluşmaya başladığını anlatan Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç,


“Yapılan araştırmalara göre; orta dereceli kalori kısıtlaması yapılan, az yağlı bir diyetin uygulandığı kişiye özel beslenme programında, günde 2 bardak süt tüketmek yağ yakımı için yeterli oluyor.Uzmanlar tarafından yapılan çalışmalarda, sütün içindeki kalsiyumun vücuttaki yağlanmayı azaltarak kilo kontrolü sağlamaya yardımcı olduğu ortaya konmuş. Süt, içerdiği kaliteli protein ve lioneik asit gibi yağ molekülleri ile kilo kontrolüne yardımcı oluyor. Güçlü kemikler için birebir. Mineral açısından son derece zengin olan süt aynı zamanda zengin bir kalsiyum kaynağı. 1 litre süt içinde bulunan kalsiyum; 10 kilo et, 5.2 ekmek, 12,6 kilo patates, 17 kilogram elma, 3,2 kilo marul ya da 2,4 kilogram havuçta bulunan kalsiyuma eş değer oluyor. Bu nedenle sağlıklı kemikler için süt içmemiz şart”


Tarçının bilinen en eski baharatların başında geldiğini söyleyen Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç,


“Bu baharat genelde tatlandırıcı olarak kullanılır. Yurt dışında yapılan araştırmalarda gösteriyor ki 6 hafta boyunca bir çay kaşığının çeyreği kadar tarçın tüketmek,kandaki glikoz miktarını ve kötü kolestrolü azaltıyor. Ayrıca şekeri metabolize etme yeteneğinizi de artırıyor.Şeker hastaları için faydalı olan tarçın,metabolizmayı hızlandırır ve kilo verilmesine yardımcı olur. Yağ dokularını kolayca eritir.Karın bölgesindeki yağlardan kurtulmak için Tarçın oldukça etkilidir.Tarçının içerisindeki enzimler, karın bölgesindeki kan damarlarını uyararak özellikle karın zayıflaması ve göbek eritme sürecini hızlandırmaktadır”



Tarçınlı süt göbek yağlarını yakıyor!

Rusya'da imam hapis cezasına çarptırıldı

Rusya’nın Belgorod kentinde bir cami imamı, yasadışı silah bulundurmaktan hapis cezasına çarptırıldı.


Rusya’nın resmi haber ajansı Tass’ın aktardığına göre, Belgorod kentinde bir camide görev yapan imam Feyzullah İsmailov, camide yasadışı silah ve patlayıcı madde bulundurmakla yargılandığı Oktyabrskiy İlçe Mahkemesi tarafından, üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. Suçlanan imam hapis cezası suçlamalarını reddetti.


İmama ayrıca, Rusya’da yasaklı olan ve ‘aşırılık’ propagandası yapan kitapları yaymak suçundan 4500 ruble para cezası verildi.


Rusya’da imam hapis cezasına çarptırıldı.


İmam Feyzullah İsmailov’un geçen aralık ayında da gözaltına alındığı ve mahkemede kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiği belirtiliyor.



Rusya'da imam hapis cezasına çarptırıldı

11 Mayıs 2016 Çarşamba

Bayan Hentbolcular kampa giriyor

2016 Avrupa Bayanlar Hentbol Şampiyonası elemeleri 6. Grup’ta mücadele eden milli, Danimarka ve Rusya ile oynayacağı müsabakalar için kampa giriyor.


Teknik Direktör Hikmet Vurgun’un nezaretinde 22 bayan hentbolcunun katılacağı milli takım 16 Mayıs Pazartesi günü Ankara’da kampa girecek.

Milliler hazırlıklarını, 20 Mayıs Cuma gününe kadar THF spor salonunda sürdürecek. 23 Mayıs’ta Rize’de kamp çalışmalarına devam edecek bayan hentbolcular, 1 Haziran’da Rize 3.000 kişilik spor salonunda Danimarka Milli Takımı’nı aırlayacak. 3 Haziran Cuma günü ise gruptaki son maçı için Rusya’ya hareket edecek milliler, 5 Haziran’da Krasnodar’da Rusya ile karşılaşacak.



Bayan Hentbolcular kampa giriyor

Zarrab ile ilgili İran’dan çarpıcı iddia

İran Meclisi Yolsuzluk Araştırma Komisyonu üyesi Emir Abbas Sultani, New York’ta tutuklu bulunan Reza Zarrab hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sultani, Zarrab’ın daha önceden hazırlanan bir plana göre, tutuklanacağını bile bile ABD’ye gittiğini savundu.


Al Monitor’a konuşan Sultani, İran’da idam cezası alan Babek Zencani ile Zarrab arasındaki ilişkiye dikkat çekti ve Zarrab’ın “Türkiye’de kalmayı sürdürmesi durumunda İranlı yetkililer tarafından yakalanacağını düşündüğünü” belirtti ve “Bu nedenle kendisini güvene almak için ABD’ye bilerek gitti” dedi.


Zarrab’ın, Babek Zencani davasında da önemli bir eleman olduğunu vurgulayan Sultanı, Zarrab’ın ABD’ye gelerek kendisine güvenli bir sığınak aradığını belirterek “Yargı yetkililerimiz, onun davasını takip ediyor. Ankara ile Tahran arasında ilişkilerin gelişmesi nedeniyle Türkiye’deki koşullar, onun için iyi değildi. İranlı yargı yetkilileri tarafından suçlu bulunsaydı Türkiye ile İran arasındaki anlaşma gereği, Tahran’a iade edilmesi gündeme gelebilecekti. İran ile ABD arasında suçluları iade anlaşması yok, Zarrab bundan dolayı ABD’ye gitmeye karar verdi” diye konuştu.

Sultanıi Zarrab ile ilgili olarak “Zencani davası ile ortaya çıkan yolsuzluk fırtınasının ne zaman dineceğini ve Zencani’ye ne olacağını bekliyor. Eğer Zencani idam edilirse, ölümünün arkasından Zarrab birçok gerçeği inkar eder. Zarrab, Zencani’nin sırdaşı ve şirketlerinin kıdemli yöneticisiydi. İkisi birlikte 70’den fazla şirket kurdular ve birçoğu Zarrab tarafından yönetiliyordu” diye konuştu.


Zarrab’ın, Zencani tutuklanmadan önce İran’a sık sık geldiğini de değinen Sultanı “Zencani ile bağlantısı olmadığı mesajını defalarca bize iletti. Ama çok açık bir şekilde, onun Zencani ile bağlantısı vardı vardı ve onun bir yöneticisiydi” dedi.

Türk hükümetinin Babek Zencani ve Reza Zarrab’ı desteklediğini de ileri sürerek, ‘Türk mahkemesinin Zarrab’ı nasıl akladığını’ gördük’ diyen İranlı milletvekili Sultani, “Peki Erdoğan neden Zarrab’a yardımcı olmuyor?” sorusuna da “Erdoğan’ın Zarrab’a yardımcı olmadığını nerden biliyorsunuz. Bunları kamuoyuna ilan etmezler” karşılık verdi.

Zencani’nın Türkiye’deki birçok mal varlığının Zarrab’ın adına kayıtlı olduğunu savunan Sultani “Zencani ve Zarrab’ın İran Petrol Bakanlığı parasını çalmak dahil 30’dan fazla suçlamaları” olduğunu belirtti.



Zarrab ile ilgili İran’dan çarpıcı iddia

Laiklik olmadığında Türkiye Ortadoğu ülkesi olur

TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi (TBMM) eski Başkanı Hikmet Çetin, “Laiklik olmadığı zaman Türkiye normal bir Ortadoğu ülkesi haline gelir” dedi.


TBMM eski Başkanı Hikmet Çetin, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ANSİAD) konuğu oldu. Akra Barut Otel’de düzenlenen ve çok sayıda işadamının katıldığı toplantıda Hikmet Çetin, Ortadoğu ve Suriye konulu bir konuşma yaptı. Ortadoğu’da sorunların Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra başladığını belirten Hikmet Çetin, Türkiye’nin ise büyük özenle uygulanan dış politikalarının bir kenara itildiği, ‘komşularla sıfır sorun’ denilirken, bugün 5 ülkede büyükelçi bulunduramadığımızı kaydetti.


DIŞ POLİTİKA İLKELERİ ÇİĞNENDİ


Ortadoğu’da ‘Biz artık oyun kurucu olmalıyız’ sözlerini de hatırlatan Hikmet Çetin, “Bölgeyi bilenler için bu hayaldir. Bir kere kendi içinde barışı sağlamadan böyle bir işe kalkışmak büyük yanlışlık. Dış politikada olmaması gereken çok temel ilkeler var. Birincisi ideolojiye göre dış politika olmaz. İkincisi dış politika iç politikaya alet edilemez. Üçüncüsü başka ülkelerin iç politikalarına karışmamak lazım. Siz bir gün Amerika’nın ‘Suudi Arabistan’da niye demokrasi yok, niye kadın hakları yok’ dediğini duydunuz mu? Ülke yararı neyse, buna dikkat etmek lazım” diye konuştu.


DAHA BÜYÜK GÖÇ DALGASI


Suriye-Türkiye sınırının Pakistan-Afganistan sınırına döneceği şeklindeki sözlerini hatırlatan Hikmet Çetin, “Maalesef haklı çıktım. Irak ve Suriye devlet olarak çökmüş. Daha da büyük göç dalgalarına yol açacaklar. Terör giderek artacak ve terörizm sadece bölgeyi değil dünyayı da etkileyecek boyuta çıkacak” dedi.


MEZHEPÇİLİK UYARISI


Bölgedeki çatışmaların mezhepçiliği ön plana çıkardığını dile getiren Çetin, “Bazı karar ve davranışlar da çözüm yerine tahrik ediyor. İslam ordusu fikri aslında İran’a karşı mezhepçiliği tahrik eden bir harekettir. Önemli hale gelen ikinci sorun Kürt sorunu. Bölgede her ülke için ayrı ayrı idi. Ama artık bu sorun önce bölge sorunu haline geldi, daha da kötüsü dünyanın gündemine girdi. Her gün konuşuluyor, ‘devlet kurulacak şu bu yapılacak’ diye. Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı savaş, dışarda Kürtlere karşı büyük bir sempati ortaya çıkardı. ‘Tek savaşan onlar’ diye de her türlü yardım yapılıyor” dedi.


TERÖRİZM İLK DEFA TOPRAK SAHİBİ OLDU


Bölgede terörizmin hep var olduğu ama şimdi yerleşik hale geldiğini anlatan Hikmet Çetin, “Belki de dünyada ilk defa IŞİD toprak sahibi oldu. Kaç yıldır uğraşılıyor ama bölgeden atılamıyor” dedi. Irak, Libya, Mısır, Yemen, Suriye gibi ülkelere yapılan dış müdahalelerin de tamamen yanlış olduğunu anlatan Çetin, “Öyle bir tehlikeli dış müdahale ki, ‘Saddam giderse Irak’a demokrasi gelir, Kaddafi giderse Libya kurtulur. Mübarek giderse Mısır, Esad giderse Suriye kurtulur’, yani hiçbiri kurtulmadı. Ve birçok ülke eski liderlerini arar hale geldi” diye konuştu.



Laiklik olmadığında Türkiye Ortadoğu ülkesi olur

1300 DEAŞ'lı terörist öldürüldü

“MASUMLARA ZARAR VERMEDEN YAPMAYA ÇALIŞMAKTAYIZ”


Türk Silahlı Kuvvetlerinin bayraklaşan yurt topraklarının, vatanın egemenlik ve bağımsızlığını korumak, milletin birlik, beraberlik ve güvenliğini sağlamak maksadıyla faaliyetlerini büyük bir gayret, fedakarlık ve kararlılık içinde sürdürdüğünü söyleyen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, “Bu kapsamda terörle mücadele harekatı, yurt içinde ve yurt dışında, asker polis ve köy korucularımız tarafından, omuz omuza ve kararlı bir şekilde sürdürülmektedir. Bu yöndeki gayretlerimiz teröristlerin tamamı etkisiz hale getirilinceye kadar, aynı azim ve kararlılıkla devam edecektir. Bunu da en az zayiatla ve masum insanlara zarar vermeden yapmaya çalışmaktayız” diye konuştu.


“EN AZ ZAYİATLA YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ”


Akar, ” Operasyonlar mümkün olan en az zayiatla ve mümkün olduğu kadar da hiçbir şekilde hiçbir masum halka, vatandaşımıza zarar gelmeden yapılmaya çalışılmaktadır. Bu vesileyle terörle mücadelede şehit olan kahraman asker, polis ve köy korucularımızı ve menfur terörist saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşlarımızı da rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize de acil şifalar diliyorum” şeklinde konuştu.


EGE’DE İŞBİRLİĞİ


Konferansın Balkanlarda güvenlik ortamının yerleşmesine önemli katkılar sağladığını söyleyen Akar, ancak hala yapılması gereken çok şey olduğunu ifade etti. Akar, “Bölgemizde hepinizin bildiği gibi düzensiz göçle yoğun bir şekilde mücadele etmekteyiz. Bu kapsamda ilgili ülkelerle ve NATO ile koordinasyon ve yakın iş birliği içindeyiz. Son 3 yılda Ege Denizinde Türkiye tarafından 132 bin civarında yasa dışı göçmen yakalanmıştır. Ülkelerin tek başına bu tehditlerle başa çıkabilmeleri pek mümkün görülmemektedir. Bu yüzden uluslararası çözüm üretmek bir gerekliliktir. Eğer beraberce hareket etmez ve gerekli önlemleri almazsak, sonunda ülkelerimiz çok daha büyük bedeller ödeyerek daha büyük problemlerle uğraşmak zorunda kalacaktır” diye konuştu.


132 BİN KAÇAK GÖÇMEN YAKALANDI


Orgeneral Akar, Balkan Devletleri olarak Suriye, Irak ve Ukrayna gibi bölgelerle yakınlığı nedeniyle ortak krizlerle karşı karşıya olduklarını ifade ederek, birlikte hareket edilerek bölgesel problemlerin engellenmesinin mümkün olacağını söyledi. Bu kapsamda konferansın söz konusu sorunların çözümüne yönelik arayışlar için uygun bir platform olduğunu değerlendiren Akar, konferansın barış, güvenlik ve istikrar alanında birlikte hareket etme konusunda örnek teşkil ettiğini, küresel barışa da önemli katkılar sağladığını dile getirdi.


ULUSLARARASI TOPLUMA ELEŞTİRİ


Orta Doğu’nun, terörizm, sınır anlaşmazlıkları, etnik ve mezhepsel çatışmalarla çalkalandığını hatırlatan Genelkurmay Başkanı Akar, “Özellikle Suriye ve Irak’taki çatışmalar uluslararası kuruluş ve ülkelerin harekete geçme yönündeki isteksizliği, yavaş davranma sebebiyle daha da zor bir hal almaktadır” dedi.


SURİYE BATAKLIĞA DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA


Suriye’deki krizin, 2. Dünya Harbinden bu yana dünyanın en büyük insani krizi olma niteliğini taşıdığını söyleyen Orgeneral Hulusi Akar, ” Bu kriz, 500 binden fazla insanın yaşamına mal olmuş ve Milyonlarcasının da evlerini terk etmelerine sebep olmuştur. Maalesef Suriye şimdi bir bataklığa dönüşmüş durumdadır. Bu krizin doğal olarak Suriye’nin komşularından başlayarak, bütün dünyaya yansıyan etkileri vardır. Yaklaşık 5 milyon Suriyeli, Suriye toprakları dışında, çoğunluklada komşu ülkelerde yaşamaktadır. Bunlardan 3 milyon civarında Suriyeli, Türkiye’de misafir edilmektedir. Bu rakam tek bir ülkede bulunan en yüksek mülteci sayısıdır. Şu ana kadar mülteciler için Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, kendi milli bütçemizden 10 milyar dolar civarında bir harcama yapılmıştır. Bütün bu zorluklara rağmen Ankara bütün mültecilere açık kapı politikası uygulamaya devam etmektedir” şeklinde konuştu.


DEAŞ İSLAM’I TEMSİL ETMİYOR


“Hiçbir gerekçe ile hiçbir terörist hareket meşru gösterilemez, meşruiyet kazandırılamaz. Bizler teröre karşı birlikte savaşmalıyız” diyen Orgeneral Akar, “Ankara, PKK terör örgütüyle mücadelesini kararlılıkla sürdürmektedir. PYD/YPG PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı olarak ortaya çıkmıştır. Bu iki örgütün birbiriyle irtibatı ve işbirliği apaçık ortadadır. Bu durum dünyanın büyük bir çoğunluğu ve uluslararası kuruluşlar tarafından tanınmaktadır. PKK bir taraftan masum insanları öldürürken, diğer taraftan da uluslararası kamuoyunda meşruiyet kazanma gayreti içerisinde bulunmaktadır. Benzer şekilde DEAŞ da özellikle bölgemize genel olarak ise dünyaya tehdit teşkil eden en barbar terör örgütlerinden biridir. Bu örgütün hiçbir şekilde İslam’ı ve Müslümanları temsil etmesi söz konusu değildir. Önemli şehirlerimize yönelen kanlı intihar saldırılarının yanı sıra son zamanlarda sınırdaki ilimiz Kilis, DEAŞ tarafından hedef alınmaktadır” ifadesini kullandı.


DEAŞ İYE YOĞUN MÜCADELE İÇİNDEYİZ


Uluslararası koalisyonun bir parçası olarak 2013 yılından bu yana DEAŞ’a karşı yoğun bir mücadele içinde bulunduklarını söyleyen Akar, “2013 yılında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak biz DEAŞ’ı terör örgütü olarak görmekteyiz. 2013’te bu tanımlama yapılmıştır ve o günden beride bu örgüte karşı terörist muamelesi yapmaktayız” dedi.


DEAŞ SALDIRILARINA ANINDA KARŞILIK VERİLİYOR


Suriye sınırında DEAŞ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırılara anında misliyle karşılık verildiğini söyleyen Akar, “Bugüne kadar Suriye ve Irak’ta TSK tarafından yaklaşık bin 300 DEAŞ mensubu terörist etkisiz hale getirilmiş, çok sayıda silah, roket, mevzi, araç ve bina imha edilmiştir” diye konuştu.


SURİYE SINIRINDA YAKLAŞIK 375 BİN KİŞİ YAKALANMIŞTIR


Teröre karşı savaşmanın ve yabancı terörist savaşçıların hareketlerinin engellenmesinin en önemli şartlarından birisinin yasa dışı sınır geçişlerinin önlenmesi olduğunu hatırlatan Akar, “Bu kapsamda son 3 yılda Ankara’nın özellikle Suriye ve Irak hudutlarında gerek personel, gerek teknoloji ve gerekse kaynaklar bakımından güvenliği en üst seviyeye çıkardığını dile getiren Akar, “Alınan tedbirler sonucu Suriye krizinin başladığı 2011 yılından beri Suriye sınırında yaklaşık 375 bin kişi yakalanmıştır. Bunlara yasal yollardan, kapılardan giren mülteci sayısı dahil değildir” diye konuştu.



1300 DEAŞ'lı terörist öldürüldü

Anadolu kulüpleri boş tribünlerden şikayetçi

Spor Toto Süper Lig ve PTT 1. Lig’de sezonun tamamlanmasına az bir süre kala, Anadolu kulüpleri seyircilerin maçlara yeterince ilgi göstermemesinden yakındı.


Liglerde hem üst sıralara oynayan hem de düşmeme mücadelesi veren takımlar, statların boş kalması nedeniyle sıkıntı yaşıyor. Taraftarların statlara gelmemesi, kulüplerin iç saha avantajını eline almasına engel olurken, bir yandan da maddi destekten yoksun bırakıyor.


PTT 1. Lig’de Süper Lig’e yükselme mücadelesi veren Kardemir Karabükspor’da, kulüp başkanı Hikmet Ferudun Tankut, AA muhabirine ligin başından bugüne kadar tribünlerin tam anlamıyla dolduğunu göremediğini belirtti. Tankut, “Saha dışı oyunlar nedeniyle yenen haklar, bizleri ve futbolcuları olduğu kadar maalesef taraftarı da futboldan soğutuyor.” dedi. 


Tankut, taraftarı futbola küstüren bir çok nedenin olduğuna dikkati çekerek, geçen sezon Süper Lig’den düştükleri PTT 1. Lig’e yeni bir ekiple başladıklarını anlattı. Bütün futbolcuları ve teknik heyeti değiştirdiklerini anımsatan Tankut, “Yönetim de değişti. Sıfırdan bir takımla ve şampiyonluk parolasıyla lige başladık. 33 hafta geride kaldı ve biz hep ilk 3 içinde yer aldık. Hatta uzun süre ligi lider götürdük. Ancak bu 33 haftada hiçbir zaman tribünleri dolduramadık. Taraftarın bir küskünlüğü var. Sadece bu bizimle de alakalı değil. Bir çok şehirde bu böyle.” diye konuştu. 


Kulüp olarak bunu kırmanın mücadelesini verdiklerini vurgulayan Tankut, “Sivil toplum örgütleriyle toplantılar düzenledik. Taraftara sürekli çağrıda bulunduk. Maçların ve Kardemir Karabükspor’un önemini anlattık. Teknik heyet ve futbolcularımızı sokaklara saldık. Ellerinde çiçekler vatandaşlarla buluşturduk. Maçlara davet ettik.” ifadelerini kullandı. 


Taraftarın futbola küsmesinin en büyük nedenlerden birisinin “saha dışı oyunlar” olduğunu dile getiren Tankut, şunları söyledi: 


“Maalesef bu böyle. Özellikle PTT 1. Lig’de bunu çok net yaşıyoruz. Saha dışı oyunlar nedeniyle yenen haklar, bizleri ve futbolcuları olduğu kadar maalesef taraftarı da futboldan soğutuyor. Şimdi Süper Lig’e çıkma mücadelesi veriyoruz. Taraftara en çok ihtiyacımız olduğu zaman. Uğraşlarımız sonunda statlara çektiğimiz taraftarlar, sahada yenen haklara şahit olunca kontrolden çıkıyor. Sonra üstüne olmadık ağır cezalar alıyoruz. 4 maç sahamız taraftara kapalı. Bir taraftarın sahaya girmesi on binlerce kişiyi etkiliyor, sonra yine başa dönülüyor. Önce futbolu yönetenler hatayı kendisinde arayacak.”


– Kayserispor 


Spor Toto Süper Lig’de düşme tehlikesini yaşayan takımlar arasında yer alan Kayserispor’un başkan vekili Oğuz Ortaköylüoğlu, ülke genelinde futbola ilgisizlik olduğunu, bundan kulüp olarak kendilerinin de etkilendiğini söyledi.


Passolig’in de taraftarın azalmasındaki etkenlerden biri olduğuna vurgu yapan Ortaköylüoğlu, kulüp olarak taraftar sayısını artırmak için çeşitli çalışmalar yaptıklarını ifade etti. 


Kümede kalma mücadelesi içinde olduklarını hatırlatan Ortaköylüoğlu, “Son haftalarda başta Kapalı Kale grubumuz olmak üzere taraftarımız takımın yanında yer alıyor. Deplasmandaki Akhisar Belediyespor maçına Kayseri’den Manisa’ya 11 otobüs taraftar gitti. Bu çok önemli bir destek. İç saha maçlarında da desteğin artmasını bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.


Medicana Sivasspor 


Medicana Sivasspor Kulüp Başkan Vekili Erdal Sarılar, taraftarların stada gelmemesinde Passolig’in büyük etkisi olduğunu dile getirdi. 


Bu sezon yaklaşık 24 bin Passolig sattıklarını belirten Sarılar, “6 bin 250 adet kombine satışımız var. Baktığımız zaman tribünlerimiz boş. Zaten taraftar tuttuğu takım biraz kötü gittiği zaman karşılaşmalara gelmeyi bırakıyor. Yani takımını terk ediyor. Bir de takım küme düşme hattına girdiği zaman zaten hiçbir karşılaşmaya gelmek istemiyor.” diye konuştu. 


– 1461 Trabzon


PTT 1. Lig’de düşme hattında yer alan 1461 Trabzon’un kulüp başkanı Bekir Aktürk, kendileri gibi birçok Anadolu kulübünün Passolig’in seyirciyi tribünlerden uzaklaştırdığını düşündüğünü vurguladı.


Başarılı futbol oynamalarına rağmen sezon başından itibaren seyirci konusunda yaşadıkları sıkıntıya değinen Aktürk, şöyle konuştu: 


“Biz Trabzonspor’un mutfağıyız. Yemeğe tuz ve biber ekleyince nasıl güzel oluyorsa, futbol da seyircisiz oynanınca tat vermiyor. Bu nedenle seyirci konusunda özellikle Passolig bizi tamamen vurdu. Nihayetinde Trabzon’da insanların geliri belli. İnsanlar Passolig almaktan imtina ediyor. Sonuçta bu uygulamaya baktığınızda da başarılı olmadığını görüyorsunuz. Zira insanlar başkalarının kartıyla maçlara girebiliyor. Buna başka bir formül bulunması gerekiyor. Passolig seyirciyi tribünlerden uzaklaştırdı. Bunu görüştüğüm çoğu Anadolu kulüpleri de söylüyor.”


– Adanaspor 


Adanaspor Basın Sözcüsü Bülent Uzel, seyircinin stada gelmesinin takımın performansıyla ilgili olduğunu söyledi.


Kulüp olarak istedikleri sonuca ulaştıklarını, bunda taraftarın da desteği olduğunu ifade eden Uzel, şunları kaydetti: 


“Tribüne gelen taraftar sayısı başarıyla doğru orantılı. Bu sadece Adanaspor’da veya PTT 1. Lig’de böyle değil, tüm Türkiye’de bu şekilde. Dün oynanan Galatasaray-Beşiktaş derbisinde bile yaklaşık 20 bin kişi vardı. Takımların başarılı olması, maçlara gelmeyen taraftarı tribüne çekiyor. Adanaspor için de böyle oldu. Uzun bir yenilmezlik serisi yakalayıp şampiyonluğa ulaşmamız doğal olarak tribündeki taraftar sayısını artırdı. Passolig kart sayımız da buna bağlı olarak, sezon başından bu yana yaklaşık iki kart arttı. Başarı, taraftarın tribünlere gelmesi için en temel kriterlerden birisidir. İnşallah taraftarımız, tribünleri tamamen doldurarak Süper Lig maçlarında bize daha fazla destek olurlar.”



Anadolu kulüpleri boş tribünlerden şikayetçi

Atatürk, “yüksek profil”i severdi!

Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk gerçek bir liderdi. Bu yüzden “Sözümü dinletemem, ileride bana rakip olurlar” gibi endişeler taşımadı, “düşük profilli” isim aramadı, döneminin en güçlü adamlarıyla çalıştı.


Atatürk’ün başbakan yaptıkları arasında İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fethi Okyar gibi tarihimizde önemli izler bırakmış isimler yer aldı. Atatürk döneminin bakanları arasında da Fevzi Çakmak, Kazım Özalp, Tevfik Rüştü Aras, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Mahmut Esat Bozkurt , Refik Saydam, Hasan Saka, Şükrü Kaya, Abdülhalik Renda gibi önemli değerler vardı.

Celal Bayar da Cumhurbaşkanlığı döneminde “Yüksek Profilli” bir isim olan Adnan Menderes’le çalışmaktan kaçınmadı, 10 yıl boyunca tüm hükümetleri ona kurdurdu.


++


27 Mayıs askeri darbesinin ardından siyasete girenler ise ne olur ne olmaz korkusunu üzerlerinden bir türlü atamadı, çalışma arkadaşlarını belirlerken “düşük profil”e sarıldı.

Süleyman Demirel AP Genel Başkanı iken de, sonraki yıllarda DYP Genel Başkanı olduğunda da yanında hiçbir zaman lider özelliği taşıyan bir isim bulundurmadı. Düşünün ki Cumhurbaşkanı seçildiğinde yerini bıraktığı isim Tansu Çiller’di.

ANAP Genel Başkanı ve Başbakan iken Çankaya’ya çıkan Turgut Özal da “düşük profil” meraklısıydı. Yerine Başbakan olarak Yıldırım Akbulut’u atadı.

Önce CHP, sonra DSP Genel Başkanı olarak başbakanlığa gelen Bülent Ecevit de yanında hiçbir zaman güçlü, karizmatik yardımcı istemedi.

Sadece iktidar partilerinin değil muhalefet partilerinin liderleri de “yüksek profil” fobisinin esiriydi. CHP’de Deniz Baykal’ın yerine gele gele Kemal Kılıçdaroğlu geldi.


++


Recep Tayyip Erdoğan’ın da “yüksek profil” korkusunu üzerinden atamadığı anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı olduğunda yerini Abdullah Gül’e değil Ahmet Davutoğlu’na bıraktı. Ne var ki ummadık taş baş yardı, Davutoğlu beklenmeyen bir performansla profilini yükseltti ve bu da onun sonu oldu.


++


Sonuç olarak şu rahatlıkla söylenebilir:

Gerçek liderler “yüksek profil”den korkmaz!



Atatürk, “yüksek profil”i severdi!

Anneler ve Çocukları defilesinde 60'lar

Türk Böbrek Vakfı (TBV), Anneler Günü’nde vakfın diyaliz merkezlerinde tedavi gören böbrek hastası ailelerin çocuklarına verilecek eğitim yardımlarına kaynak sağlamak amacıyla “Anneler ve Çocukları” adlı defile yaptı.


“Anneler ve Çocukları” adlı defile, sanat, spor ve cemiyet hayatından ünlü annelerini çocuklarıyla birlikte podyumda buluşturdu.


TURK BOBREK VAKFI; ANNELER GUNU’NDE VAKFIN DIYALIZ MERKEZLERINDE TEDAVI GOREN BOBREK HASTASI AILELERIN COCUKLARINA VERILECEK EGITIM YARDIMLARINA KAYNAK SAGLAMAK AMACIYLA KOLLARI SIVADI. BU AMACLA DUZENLENEN ‘ANNELER VE COCUKLARI’ ADLI DEFILE, SANAT, SPOR VE CEMIYET HAYATINDAN UNLU ANNELERINI COCUKLARIYLA BIRLIKTE PODYUMDA BULUSTURDU. (ISTANBUL, DHA)
TURK BOBREK VAKFI; ANNELER GUNU’NDE VAKFIN DIYALIZ MERKEZLERINDE TEDAVI GOREN BOBREK HASTASI AILELERIN COCUKLARINA VERILECEK EGITIM YARDIMLARINA KAYNAK SAGLAMAK AMACIYLA KOLLARI SIVADI. BU AMACLA DUZENLENEN ‘ANNELER VE COCUKLARI’ ADLI DEFILE, SANAT, SPOR VE CEMIYET HAYATINDAN UNLU ANNELERINI COCUKLARIYLA BIRLIKTE PODYUMDA BULUSTURDU. (ISTANBUL, DHA)

TBV Başkanı Timur Erk ve Yönetim Kurulu Üyesi Seval Ermiş himayelerinde; Selda Topal ve Tuğba Şahin’in projelendirdiği organizasyon Shangri-La Hotel’de gerçekleştirildi. Ünlü modacı Gülnur Güneş’in desteğiyle gerçekleştirilen “Anneler ve Çocukları” defilesinde ünlü anneler ve çocukları, Güneş’in yeni markası Gigiis tasarımları podyumda 60’ların rüzgarlarını estirdi. TBV Başkanı Timur Erk, iş, sanat ve spor dünyasının önemli kadınlarının, projeye olan desteklerinin çok özel olduğunu, toplumsal birliktelik ve sosyal sorumluluk adına gösterdikleri özveriden büyük onur duyduğunu dile getirdi. Erk,


“Diyaliz merkezimizde tedavi gören hastaların birçoğu erken yaşta böbrek hastası oldukları için eğitimleri maalesef yarım kalmıştır. Bu sebeple çocuklarının okumaları ve iyi bir eğitim almaları onlar için ayrıca önem taşıyor. Biz de bu konuda onlara destek olmaktan büyük mutluluk duyacağız”


TURK BOBREK VAKFI; ANNELER GUNU’NDE VAKFIN DIYALIZ MERKEZLERINDE TEDAVI GOREN BOBREK HASTASI AILELERIN COCUKLARINA VERILECEK EGITIM YARDIMLARINA KAYNAK SAGLAMAK AMACIYLA KOLLARI SIVADI. BU AMACLA DUZENLENEN ‘ANNELER VE COCUKLARI’ ADLI DEFILE, SANAT, SPOR VE CEMIYET HAYATINDAN UNLU ANNELERINI COCUKLARIYLA BIRLIKTE PODYUMDA BULUSTURDU. (ISTANBUL, DHA)
TURK BOBREK VAKFI; ANNELER GUNU’NDE VAKFIN DIYALIZ MERKEZLERINDE TEDAVI GOREN BOBREK HASTASI AILELERIN COCUKLARINA VERILECEK EGITIM YARDIMLARINA KAYNAK SAGLAMAK AMACIYLA KOLLARI SIVADI. BU AMACLA DUZENLENEN ‘ANNELER VE COCUKLARI’ ADLI DEFILE, SANAT, SPOR VE CEMIYET HAYATINDAN UNLU ANNELERINI COCUKLARIYLA BIRLIKTE PODYUMDA BULUSTURDU. (ISTANBUL, DHA)

Organizasyon kapsamında podyuma Aylin Yılmaz, Aslı Tacir, Ayşe Kucuroğlu, Belma Canciğer, Dilek Birgen, Hülya Kanlı, Hande Acar, Şebnem Arslan, Işıl Rençber, İpek Açar, Meltem Demir, Mergim Agel, Melis Babadağ, Neslihan Demir, Pınar Güneş, Selen Görgüzel Alkan, Selvi Serttaş, Sinem Ceceli, Tuğba Şahin, Zeynep Ilıcalı, çıktı.


Kariyerini Borussia Dortmund’da devam ettiren milli futbolcumuz Nuri Şahin’in eşi Tuğba Şahin de, defile için hem organizasyonda hem de podyumda görev alan isimlerden. Şahin,


“Böbrek hastası çocukların eğitimi için arkadaşım Selda Topal ile ve dahil olduğum bu işte, oğlum ve karnımdaki kızım ile yer almak unutulmaz bir anı oldu. Selda’nın yaptığı tüm etkinliklere Almanya’dan günü birlik bile olsa geliyorum. Çünkü keyif alıyorum ve mutlu oluyorum”


Organizasyonda yer alan bir diğer isim Zeynep Ilıcalı ise,


“Bu güzel organizasyona sevgili arkadaşım Selda Topal’ın teşvikiyle katılmış olmaktan çok mutluyum. Kızlarım Leyla, Yasemin ve benim için çok güzel bir anı olduğuna inanıyorum. Beni en çok etkileyen de 60’lar teması ile podyuma çıkmış olmamız. Leyla son derece cool, Yasemin ise kıyafeti için çok heyecanlıydı. Hepimiz için son derece anlamlı bir organizasyon oldu”


“Projeye, sevgili Selda ile katıldım” diyerek sözlerine başlayan Neslihan Demir de “Kızım çok heyecanlıydı, ilk defa böyle bir deneyim yaşadı. Sorduğumda ‘anne en güzeli de yardıma ihtiyacı olan arkadaşlarıma yardım etmekti, bu çok güzel bir duygu’ demesi benim için çok anlamlı”


Koreografisini Asil Çağıl’ın yaptığı defilenin ardından, Türk Pop müziğinin güçlü sesi Ayşegül Aldinç, Metin Özülkü orkestrası eşliğinde bir konser vererek davetlilere keyifli dakikalar yaşattı.


TURK BOBREK VAKFI; ANNELER GUNU’NDE VAKFIN DIYALIZ MERKEZLERINDE TEDAVI GOREN BOBREK HASTASI AILELERIN COCUKLARINA VERILECEK EGITIM YARDIMLARINA KAYNAK SAGLAMAK AMACIYLA KOLLARI SIVADI. BU AMACLA DUZENLENEN ‘ANNELER VE COCUKLARI’ ADLI DEFILE, SANAT, SPOR VE CEMIYET HAYATINDAN UNLU ANNELERINI COCUKLARIYLA BIRLIKTE PODYUMDA BULUSTURDU. (ISTANBUL, DHA)
TURK BOBREK VAKFI; ANNELER GUNU’NDE VAKFIN DIYALIZ MERKEZLERINDE TEDAVI GOREN BOBREK HASTASI AILELERIN COCUKLARINA VERILECEK EGITIM YARDIMLARINA KAYNAK SAGLAMAK AMACIYLA KOLLARI SIVADI. BU AMACLA DUZENLENEN ‘ANNELER VE COCUKLARI’ ADLI DEFILE, SANAT, SPOR VE CEMIYET HAYATINDAN UNLU ANNELERINI COCUKLARIYLA BIRLIKTE PODYUMDA BULUSTURDU. (ISTANBUL, DHA)

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk ve Yönetim Kurulu Üyesi Seval Ermiş gerçekleştirilen organizasyon kapsamında diyaliz makinesi bağışında bulunan, Mesude Öztanık, Ferhan Ersoy ve Seyhan Sapmaz’a teşekkür plaketi takdim ettiler. Projeyi gerçekleştiren Selda Topal ve Tuğba Şahin’in yanı sıra organizasyon destekçilerinden Ayşe Deliismail Çiftliği ve b.a.k Organizasyon’a da yine desteklerinden dolayı plaket takdim edildi.



Anneler ve Çocukları defilesinde 60'lar

BM'den insan hakları uyarısı

Birleşmiş Milletler’in (BM) en üst düzey İnsan Hakları Komiseri Zeyd Raad El-Hüseyin’den Türkiye’ye yönelik insan hakları uyarısı geldi.


BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri PKK ve PKK ile ilintili örgütlerin yasadışı eylemlerini ve uyguladıkları şiddeti güçlü bir biçimde kınadığını vurgulayan Zeyd Raad El-Hüseyin, terör eylemleri sonucu tüm can kayıplarından üzüntü duyduğunu söyledi. Türkiye’de terörle mücadelede insan hakları ihlallerine dikkati çeken Hüseyin,


“Kendi halkını şiddet eylemlerinden korumak Türkiye’nin görevidir. Yetkililerin terörizm karşıtı operasyonlar yaparken insan haklarına, işkence, yargısız infaz, orantısız öldürücü şiddet ve keyfi gözaltı eylemlerini yasaklayan uluslararası hukuka saygı göstermesi gerekmektedir”


dedi.


Doğu ve Güneydoğu bölgesinde işkence, keyfi gözaltı, sivillere ait binaların orantısız tahribi olduğuna ilişkin iddiaların araştırılmasını istediklerini dile getiren Hüseyin,


“Tüm bu iddialar son derece ciddidir ve titizlikle soruşturmalıdır. Ancak bugüne kadar bu yapılmamış görünüyor. Türkiye hükümeti bizim ve Birleşmiş Milletler’in diğer organlarının bölgeyi ziyaret etme ve birinci elden bilgi toplama isteklerine yanıt vermedi”


diye konuştu.


Hüseyin, bölgeye BM görevlilerinin yanı sıra gazetecilerin de girişine izin verilmediğini belirtti.



BM'den insan hakları uyarısı

Türkiye kendisini neden dünyadan soyutluyor..?

Türkiye neden kendisini hep dünyadan soyutlar?

Ya da dünya neden kendisini hep Türkiye’den soyutlar?

Böyle bir denklem var.


Türkiye dünya ile entegre olamıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bunu her fırsatta dile getiriyor.

Son olarak Haziran ayında AB ülkelerinin Türklere vize kaldırma konusunda Türkiye ile vardığı anlaşmayı dile getirirken, Türkiye’nin hep dışlandığı, haksızlığa uğradığı vurgusuyla tepkili konuşmasını dinledim.
AVRUPALILAR TÜRKLER KADAR SEMPATİ İLE YAKLAŞMIYOR

Türkiye gerek AB boyutunda olsun, gerekse ABD boyutunda olsun, en yakın müttefikleriyle bir olamadığını ortaya koyuyor.

Yani her alanda müttefikiz ama arada öyle bir uyum yok. Yani sempati ve sevgi yok.

Türkiye hep kendisini dışlanmış, hep kullanıldığı izlenimi içerisinde. Peki, Türkiye tarafından böyle okunuyor ise AB ve ABD tarafından da durum böyle mi?

ABD’yi bilmem ama AB ile Türkiye’nin aynı düşünmediğini kesin biliyorum.

AB ülkeleri arasında Türkiye ile yıllardır bir uyum ya da diyalog bile yok. Avrupa’nın başkenti Brüksel de Türkiye’nin yıllardır mücadele verdiği PKK terör örgütü lideri ve mensupları için kurulan çadırları Cumhurbaşkanı sürekli dile getirerek, bozuk atan dersler veriyor. Böyle mesajlar yola çıkarken, Türkiye yine de AB ile oturup anlaşmalar yapıyor.

Suriyeli 3 Milyon mülteciyi Türkiye’ye almak için kabul ettiğini açıklıyor. Karşılığında da Türklere AB’ye vize serbestliği istiyor. Hani derler ya, sen ne yaparsan yap, karşıdaki seni sevmez ise kalpten sana yaklaşmaz ise onlara gitsen ne yazar. Bu istenilmeyen yere davet edilme gibidir.
AVRUPA’DAKİ TÜRKLER DE BUNU HEP HİSSETMİŞTİR

İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AB’ye vize konusundaki isyanın duyunca, Avrupa’da yaşayan bir Türk vatandaşı olarak yıllardır biz de isyanı hissettik.

Türkler Avrupa’da fazla sevilmez. Nedeni ise Osmanlı İmparatorluğuna kadar uzanır. Örneğin İsveç’te Kraliyet Sarayı’nda gezerken, bir Türk başı gördüm. O baş sembolik olarak nişan alınan bir Türk başı olarak kullanılıyormuş.

Türk deyince akla bıyıklı bir erkek figürü geliyor. Bu korku Osmanlı döneminden kaynaklanıyor. Osmanlı’nın Viyana’ya kadar uzanan seferleri Türklere karşı korku yaratmış. Yani tarihi bir korku. Bu korku dünde, bugünde hep oldu. Bundan sonra da olacak. Yani Avrupa, Türkiye’yi hala AB’ye almadıysa böyle bir antipatinin ürünüdür.
RECEP TAYYİP ERDOĞAN DİK DURACAĞIZ!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözünü saklamayan, geçmişteki Cumhurbaşkanlarından çok farklı, diplomatik dille konuşmasını sevmeyen bir lider. Belki bu geçmişte siyasi parti lideri olarak iç siyaset için oy getiren bu üslup, Cumhurbaşkanı sürecinde de değişmedi.

Her fırsatta fırçasını atıyor. ’’Dik duracağız’’ mesajı ile Avrupalılara kendisine göre haddini bildiriyor.

Tabii ki kendisine bozuk atan bir Türk lideri nasıl bir sempati ile karşılanır. Onu sizin vicdanınıza bırakıyorum.

Ancak bildiğim bir şey var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kadar, Avrupa’ya ABD’ye gerektiğinde sert siyasi bir üslupla konuşan bir lider yoktur. O nedenle bu üslup ile Türkiye hep Avrupa’dan ve ABD’den soyutlanacak.

Zaten Türkiye Avrupa’da Osmanlı döneminden beri soyutlamış durumda. Türkiye böyle bir psikoloji ile dünyada varlığını sürdürüyor. Yani sürekli böyle bir psikoloji Türkiye’yi nereye götürür asıl sorun burada. Sınıfında sürekli kendisini dışlanmış bir öğrenci psikolojisi ile bakarsak, daha iyi anlarız.



Türkiye kendisini neden dünyadan soyutluyor..?

Çağla Büyükakçay, Slovakya'da İyi Bir Başlangıç Yaptı

Dünya sıralamasının 85. basamağındaki milli tenisçi Çağla Büyükakçay, Slovakya’daki 100 bin dolar ödüllü ITF turnuvasına galibiyetle başladı.


TEB BNP Paribas İstanbul Cup’ta elde ettiği tarihi şampiyonluk sonrası WTA tarafından nisan ayının “En İyi Çıkış Yapan Oyuncusu” seçilen Çağla Büyükakçay, iki haftalık aranın ardından kortlara geri döndü. Slovakya’nın Trnava kentindeki 100 bin dolar ödüllü ITF toprak kort turnuvasına katılan Büyükakçay, ilk turda Ukraynalı Olga Fridman’a set şansı tanımadı.

Önümüzdeki hafta başlayacak olan Fransa Açık elemeleri öncesi oynadığı son turnuvada 2 numaralı seribaşı olarak mücadele veren Çağla, genç rakibi Fridman’ı 1 saat 19 dakika sonunda 6-4, 6-4’le geçmesini bildi. Haftaya klasmanın 85. basamağında giren Büyükakçay, ikinci turda 39 sıra arkasındaki Çek raket Katerina Siniakova ile kozlarını paylaşacak.



Çağla Büyükakçay, Slovakya'da İyi Bir Başlangıç Yaptı

Cibali Karakolu Kayseri'de

KAYSERİ Büyükşehir Belediyesi, bir tiyatro klasiği olan Cibali Karakolu’nu Kayseri’ye getirdi. Kalabalık bir kadronun sahneye koyduğu oyunda ünlü oyuncu Zihni Göktay da rol aldı.


Büyükşehir Belediyesi kültür sanat etkinlikleri toplumsal yaşama dair eleştirileri yansıtan Cibali Karakolu adlı oyunla devam etti. Başta Zihni Göktay olmak üzere kalabalık bir oyuncu kadrosunun rol aldığı oyun Kadir Has Kültür ve Sanat Merkezi’nde sahnelendi. Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 11’incisini düzenlediği Uluslararası Liselerarası Tiyatro Festivali’nin açılışına özel sahnelenen Cibali Karakolu’nu çok sayıda tiyatrosever izledi.



Cibali Karakolu Kayseri'de

Çavuşoğlu, Kerry ile IŞİD'le mücadeleyi görüştü

DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye’ye ilişkin gelişmelerin ele alındığı Fikirdaş Ülkeler Dışişleri Bakanları Toplantısı dolayısıyla Paris’te aynı toplantıya katılan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile dün bir görüşme yaptı.


Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Kerry ile yapılan görüşmede; dost ve müttefik ülkelerin IŞİD terörüyle mücadele konusunda daha yakın bir işbirliği içinde olması gerektiği vurgulandı. Görüşmede ayrıca önümüzdeki hafta yapılacak NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı sırasında da bu konunun gündeme gelmesi hususunda görüş alışverişinde bulunulduğu belirtildi.


NATO GENEL SEKRETERİ STOLTENBERG’LE ‘SURİYE’Yİ GÖRÜŞTÜ


Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ayrıca NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile dün bir telefon görüşmesi yaptı. Suriye’ye ilişkin gelişmelerin ele alındığı Fikirdaş Ülkeler Dışişleri Bakanları Toplantısı vesilesiyle Paris’te bulunan Çavuşoğlu, Türk tarafının talebi üzerine, Genel Sekreter Stoltenberg’le telefonda görüştü. Görüşmede, Suriye’den Türkiye’ye yönelik tehditlerin ele alındığı ifade edildi.


Diplomatik kaynaklar, görüşmede NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in, Kilis’e yönelik roket saldırılarında hayatını kaybedenler için taziye dileklerini ilettiğini NATO’nun Türkiye ile dayanışma içerisinde olduğunu vurguladı.



Çavuşoğlu, Kerry ile IŞİD'le mücadeleyi görüştü

Dünyanın en büyük yeraltı şehri ilgi çekiyor

KÜLTÜR ve Turizm bakanlığı üst düzey yöneticileri, dünyanın en büyük yeraltı şehrini gezdi.


Nevşehir Belediyesi ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) işbirliği ile Nevşehir Kalesi ve Etrafı Kentsel Dönüşüm Proje çalışmaları sırasında ortaya çıkartılan dünyanın en büyük yeraltı şehir yerleşimi, ulusal ve uluslararası medya kuruluşlarının yanı sıra değişik kamu kurum ve kuruluşların yöneticilerinin de ilgisini çekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle Nevşehir Belediyesi öncülüğünde 11 mahalleyi kapsayan bölgede sürdürülen arkeolojik araştırma ve temizleme çalışmalarını yerinde görmek amacıyla Nevşehir’e gelen Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Vekili Ali Şahin, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Abdullah Kocapınar ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi (DÖSİM) Genel Müdürü Çetin Arslan, Belediye Başkan Yardımcısı Oktay Şımarmaz tarafından karşılandı. Kültür ve Turizm Müdür Vekili Cengiz Ekici’nin de hazır bulunduğu ziyarette, bir süre bölgede incelemelerde bulunan Kültür ve Turizm Bakanlığı üst düzey yöneticilerine, Nevşehir Belediye Başkan Yardımcısı Oktay Şımarmaz ve Nevşehir Müze Müdürü Ertuğrul Murat Gülyaz tarafından bilgiler verildi.



Dünyanın en büyük yeraltı şehri ilgi çekiyor

BİRİLERİ BİZİ BU YUVADAN SÖKÜP ATAMAZ

MHP’li Koray Aydın, partide hakkında inceleme başlatılmasına ilişkin, “Kırk küsur yıldır bu hareketi büyütmek için omuz omuza verdik, aşımızı, acımızı paylaştık. Hangi karar bu omuzdaşlığa son verebilir? Ne biz isteğimizle bu yuvadan koparız, ne de birileri bizi yuvamızdan söküp atabilir” açıklamasında bulundu.


MHP’li Koray Aydın, partide hakkında inceleme başlatılmasına ilişkin Twitter hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu. Aydın, “Bizi bir araya getiren ruhun dcağı Milliyetçi Hareket Partisi’dir” dediği açıklamasında şunları kaydetti:

“Bu Ocağı Başbuğumuz ateşlemiştir. Biz bu partide göz açtık, en büyük yol başçı başbuğumuzun yanında bu ocağın harlanması için ateşe can verdik, ülkümüzü dağa taşa nakşettik. 15 yaşında bir CKMP mitinginde başlayan ülkü yolculuğum kesintisiz bu mukaddes ocakta geçti. MHP ana kucağım, baba ocağım oldu. Milliyetçi Hareket Partisi bizim ilk ve son durağımızdır. Gözümüzü burada açtık, Allah’ın izniyle burada kapatacağız! Kırk küsur yıldır bu hareketi büyütmek için omuz omuza verdik, aşımızı, acımızı paylaştık. Hangi karar bu omuzdaşlığa son verebilir? Ne biz isteğimizle bu yuvadan koparız, ne de birileri bizi yuvamızdan söküp atabilir. Koray Aydın’dan böyle bir hareket beklemek ve Koray Aydın’a böyle bir muameleyi reva görmek her şeyden önce ülkücü vicdanları tanımamaktır.”


MHP’yi partinin kurucusu ve ilk genel başkanı Alparslan Türkeş’ten emanet aldıklarını belirten Aydın, “Biz bu partiyi Başbuğumuzdan emanet aldık. Bugüne kadar verdiğim mücadele de onun kutlu emanetine sahip çıkma mücadelesidir. Mücadele bundan sonra da devam edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın! Bu mücadelede şiarımız Ülkücülük hukukuna zarar vermemek olmuştur. Bundan sonra da bu hukuka zarar vermeden ve demokratik teamüllere uygun bir şekilde mücadelemiz devam edecektir” ifadelerini kullandı.



BİRİLERİ BİZİ BU YUVADAN SÖKÜP ATAMAZ

10 Mayıs 2016 Salı

2 polis şehit

VAN’da, PKK’lı teröristler tarafından yola döşenen ve imha edilmeye çalışılan patlayıcı polisin elinde inflak etti. Meydana gelen patlamada 2 polis memuru şehit oldu, 1 polis memuru da yaralandı.


Olay, saat 09.30 sıralarında merkez İpekyolu ilçesi Hacıbekir Mahallesi Karlıova sokakta meydana geldi. Yola patlayıcı döşendiği ihbarını alan polis, bölgede geniş güvenlik önlemi alarak olay yerine bomba imha uzmanları sevk edildi. Yapılan inceleme ve güvenlik önlemlerini ardından bomba imha edilmek istenirken, patlama meydana geldi. Meydana gelen patlamada, 2 polis şehit oldu, 1 polis de yaralandı.


Yaşanan olayın ardından bölgeye çok sayıda polis sevk edildi. Patlamanın yaşandığı sokak ve çevresine giriş ve çıkışlar yasaklanırken, bölgede ise hava destekli operasyon başlatıldı.



2 polis şehit

DOKUNULMAZLIK DÜĞÜMÜ

Meclis dokunulmazlık oylamasına kitlenirken 136 milletvekili hakkında dosya bulunuyor. Rekor ise 51 milletvekili ile CHP’de. Meclis’te bekleyen dokunulmazlık tezkere sayısı ise 643. Dokunulmazlık tezkerelerinden 384’ü ise HDP’ye ait.


EN FAZLA DOSYA HDP’NİN


Meclis’te intikal eden dokunulmazlık tezkere sayısı 643.  Dokunulmazlık tezkerelerinden 46’sı AK Parti’nin, 191’i CHP’nin, 384’ü HDP’nin, 18’i MHP’nin, 5’i bağımsız milletvekiline ait bulunuyor.


136 VEKİL HAKKINDA DOSYA BULUNUYOR


136 milletvekili hakkında dosya yer alıyor. 136 milletvekilinden 27’si AK Partili, 51’i CHP’li, 50’si HDP’li, 7’si MHP’li, 1’i bağımsız milletvekiline ait. Bir tezkerede, birden fazla milletvekiline ait dosya ise 45.



DOKUNULMAZLIK DÜĞÜMÜ

Obama ile Fethullah arasında güçlü bağ

Amerika’ya yerleşen Hakan Şükür ile Beşiktaş’ı kutlayan Mahmut Altun

Fethullah Gülen’in Amerika’daki sağ kolu olarak bilinen ve Beşiktaş forması ile Şükür’ün yanında fotoğraf çektiren Altun’un Amerika Başkanı Barack Obama ile Fethullah Gülen arasındaki ilişkileri kuran en önemli kişi olduğu vurgulandı.


Fethullah Gülen cemaatinin mensubu ünlü eski milli futbolcu Hakan Şükür FETÖ operasyonları nedeniyle Türkiye’yi terk ederek Amerika Birleşik Devletlerine yerleşti.

Hakan Şükür’ün Amerika’daki ilk fotoğrafı Beşiktaş’ın Galatasaray’ı 1-0 yenmesinden sonra Fethullah Gülen’in sağ kolu Mahmut Altun ile ortaya çıktı.

Mahmut Altun’un da Amerika’da okulları ve Üniversitesi var. Amerika yasalarına uygun olarak eğitim veren bu okullar bilimsel derecelere de giriyorlar.

Mahmut Altun’un Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama ile de yakın ilişki içinde olduğu ve Fethullah Gülen’in de bu sayede Amerika Başkanının desteğini kazandığı vurgulanıyor.

Cemaatin Santa Clara’daki Pacifica Institute adli derneğinin dış ilişkiler sorumlusu olan Mahmut Altun 2012 yılındaki Başkanlık seçimlerinde de Obama’nın seçim kampanyasında yer alarak aktif çalışma yapmıştı.

Türkiye’de savcıların 1 numaralı sanık olarak iddianamelerinde yer alan Fethullah Gülen hakkında “yakalama” kararı bulunuyor ama hakkında henüz kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmuyor.

Gülen’in sağ kolu Altun ile Beşiktaş’ı kutlayan Şükür Twitter hesabından şunları yazdı:

“Galatasaray şampiyonluğu dışında benim için hiç bir şampiyonluk sevinç vesilesi değildir. Ama Şenol hocama şampiyonluk yakışır.

Şampiyonluk yarışı Matematiksel olarak bitmese de Şenol Hoca’mı ve Beşiktaş’ı Lig’de oynadıkları üretken futbol için tebrik ederim.”



Obama ile Fethullah arasında güçlü bağ

Sağlık Bakanlığı mı bisiklet fabrikası mı?

Sağlık Bakanlığının hazırladığı raporu okudum. Geçen yıl okullara 40 bin bisiklet dağıtmış. Bu yıl ise 275 bin bisiklet dağıtımı yapılacakmış.


Bakanlık bu faaliyetin amacını “fiziksel aktiviteyi artırıp daha sağlıklı bir toplum oluşturmak” olarak açıklıyor.

İlk başta “Bravo! Son derece iyi bir iş yapıyorlar” denilebilir ama biraz düşününce akla şu sorular takılıyor:

-Kara yolu trafiğinin çok tehlikeli olduğu bir ülkede yeterli ve güvenli bisiklet yolları yapmadan öğrencilere bisiklet dağıtmak ne kadar doğru bir uygulamadır?

-Altyapı oluşmadan dağıtılan bisikletler yüzünden meydana gelen kazalar ve ölümlerin vebali Bakanlığın üzerinde olmayacak mıdır?

-Öğrencilere bisiklet dağıtmak yerine onları yürüyüşe, atletizme, voleybol, basketbol, tenis ve yüzmeye yöneltmek daha akıllıca değil midir?

-Yüzbinlerce bisiklet ithal mi edilmektedir yoksa Türkiye’deki bir fabrikadan mı alınmaktadır?

-İthal ediliyorsa bunu hangi firma yapmaktadır?

-Bisiklet ithali ya da alımı için harcanan meblağ ne kadardır?

-İlle de böyle bir faaliyet yapılacaksa bunu organize edecek kurumun Gençlik ve Spor Bakanlığı olması gerekmez mi?

-Gençlik ve Spor Bakanı, “Gençleri spora yönlendirmek öncelikle bizim görevimizdir” diye serzenişte bulunmakta mıdır?

-Devlet hastanelerinde hizmet kalitesi bir türlü istenilen düzeye getirilememekte, bu yüzden zaman zaman hasta ve hasta yakınları ile sağlık personeli arasında kavgalar yaşanmaktadır. Sağlık Bakanlığının öncelikli görevi öğrencilere bisiklet dağıtmak mıdır, yoksa sağlık kurumlarının iyi çalışması için gerekli önlemleri almak mıdır?

-Dünyada bizden başka öğrencilere yüzbinlerce bisiklet dağıtan başka bir ülke var mıdır?



Sağlık Bakanlığı mı bisiklet fabrikası mı?

8.TRT Belgesel Günleri Emmy Ödüllü Yönetmenle açılacak

TRT Belgesel Günleri’nin açılış filmi, Emmy ödüllü yönetmen Mani Y. Benchelah’ın “Sürgün: Çocuk Mültecilerin Günlükleri” adlı belgeseli olacak ve etkileyici bir hikâyesi olan bu özel belgesel Türkiye’de ilk kez TRT Belgesel Günleri’nde gösterilecek.


TRT’den yapılan açıklamaya göre, 8. TRT Belgesel Ödülleri’nin etkinlik ve final haftası olan TRT Belgesel Günleri’nde bu yıl daha fazla belgesel film, daha fazla katılımcı ve daha fazla etkinlik bulunuyor. 12 – 16 Mayıs 2016 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek olan festivale 47 farklı ülkeden toplam 427 film başvurdu.

TRT Belgesel Günleri’nde, festival izleyicileri yerli ve yabancı belgesel sinemanın nitelikli ve yaratıcı örnekleriyle buluşmaya devam edecek.

Film gösterimleri bu yıl, 12, 13, 14 ve 15 Mayıs tarihlerinde dört farklı salonda; Harbiye’deki TRT İstanbul Harbiye Radyoevi ve Notre Dame De Sion Fransız Lisesi Gösteri Salonları ile Beyoğlu’ndaki Akbank Sanat ve Tünel’deki Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

TRT Belgesel Günleri gösterim programında yaklaşık 50 civarında belgesel yer alırken yönetmen katılımlı finalist film gösterimleri bu yıl da devam edecek.

Yarışma dışı gösterim bölümünde ise bu yıl “Savaş ve Zorunlu Göç” temalı belgesel filmlerin gösterileceği Panorama bölümü yer alıyor. Bu bölümdeki filmler, dünyanın gündeminde bir numaraya yükselen “sığınmacılar” konusuna farklı coğrafyalardan farklı bakışlar sunarken savaşların yol açtığı bu trajediyi çeşitli boyutlarıyla etkileyici bir şekilde ele alan, bu yüzden de son yılların en çok ilgi gören filmleri arasından seçildi. 6 Farklı ülkeden 7 belgesel film, davet edilen yönetmenleriyle birlikte panorama gösterimleri kapsamında izleyicilerle buluşacak.

Hafta boyunca sürecek etkinlikte film gösterimlerinin yanı sıra Harbiye Radyoevi bahçesinde keyifli bir açık hava konseri ve belgesel buluşmaları gibi çeşitli sosyal etkinlikler de yer alacak.

TRT Belgesel Günleri, 16 Mayıs 2016 Pazartesi akşamı TRT Tepebaşı Stüdyolarında gerçekleştirilecek ve televizyon kanallarından canlı yayınlanacak Ödül Töreni ve Gala Özel Programı ile son bulacak.

Belgesel meraklıları gösterim programı, festival etkinlikleri, filmler ve yönetmenlerle ilgili ayrıntılı bilgiler ve film fragmanlarına www.trtbelgesel.com adresinden erişebilecekler.

Gösterimler, her zamanki gibi, halka açık ve ücretsiz olacak. (ANKA)



8.TRT Belgesel Günleri Emmy Ödüllü Yönetmenle açılacak