Pages - Menu

30 Kasım 2018 Cuma

Çocukların belediyesi: Çankaya

Çocukların belediyesi: Çankaya • http://bit.ly/2QrMbg9 • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Türkiye’nin yerel yönetim alanında en büyük kreş işleticisi olan Çankaya Belediyesi, çocuklara bir yandan okulöncesi eğitim veriyor bir yandan da meslekleri tanıma ağaç fidesi üretme gibi çalışmalar yürütüyor.





Çankaya Belediyesinin kreşlerinde eğitim alan çocuklar farklı alanlarda da uygulamalı eğitim alıyor. Türkiye’nin yerel yönetimlerde en kapsamlı kreş hizmetini veren ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen döneminde 7 yeni kreş daha açarak kapasitesini yüzde 60 oranında artıran Çankaya Belediyesi, çocukları Türkiye Radyo Televizyonu Haber kanalı TRT Haber’in binasına götürerek meslekleri yakından tanımalarını sağladı. İletişim projesi kapsamında haber kanalını ziyaret eden Dostluk Gündüz Bakım Evi çocukları, mikrofonu ellerine alıp anons yaparken bir yandan da kameranın başına geçtiler. Çocuklar ayrıca haberin yayına hazırlanma süreçlerini deneyimleyerek ve gözlemleyerek öğrendiler.





PALAMUTTAN FİDANA





Çevre dostu projeleriyle dikkat çeken Çankaya Belediyesi, çocuklara da erken yaşta doğa dostu davranışlar kazandırmak için çalışmalar yapıyor. Berkin Elvan Gündüz Bakım Evi çocukları da, Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) gönüllüleri ile buluşarak meşe palamudunun fidan haline gelmesi için “meşe palamudu tüplemesi” çalışması yaptılar. Meşe palamudunu fidan haline getirmek için saksıya eken çocuklar, kış sonunda fidanları toprakla buluşturacak.




http://bit.ly/2QrMbg9

Mamak’ta ağaçlar budanıyor

Mamak’ta ağaçlar budanıyor • http://bit.ly/2QpA7fk • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Mamak Belediyesi, kış mevsiminin gelmesiyle birlikte; kurumuş ve tehlike oluşturan ağaçların bakım ve budama çalışmalarına aralıksız devam ediyor.





Budama için en uygun zamanın ağaçların dinlenme (uyku) dönemi olan kış mevsimi olduğunu söyleyen Mamak Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, ağaçların gelecek yıl daha sağlıklı ve düzenli bir şekilde büyümeleri için budama çalışmalarının titizlikle yürütüldüğünü ifade ettiler.





Doğayı gençleştiriyoruz





Yeşillendirme çalışmalarına büyük önem verdiklerini belirten Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, “Kuvvetten düşmeye başlamış ağaçların yeniden kuvvetlenebilmeleri ve ağaçların şekil itibari ile düzgün bir görünüme sahip olmaları için ağaçların çürüyen ve elektrik tellerine zarar verebilir şekilde uzayan dallarını buduyoruz. Böylelikle hem ilçemizin estetik görüntüsünü düzenliyor hem de ağaçlarımızı gençleştirerek tekrar canlılığına kavuşmasını sağlıyoruz” dedi.




http://bit.ly/2QpA7fk

Tepekule Kurs Merkezi’nde üretim tam gaz

Tepekule Kurs Merkezi’nde üretim tam gaz • http://bit.ly/2QxFpFs • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Yenimahalle Belediyesi, Tepekule Kurs Merkezi’nde Ankara Giyim Sanayi Sanayicileri Derneği(AGSD) ile ortaklaşa yürütülen projenin sonucunda açılan giyim üretim ve konfeksiyon kursu aracılığıyla ilçe sakinlerinin kendilerini geliştirerek, üretime katkıda bulunmasına ve meslek sahibi olmasına olanak sağlıyor.





Ergenekon Mahallesi’nde bulunan Yenimahalle Belediyesi YENİMEK Tepekule Kurs Merkezi’nde eğitim gören 80’e yakın kursiyer ve ilçe sakini, alanında uzman eğitmenler aracılığıyla üretimin başlangıcından son aşamasına kadar giyim ve konfeksiyon ürünlerinin hazırlanmasını öğrenerek, yüzlerce yeni konfeksiyon ürünün üretilmesini sağlıyor.





Giyim üretim kursunda yok yok





Yenimahalle Belediyesi’nin uzman hocalar eşliğinde verdiği giyim üretim kursunun tüm ekipman ihtiyaçları AGSD tarafından karşılanıyor. 17-60 yaş arası onlarca ilçe sakininin haftanın 5 günü eğitim gördüğü kurs merkezinde, etek, pantolon, kaban, çocuk giyim ürünleri, gömlek, bayan elbise gibi bir çok konfeksiyon ürünü kursiyerler tarafından hayata kazandırılıyor. Kurs merkezinde üretilen giyim ürünleri, kursiyerlerin aileleri ve çocukları tarafından beğenilerek giyiliyor.





YENİMEK’te yeteneğimi keşfetme fırsatı buldum





YENİMEK giyim ve konfeksiyon kursunda aldığı eğitimle ailesinin giyim ihtiyaçlarının önemli bir bölümünü kendi eliyle ürettiğini belirten 45 yaşındaki Zeynep Özdemir” Mahallemize açılan Tepekule Kurs Merkezi hayatımızda çok şeyi değiştirdi. Mağazalarda sergilenen ürünler, değişik kumaş türleri çok dikkatimi çekiyordu ve farklı modelleri araştırıyordum. 3 yıldır giyim üretim ve konfeksiyon kursunda eğitim alıyorum. Daha önce elbise dikişi ve üretimi konusunda hiçbir bilgim yoktu. Aldığım eğitimler sonucunda kendi ailemde kullandığımız kaban, gömlek, etek gibi birçok ürünü kendim üretiyorum. Bana yeteneğimi keşfetme fırsatı veren Yenimahalle Belediyesine ve eğitim veren hocalarımıza teşekkür ediyorum” dedi.




http://bit.ly/2QxFpFs

Seçkin Piriler’den yakın arkadaşı Meral Kaplan’a büyük şok!

Seçkin Piriler’den yakın arkadaşı Meral Kaplan’a büyük şok! • http://bit.ly/2QqmTPy • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Seçkin Piriler, 20 yıllık yakın arkadaşı Meral Kaplan’a icra gönderdi.









Kanal D ekranlarında yayınlanan 2.Sayfa programında yer alan habere göre; Seçkin Piriler, 20 yıllık yakın arkadaşı Meral Kaplan’a icra gönderdi.





İcra memurları Meral Kaplan’ın Ortaköy’deki evine gitti. Haciz işlemi başlatıldı. Görevliler Meral Kaplan’ın arabasına el koydu.





Meral Kaplan’ın Seçkin Piriler’e olan borcu 25 bin 450 TL olduğu öğrenildi.




http://bit.ly/2QqmTPy

Soğan çiftçisi terörist değildir

Soğan çiftçisi terörist değildir • http://bit.ly/2SiKrmw • Mehmet Akgün • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Polatlı’da her yıl olduğu gibi bu yılda doğal bir depolama olduğunu söyleyen CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “ Bunu çiftçiye stokçuluk olarak yansıtmak ve onlara terörist demek son derece yanlıştır. Aslolan hükümetin tarım politikalarının çökmesidir” dedi.





Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın soğan çiftçisini stokçulukla suçlaması üzerine harekete geçen CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu ve Orhan Sarıbal Polatlı’da ki soğan depolarını ziyaret etti.





Çiftçilerin zor durumda olduğunu belirten Kuşoğlu ve Sarıbal, hükümetin uyguladığı yanlış politikaların soğanda krize yol açtığını ve çiftçilerin zarara uğratıldığını ifade ettiler.





Ziyaretlerine Polatlı CHP İlçe Başkanlığı’ndan başlayan CHP’li vekiller oradan Polatlı Ziraat Odası’na geçti. Burada Polatlı Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zekai Köseoğlu’ndan Polatlı’da soğanın durumu hakkında bilgiler aldılar. Ardından Polatlı’da krize neden olan soğan depoları ziyaret edilerek, basın açıklaması gerçekleştirildi.





20 MİLYONUN SOĞAN İHTİYACI POLATLI’DAN KARŞILANIYOR





Soğanın üretim aşamasından, tüketim aşamasına kadar geçen süreçte yaşanan problemleri anlatan Köseoğlu, “ Polatlı tarım potansiyeli çok yüksek bir ilçemiz. 2 milyon 200 bin dekar alanda tarım yapıyoruz. Yaklaşık 350 bin dekar sulak alanımız var. Yıllık 350 bin tonla 450 bin ton arasında soğan üretiyoruz. Ülkemizde yaşayan 20 milyon insanın soğan ihtiyacını Polatlı çiftçisi üretiyor, bu büyük bir rakam.





2007 yılından bu tarafa, değişik aralıklarla Sakarya Nehri ve Porsuk Çayı kuruyor. Soğan ekim alanlarının düşmesinde bunun büyük rolü var. Çiftçimiz yıllarca dayandı, sabretti, zarar etti ama 2008 yılında üretimi düşürmek zorunda kaldı. Çünkü sürekli zarar ediyor, satamıyor çöpe döküyor. Yaklaşık 20 bin dekar bir alanda soğan ekim alanları azaldı. Son iki yıldır yağış alan aylarda bir değişme oldu. Temmuz, Ağustos aşırı yağışlı geçti. Buda soğanların hastalanmasına neden oldu. Soğan yetişmeden kurumasına sebebiyet veriyor.





Yaklaşık olarak yüzde 15-20 oranında hastalıktan dolayı bir kaybımız oldu. 100 bin ton az ekimden dolayı bir kaybımız var, 10 bin tonda hastalıktan dolayı kaybımız var. Toplamda Polatlı’da 110 bin ton az üretimimiz var. Türkiye genelinde de böyle bir problem var ki soğan fiyatları aşırı derecede yükseldi. Soğan fiyatlarını belirleyen arz ve talep dengesi bozulmuş oldu.





Bu yılki az üretime rağmen ülkemizin 200 bin ton üretim fazlası bulunuyor. TUİK rakamlarına göre bu yıl 2 milyon ton üretimimiz varmış. Ülkemizin tüketimi 1 milyon 700 bin, 1 milyon 800 bin ton arasında yer alıyor. Burada yapılan hata çiftçimizin zarar ettirilmesi. Zarar ettirildiği zaman, çiftçimiz tarımdan kopuyor, üretimden kopuyor” dedi.





HALCİLER, TÜCCARLAR ÇİFTÇİNİN ÖNÜNE GEÇTİ





Çiftçiden çok halcilerin ve tüccarların ekim yaptığını söyleyen Köseoğlu, “Şu an halcilerin bir kısmı, tüccarların bir kısmı bizim çiftçimiz olarak gözüküyor. Buraya gelip 2 bin, 3 bin dönüm yer ekiyorlar. Polatlı’da şu an 200 bin ton soğan olduğu söyleniyor bu rakamın 40-50 bini çiftçinin elindedir. Geri kalanı halcilerin, tüccarların elinde. Üreten çiftçimiz az veya ürettiği alan az. Tek çözüm çiftçimize zarar ettirilmeyip onları tarımda tutabilmek.





Çiftçimiz hasat zamanı soğanları bir anda piyasaya süremez. Hasat zamanı 2-3 ay civarında sürüyor. 3 ay içinde hepsinin piyasaya sürülmesinin imkanı yok bir kısmının mecburen depolanması gerekiyor. Çiftçimiz satacağım dese bile alan olmaz.





Çiftçilerimiz tarlada soğanın tonunu 800 ile 1100 lira arasında sattı. İşçilikte çiftçiye ait. Şu an depolarda ki soğanların ton fiyatı 2 bin 200 ila 2 bin 500 lira arasında değişiyor. Hallerdeki fiyatı 3 bin lira civarında seyrediyor. Olay kamuoyuna taşındıktan sonra depoda ki fiyatlar 3 bin liralara kadar çıktı” ifadelerinde bulundu.





POLATLI ÇİFTÇİSİ DUYARLIDIR





Polatlı çiftçisinin bilinci ve kurallara uyduğunu söyleyen Köseoğlu, “Polatlı çiftçisi yaklaşık olarak 25 yıldır soğan üretiyor. Her yıl sistem böyledir. Tarlada satabildiğini satar, geri kalanını depolamak zorundadır. Krizin etkisi hasat zamanında işçilik maliyetlerinde oldu. Bir dekar alandan kaldırılan soğan 2 buçuk ton ile 5 ton arasında değişiyor bunun maliyeti de yaklaşık 1700-1800 lira civarlarında oluyor. Gübrede yüzde 141’lik bir artış var. Bu yıl soğanın maliyeti 70-80 kuruş civarında, seneye bu rakam 1 buçuk liraları görebilir.





Soğan depolarına baskın yapıldı ancak hiçbir cezai işlem uygulanmadı. Bunun nedeni Polatlı çiftçisinin duyarlıdır. Çiftçimiz işini hem duyarlı yapar, hem de kurallarına göre yapar. Bizde Ziraat Odası olarak çiftçimizi uyardık. 2014 yılında Çiftçi Kayıt Sistemi’ne geçtik. Hepsi bu sisteme kayıt olup, künyelerini aldı. Polatlı’da kaçağın çıkmayacağını düşünüyorum.”





ÖNÜMÜZDE Kİ YIL DAHA CİDDİ SORUNLAR ORTAYA ÇIKACAK





Köseoğlu, “ Sakarya Nehri’nden su kullanan çiftçilerimize kota verilecek, sayaç takılacak. Polatlı’da 350 bin dekar olan sulu alan bu uygulamaya geçildiği takdirde 200 bin dekarlara düşecek.





DSİ yatırım yapacağı yerde büyük hata yapmıştır. Yaklaşık 3 bin kişiye ruhsat verirken Sakarya Nehri’nin veya Porsuk Çayı’nın yetmeyeceğini hesaplamamış, çiftçiye sen fazla yer suluyorsun pompana sayaç takacaksın, ben sana kota uygulayacağım, sana verdiğimiz miktar kadar kullanacaksın sonra sayacın otomatikman suyu kesecek diyor. Yani ektiğin mahsulü sulayamayacaksın.





DSİ şimdiye kadar tarımla ilgili hiçbir yatırım yapmamış, Polatlı’nın 350 bin dekar sulak alanını 200 bine çekmenin peşinde” şeklinde konuştu.





FİYATIN ARTIŞININ ÇİFTÇİYE FAYDASI YOK





CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal TUİK’i eleştirdi, “Soğan fiyatının artmasının gerçek çiftçiye bir faydası yok, depolarda var olduğu söylenen 200 bin ton soğan aslında olması gereken miktarda ki soğan. Türkiye’de günde tüketilen soğan miktarı 4-5 ton, eğer 200 bin ton depolarda duruyorsa bu sayı Türkiye’nin 45-50 günlük ihtiyacı kadar.





TUİK’in verdiği rakama güvenmemiz ve doğru kabul etme şansımız kesinlikle yoktur. TUİK’in kendi raporlarına göre 2017-2018 için yüzde 5 oranında soğan ekim alanları daralıyor. TUİK 1 milyon 700 bin insanımın soğana ihtiyacı var diyor. Bu rakamı incelediğinizde ve depolarda 200 bin ton soğan var dediğinizde tutarsızlık ortaya çıkıyor. Bu yüzden TUİK’i eleştiriyorum, tam hesabı yapılmadan rakamlar açıklanıyor. Üretici, tüketici, hal hepsinin bütününe bakmamız gerekiyor”





TEMEL SORUN UYGULANAN TARIM POLİTİKALARI





Soğan krizinde temel sorunun uygulanan tarım politikaları olduğunu söyleyen Sarıbal, “ Kırılma yılı olan 2008’den 2018’e kadar soğan ekim alanlarında ciddi bir daralma varsa bunun nedenine bakmak gerekiyor. Adeta yalvardık çiftçiye gübre verin, ilaç verin ekime devam etsinler diye ama maalesef hiç biri uygulanmadı. Bugün soğan krizi yaşanıyorsa bunun iki nedeni var. Bir tanesi 2018 yılına özel bir nedendir. Diğeri ise 3 tane hastalık. Bu hastalıklar hem tarlada hem depoda gözüküyor.





Hükümet başarısız tarım politikalarının faturasını çiftçiye çıkarmaktadır. Polatlı’da soğan stokçuluğu olmamıştır, zaten doğal bir depolama sistemi mevcuttur. Bunu stokçuluk olarak yansıtmak ve çiftçiye ‘terörist’ demek son derece yanlıştır. Aslolan hükümetin tarım politikalarının iflas ettiğidir.





Tarım ürünlerinde ithalatı çiftçi üzerinde bir baskı, tehdit unsuru olarak kullanan hükümetin tarım politikalarını kınıyoruz. Tarımsal üretimin her alanında maliyetler artmaktadır. Taban gübresi yüzde 140 zamlanmıştır. Diğer tarımsal girdiler aynı oranda artmıştır. Buna mukabil üretilen ürünün fiyatlarında artış olmamıştır. Tarım alanındaki tüm veriler çiftçilerin iflasa sürüklendiği yönündedir” diye konuştu.





DEPOLAMA VE STOKLAMA FARKLIDIR





Depolamayla, stoklamanın farklı olduğunun altını çizen Bülent Kuşoğlu, “ Depolamayla, stoklamayı ayırmak gerekir. Depolama ihtiyaç için saklanması anlamına gelir, stoklama geleceğe yönelik olarak spekülatif amaçla kar etmek için bir yere konması anlamına gelir. Türkiye’de özellikle Polatlı’da spekülatif amaçlı saklama durumu yok. Depolanmış soğan var.
Polatlı’da soğan 25 yıldır depolanıyor. Türkiye’nin günlük ihtiyacı 5 bin ton ona göre depodan alınıyor ve tüketiliyor. Yılda bir kere üretiliyor, 365 gün içerisinde tüketilmesi gerekiyor, depolanması şart” dedi.





Kuşoğlu, “Soğan krizinin nedeni yanlış uygulanan politikalar. Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)ile ya da başka yöntemlerle aslında ne kadar soğan ekildiğini tespit etmek mümkün. Üretilecek miktarı, tüketilecek miktarı biliyoruz ona göre tedbir alınması gerekir. Fiyatlandırmanın da ona göre yapılması gerekir. Üreticinin kollanarak fiyat politikası belirlenmesi gerekir, bunu yapması gerekende devlettir.





Polatlı’ya tüccarımız veya çiftçimizi doğrudan savunmak adına değil ama bazı gerçekleri göstermek amacıyla geldik. Polatlı’da ceza alan tek bir çiftçimiz veya tüccarımız yok. Soğanlar hastalıklı, maalesef sıkıntılar var. 25 yıldır Polatlı’da depo edilen soğan hükümetin yanlış politikaları sonucu pahalanmış durumda.





Hepimizin sofralarının baş tacı olan, sofralarımızda her gün olması gereken bu ürün maalesef hükümetin spekülatif, siyasi amacıyla kullanılıyor. Ortalıkta hükümetin söylediği gibi bir kaçakçılık söz konusu değil” şeklinde konuştu.




http://bit.ly/2SiKrmw

Savaşın İzlerini Sanatla Siliyorlar

Savaşın İzlerini Sanatla Siliyorlar • http://bit.ly/2QuipY1 • Emre Yılmaz • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Sosyal Uyum Yardım (SUY) programı çerçevesinde yürütülen, 3 aylık bir sanat çalışması sonrasında Türkiye’de bulunan kadın sığınmacıların eşsiz bakış açısını dışa vuran sanat çalışmaları, Ankara Cernmodern Sanat Galerisi’nde sergilendi.





Suriye iç savaşı başladığında tarihler 2011 yılını gösteriyordu.Savaşta birçok insan yaşamını yitirdi, birçoğu sakat kaldı.Bazıları ise yaşamak için göçmeyi tercih etti. Suriyelilerin sığınabilecekleri en güvenli liman ise Türkiye oldu. Ülkemiz sınırlarında 3 milyon 594 bin 232 Suriyeli vatandaş bulunuyor.Hepsi bir şekilde yaşamını sürdürmeye, savaşın izlerini unutmaya çalışıyor.





Umudun Renkleri girişiminde 12 Suriyeli kadın, Türk eğitmenlerin desteğiyle çeşitli sanat teknikleri öğrendi. Daha sonra bu teknikleri Suriye’de yaşadıkları savaş izleri ve Türkiye’de bulunan güven ortamı ile birleştirerek, sanat eserlerini yaratmak için kendilerine fikir edindiler. Böylece savaşın izlerini bir nebze de olsa unutmayı başardılar.





Suriyeli kadınlar sanat eserlerini anlatırken ” Buradaki renkler bizi mutlu ediyor. Biz kendi ellerimizle yaptığımız sanat eserlerini çok seviyoruz. Suriye’den geldiğimizde korkudan evimizden çıkamıyorduk bu proje ile hayatlarımız değişti. Suriye’de çok savaş gördük, burada resimlerde kullandığımız renkler umudun rengi. Türk insanına çok teşekkür ediyoruz.” dediler.





Suriyeli sanatçı kadınlar ” SUY aracılığıyla nakit yardımı almamız, Türkiye’deki yaşama alışmamızda önemli ölçüde yardımcı oldu” ifadelerinde bulundular.





Suriyeli kadınları serigrafi, kırkyama ve linolyum baskı tekniklerini öğrendikleri deneysel girişimde, Avrupa Birliği, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, BM Dünya Gıda Programı ve Türk Kızılayı destekledi. Çalışmalar SUY programı çerçevesinde uygulandı.





TÜRKİYE’YE MİNNETTARLAR





Umudun Renkleri projesinde yer alan Salha, Suriye’deki iç savaş sırasında kendisi gibi pek çok Suriye vatandaşını kabul ettiği için Türkiye’ye minnettar olduğunu söylüyor. Salha,”Türkiye’de bize çok misafirperver davranıyorlar. Buradaki insanlar çok nazik.Ayrıca 16 yaşında bir oğlum bulunuyor onun eğitimine devam etme şansı bulmuş olmasından da özellikle çok mutluyum” diyor.





Salha ve oğlu Velid Halep yakınlarındaki köylerine saldırılar başlayınca 2 yıl önce oradan ayrılmak durumunda kalıyorlar. Salha o anları şöyle anlatıyor: “Oğlum için kaçmak zorundaydım. Seyahat masraflarını karşılayabilmek için malımızın büyük bir bölümünü sattık ve doğrudan Ankara’ya, akrabalarımızın yanına geldik. Türkiye’deki ilk günlerimizde oğlum çalışmak zorunda olduğu için okula gidemedi. SUY programı kapsamında nakit yardımı almaya başlayınca işi bırakıp okula kaydoldu”





SUY kartı aldıktan sonra durumlarının düzeldiğini ifade eden Salha,“ Aldığımız ilk nakit yardımı ile mutfağı yiyecekle doldurdum. Umudun Renkler kapsamında sanatla meşgul olmak geçmişin izlerinden kurtulmama yardımcı oluyor. Üzüntümü unutuyorum”diyor.





UMUDUN RENGİ YEŞİL





Suriye’de terzilik yaptığı için kırkyama tekniğini çok kısa sürede öğrenebildiğini söyleyen Salha, “Bence umudun rengi yeşil.Bana ilkbaharı ve doğayı çağrıştırıyor. Yaptığım bazı çalışmalarda, açmakta olan çiçekleri çiziyorum. Çünkü, yeni bir hayat başlangıcı fikri içimi umutla dolduruyor” ifadelerini kullanıyor.





Umudun Renkleri projesinde sığınmacılar, sanatı kullanarak geçmişte yaşadığı savaşın izlerini, ruhsal sorunlarını hem silmek hemde sığınan toplulukların daha iyi bir şekilde anlatılabilmesi için sanatı bir araç olarak seçtiler.





BOMBA DÜŞTÜ TORUNLARINI KAYBETTİLER





Birdiğer Suriyeli ressam ise Feride. Feride ve ailesi 22 aylık erkek torunlarının ölümünden sonra Halep’teki evlerini terk ettiler.Torunları balkonda oyun oynarken evlerinin yakınına bir bomba düştü. Bu olaydan sonra orada kalmayı bir an bile düşünmediler ve beş çocuklarıyla birlikte kuzeye, kendilerini güvende hissedecekleri Türkiye’ye doğru yola çıktılar.





Feride ve kocası Cemal’in Halep’te bir bakkal dükkanı vardı. Cemal her gün bakkalda çalışıyor, ailesinin geçimini sağlayacak kadar para kazanıyordu. Aradan altı yıl geçti. Feride’nin ailesi şu an Ankara’da yaşıyor. Kocası düzenli bir iş bulmakta zorlanıyor. Zaman zaman birkaç lira karşılığında çorap satıyor.





Oğlu sokaklarda karton koli topluyor. Çöplerin içinde kullanılmış,eski kıyafetler bulursa annesi onları temizleyip tamir ediyor. Bu kıyafetleri ikinci el pazarında 1-2 TL’ye satıyorlar. Feride ve ailesi para biriktirmek için oğulları ve geliniyle aynı evde kalıyor. 3 odalı evde 11 kişi yaşıyorlar.





SUY programı kapsamında para yardımı almaya başlamalarından bu yana hayatları biraz daha kolaylaştı. Feride artık çocukları için süt, torunları için mama alabiliyor. Nakit yardımı sayesinde kirayı ve faturaları ödeyebiliyorlar. Aile, özel günlerde dolma yiyor. Feride, Suriye’deki eski yaşamlarına dönmeyi gerçekten çok istiyor. En büyük isteği, çocuklarıyla torunlarının eğitim alıp iş bulması.





Umudun renginin beyaz olduğunu, beyaz rengin sevgiyi ve huzuru temsil ettiğini söylüyor. Siyah ise tam tersine, savaş başladıktan sonra yaşadıklarını ve evlerini terk etmek zorunda kaldıkları zor, karanlık günleri temsil ediyor. Feride’nin en sevdiği renk,yeşil. “Yeşil bana Suriye’deki evimizin balkonunda diktiğim bitkileri ve çiçekleri hatırlatıyor” diyor…





RESİMLER DUYGUSAL YOLCULUKLARI ANLATIYOR





WFP Türkiye Temsilcisi Nils Grede “Burada sergilenen eserler,kadınların sığınmacı olmalarından bu yana, çıktıkları duygusal yolculuklarını anlamamızı sağlayan bir pencere oldu.Onların bu projede yer alabildikleri gerçeği, hepimizin desteğiyle hayatlarında belirli bir istikrara tekrardan kavuştuklarını gösteriyor” dedi.





NilsGrede, “Mülteci kadınlar travmatik durumlar yaşıyorlardı sanatta tam burada devreye giriyor bu tür deneyimler travmalara karşı olumlu yansıyor. Daha çok ev resimleri var bu evler ya geride Suriye’de bıraktıkları evlerini temsil ediyor ya da Türkiye’de yeni bir yaşamın gerçeği olarak Türkiye’deki evlerini temsil ediyor. Çizdikleri resimlerde kuşları görüyoruz özgürlüğü kuşlar ifade ediyor” ifadelerinde bulundu.





Gredeson olarak, “Türkiye dünyada en çok mülteci bulunduran ülkelerden biri Avrupa ve Türkiye bu sorunu ortak bir şekilde çözmeye çalışıyor” şeklinde konuştu.





1.5 MİLYON SIĞINMACI DESTEK ALIYOR





SUY programı kapsamında özel bir banka kartı aracılığıyla her aile bireyi için aylık 120 Lira nakit yardımı almakta; aynı zamanda faydalanan aileler belli periyotlarda SUY kapsamında ek ödeme ile destekleniyor. KIZILAYKART ve diğer banka kartları marketlerden alışveriş yapmak için kullanılabiliyor.





Türk Kızılayı Genel Müdür Yardımcısı Alper Küçük, “Kızılay kartile ortaya koyduğumuz destek programı dünyada ihtiyaç sahiplerine onurlarını koruyarak yardım etme anlamında örnek bir proje halini aldı. Kızılaykart ile sığınmacılara geçmiş yardım şekillerinin aksine ihtiyacı olanı alma yönünde seçim hakkı verildi. Sığınmacıların özellikle de anne sığınmacıların bu özgürlüğünün tarifi yok. Çocuklarına akşam yemeğinde ne istiyorlarsa onu yapma şansı bulan bir annenin mutluluğu tarif edilemez.” dedi.





Konuşmasına devam eden Küçük son olarak “Sosyal Uyum Yardımı (SUY)programı bugün 1.5 milyon ihtiyaç sahibine destek oluyor, ihtiyaç olduğu sürece de destek olmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.





AB’nin Ankara İnsani Yardım Ofisi Başkanı Claudia Amaral, “AB fonundaki yaklaşık 1 milyar avro ile Sosyal Uyum Yardım programı,Türkiye’deki mültecilerin hayatlarını iyileştiriyor ve ev sahibi olan topluluğa destek oluyor” dedi. “ SUY programı Türkiye’deki sığınmacıları temel ihtiyaçlarını karşılayarak yaşam koşullarını iyileştiriyor ve onların sosyal faaliyetlerde bulunmalarına olanak sağlıyor” diye konuştu.





WFP KİMDİR?





Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), acil durumlarda hayat kurtarma ve sürdürülebilir kalkınmayla milyonların hayatını değiştiriyor. WFP dünya genelinde 80’den fazla ülkede çalışarak, çatışma ve afetlere maruz kalan insanlara besin sağlıyor ve daha iyi bir geleceğin temellerini atıyor.





WFP ve Kızılay, AFAD, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı,Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü dahil olmak üzere merkezi ve saha düzeylerinde devlet kuruluşlarıyla iş birliği içerisindedir. WFP ayrıca BM kuruluşları, STK’lar ve bağışçı kuruluşlarla da yakın çalışmaktadır. Kardeş BM örgütleri ve STK’lar ile koordinasyonun sağlanması için eş başkanlığını WFP ve Türk Kızılayı’nın birlikte yürüttüğü Yabancılara Yönelik Sosyal Uyum Yardım Programı Görev Gücü oluşturulmuştur.





WFP TÜRKİYE’DE NE YAPIYOR?





Türkiye,3,9 milyonun üzerinde kayıtlı sığınmacıyla dünyada en fazla mülteci barındıran ülkedir. Bu sığınmacıların 3,5 milyondan fazlası Suriyeli olup, bu rakamın yüzde 90’ından fazlası kamplar dışında yerel halkla beraber yaşıyor. Geçim sıkıntısı çeken sığınmacıların çoğu, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için borçlanıyor, günlük öğün miktarını azaltıyor ve çocuklarını okula gönderemiyorlar.





WFP, Türk Hükümeti’nin davetiyle Suriye’deki savaşın sebep olduğu sığınmacı krizine odaklanmak için Türkiye’de faaliyet göstermeye başladı. 2012 yılından itibaren WFP ve Türk Kızılayı güçlerini birleştirerek e-gıda kartı programını uygulamaya koydular. İhtiyaç içindeki Suriyeli sığınmacılar kendilerine verilen ve aylık olarak yükleme yapılan bu kartlarla yerel marketlerde besleyici gıda alışverişi yapabiliyorlar. Bu program,WFP’nin bir acil durum müdahalesinin başlangıcında kullandığı ilk elektronik kart olma özelliği taşıyor. 2015 yılında,program, kamp dışında yaşayan, çoğunluğu yardım hizmetine ulaşamayan, ihtiyaç içindeki sığınmacı aileleri de kapsayacak şekilde genişletildi ve iddialı SUY programına ortam hazırlandı.






SUY
– YABANCILARA YÖNELİK SOSYAL UYUM YARDIMI





Türkiye genelinde 28 Kasım 2016 tarihinde başlamış olan program Türkiye’de yaşayan 1 milyondan fazla ihtiyaç sahibi sığınmacıya ulaşmayı hedeflemiştir. Bu yardım, yararlanıcıların yiyecek ,yakacak , kira ve elektrik , su faturası gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için nakit para yardımıdır.




http://bit.ly/2QuipY1

Gayrimüslim mezarları tahrip ediliyor

Gayrimüslim mezarları tahrip ediliyor • http://bit.ly/2SjYl8c • Mehmet Akgün • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Cebeci Asri Mezarlığı’nda gayrimüslim mezarları kimliği belirsiz şahıslar tarafından tahrip ediliyor, üzerinde değerli maddeler olan mezar taşları ise çalınıyor. Saygı duyulması gereken bir mekan da yaşanan bu korkunç olaylara bir an önce dur denilmesi gerekiyor.





Ölüm hayatımızın en önemli gerçeklerinden bir tanesi. Tarih boyunca ölümler insanoğlunu derinden etkiledi. Önem verdiğimiz diğer gerçekler gibi ölüm üzerinden de farklı gelenekler geliştirerek, bulunduğumuz çağın gereklilikleriyle birlikte kültürler oluşturmayı devam ettirdik.





Bu bilinmez ancak bir o kadar da önemli olan kavram, bütün toplumlarda çeşitli gelenekleri, törenleri de beraberinde getirdi. Günümüz açısından değerlendirecek olursak mezarlıkları bunun en büyük örneği olarak kabul edebiliriz.





Mezarlar yaşamını yitiren insanların birer simgesi ve bu dünyayla olan tek bağı olarak kabul edilir. Bu nedenle insanlar ölen yakınlarını mezarları başında anarak çeşitli gelenekleri, törenleri yerine getirir.





Genel olarak ölülerin gömülmesi İslam, Hristiyanlık ve Musevilik gibi tek tanrılı dinlerde görülürken, mezarlıkların saygı duyulması gereken mekanlar olduğu düşüncesi tüm toplumlarda ve dinlerde kabul edilmiş yazısız kanunlardır.





Önemli İsimler Yer Alıyor





Ankara’da Cumhuriyet tarihi için önemli olan birçok ismin yattığı Cebeci Asri Mezarlığı’nda gayrimüslim mezarları da bulunuyor. Mezarlığın bir bölümü Hristiyanlar ve Museviler için ayrılırken, kendi kültürleri çerçevesinde gömülen gayrimüslimlerin mezarları bazı kendini bilmez insanlar tarafından tahrip ediliyor.





Gayrimüslim mezarların birçoğu bilinçli bir şekilde duvar kırmak için kullanılan gereçlerle yerle bir edilirken, üzerinde değerli maddelerin bulunduğu taşlar ise çalınıyor. Mezarların bir kısmı aileleri tarafından tekrar tekrar yaptırılırken, yakınları uzakta olan mezarların hali ise içler acısı durumda.





Tüm toplumlar için değerli olan ve kutsal kabul edilen mezarlar ne yazık ki Cebeci Asri Mezarlığı’nda bu saygıyı göremiyor. Savaş meydanlarında dahi ölülerin toplanması ve tarafların törenler düzenleyebilmesi için ateş-kes ilan edilirken, 21. yy’da, Ankara’nın göbeğinde yer alan bir mezarlıkta bu çirkin davranışların yaşanması işin üzücü boyutunu arttırıyor.





Yasalara göre mezarlıklara, mezarlık yetkilileri müdahale de bulunamıyor. Belediye ölünün yakınının isteği üzerine mezarda değişiklik yapabiliyor ancak Cebeci Asri Mezarlığı’nda yatan gayrimüslimlerin ailelerinin Türkiye dışında olduğu düşünülecek olursa, belediyenin bu gidişata bir dur demesi gerektiği gerçeğini ortaya çıkarıyor. Mezarlıklar tamir edilmese bile en azından daha fazla zarar görmemesi için önlemlerin arttırılması gerekliliği su götürmez bir gerçek.




http://bit.ly/2SjYl8c

Tamire bıraktığı telefonunu almaya geldi, telefon çalıp gitti

Tamire bıraktığı telefonunu almaya geldi, telefon çalıp gitti • http://bit.ly/2Sm2msK • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete




KARAMAN’da kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi, tamire bıraktığı telefonu almaya geldiği bayide, tezgahta bulunan 1 cep telefonunu çaldı. Rahat tavırlarıyla dikkat çeken şüpheli, ardından iş yerinden çıkıp hiçbir şey olmamış gibi tekrar içeri girdi. Olay güvenlik kamerası kayıtlarına yansıdı.





Olay, geçen Salı günü Kirişçi Mahallesi İsmet Paşa Caddesi’nde Mehmet Ali Seven’e ait cep telefonu bayisinde meydana geldi. Cep telefonu bayisine gelen bir kişi, arızalı telefonunu tamir için iş yerine bıraktı. Şüpheli, yaklaşık 2 saat sonra elinde poşetlerle telefonunu almak için geldiğinde, iş yerinde kimsenin olmadığını fark etti. Bunun üzerine şüpheli, tezgahta bulunan yaklaşık 4 bin lira değerindeki cep telefonunu alıp cebine koydu. Rahat tavırlarıyla dikkat çeken şüpheli, dükkandan çıkıp hiçbir şey olmamış gibi tekrar içeri girdi. Şüpheli, bu sırada iş yerinin arka bölümünden gelen Mehmet Ali Seven’den tamir edilen telefonunu alıp, ücretini ödedikten sonra ayrıldı.





İş yeri sahibi Seven, bir süre sonra tezgahtaki cep telefonlarından birinin eksik olduğu fark etti. Güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen Mehmet Ali Seven, telefonunu tamir ettiren kişinin hırsızlık yaptığını anlayınca polise bildirdi. Polis, şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.




http://bit.ly/2Sm2msK

Nazilli"de Başkan Alıcık 3"üncü kez aday gösterildi

Nazilli"de Başkan Alıcık 3"üncü kez aday gösterildi • http://bit.ly/2QvGNbG • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık 31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlerde, üçüncü kez Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) aday gösterildi. 





“ÇIRAKLIK DÖNEMİ BİTTİ, USTALIK DÖNEMİ BAŞLIYOR”





MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Kolalı Depboylu tarafından adaylığı ilan edilen Başkan Haluk Alıcık, parti kurmaylarına kendisine güvendikleri ve inandıkları için teşekkür etti. Haluk Alıcık adaylığı açiklandıktan sonra yaptığı ilk açıklamada, “Genel Başkanımız Devlet Bahçeli ve tüm partili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Allah’ın izniyle çıraklık ve kalfalık dönemimizin ardından ustalık dönemimizi de hep birlikte yaşayacağız. Nazillimize kazandırdığımız projelerimizi bu dönemde katlayarak hizmet etme gayretinde olacağız. Biz 10 yıldır ustalık dönemine hazırlanıyoruz. Seçim günü geldiğinde 10 yıldır olduğu gibi halkımızla zaferimizi kutlayacağız.  Herkese canı gönülden teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.





Başkan Alıcık, 2009 yılında yapılan seçimlerde yüzde 36, 2014’de ise yüzde 40 oranında oy alarak göreve seçilmişti.




http://bit.ly/2QvGNbG

Destici: Cumartesi adaylarımızı açıklamaya başlayacağız

Destici: Cumartesi adaylarımızı açıklamaya başlayacağız • http://bit.ly/2SngmCw • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, belediye başkan adaylarını açıklamaya Sivas’tan başlayacaklarını belirterek, “Cumartesi günü Sivas belediye başkan adayımızı ve ilçe belediye başkan adaylarımızın bir kısmını açıklayacağız” dedi.







BBP Lideri Mustafa Destici, Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nin kuruluşunun 60’yılı nedeniyle Yunusemre Kampüsü’ndeki yeni öğrenci yemekhanesinde düzenlenen resepsiyona katıldı. Yerel seçimlerle ilgili açıklamalarda bulunan Destici, belediye başkan adaylarını açıklamaya Sivas’tan başlayacaklarını belirterek, “Biz Büyük Birlik Partisi olarak kendi adımızla, kendi adaylarımızla seçime katılacağız. Adaylarımızı açıklamaya, Cumartesi günü Sivas’tan başlıyoruz. Sivas belediye başkanı adayımızı ve oradaki ilçe belediye başkanı adaylarımızı açıklayacağız. Daha sonra da diğer adaylarımızı açıklamaya devam edeceğiz. Eskişehir’de bu illerimizden bir tanesi. Eskişehir bizim için önemli. Adaylık müracaatlarımız henüz tamamlanmadı. Bunlar tamamlandığında değerlendirmelerimizi yapıp adaylarımızı sizlerle buluşturacağız” dedi.





‘ARTIK İTTİFAKLAR KAÇINILMAZ OLDU’





Türkiye’de ittifakların artık kaçınılmaz olduğunu söyleyen Destici, “Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, artık ittifaklar kaçınılmaz oldu. Genel seçimlerde bunun yasal bir zemini vardı ama yerel seçimlerde yasal bir zemini olmamasına rağmen iktidar partisi ittifakı görüştü, ana muhalefet partisi ittifakı görüşüyor. Mecliste grubu bulunan bütün partiler ittifakı görüşüyor. Şu anda bizim bunun dışında kalmamız mümkün değil. Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da PKK terör örgütünün siyasi partisinin karşısında hangi siyasi partimiz öndeyse biz onu destekleriz. Bizim önde olduğumuz yerlerde de aynı hassasiyeti diğer siyasi partilerimizden bekleriz” diye konuştu.




http://bit.ly/2SngmCw

TBMM"de Plastik alışveriş poşetleri ücretli olacak

TBMM"de Plastik alışveriş poşetleri ücretli olacak • http://bit.ly/2SoCA7f • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, çevrenin korunmasına yönelik teklif kabul edilerek yasalaştı. Yasaya göre, plastik alışveriş poşetleri ücretli olacak. Ücretin en az 25 kuruş olması öngörülüyor. Ücreti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca oluşturulacak komisyon her yıl güncelleyecek. Plastik poşetlerin ücretsiz olduğu satış noktalarına para cezası kesilecek.




http://bit.ly/2SoCA7f

FIBA"dan Semih ve Ankaralı basketbolseverlere övgü

FIBA"dan Semih ve Ankaralı basketbolseverlere övgü • http://bit.ly/2QxHbXu • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


A Milli Erkek Basketbol Takımı’nın Dünya Kupası Avrupa Elemeleri’nde İspanya’yı 71-67 yendiği maçı haberleştiren FIBA’dan, kaptan Semih Erden’e ve Ankara seyircisine övgü geldi.







FIBA, “Ankara Kalesi ve Dev Semih Türkiye’yi İspanya karşısında zafere taşıdı” başlıklı haberinde, A Milli Erkek Takımımızın rakibini mağlup ederek 2019 FIBA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri I Grubu’nda liderliğe yükseldiğini yazdı.





FIBA’nın internet sitesinde yer alan haberde, “Ankara Spor Salonu’nda 9 bin 500 seyirci önünde oynanan maçta, Semih Erden, bir süper yıldız olduğu günlerini hatırlatan bir performans sergiledi ve 16 sayı, 14 ribaund ile oynadı. Doğuş Balbay da 12 sayı, 5 ribaund, 4 asist, 2 top çalma ve 1 blok ile Türkiye’nin evinde 5’te 5 yapmasına ve grupta 9 maçta 7 galibiyete ulaşarak liderliğe yükselmesine yardımcı oldu.” ifadeleri kullanıldı.





Metecan Birsen, Buğrahan Tuncer ve Tolga Geçim’in de çift haneli sayılara ulaştığının altını çizen FIBA, A Milli Erkek Takımı’nın elemelerde Ankara’da art arda dördüncü maçından dördüncü galibiyetini çıkardığını hatırlattı.





Maçın kahramanı olarak Semih Erden’i gösteren FIBA, haberde, “Semih elemelerdeki ilk double-double’ını yaptı ve Türklerin sahadaki durdurulamayan gücü oldu. Ayrıca Türkiye’nin sert savunması İspanyolların yalnızca % 36’lık yüzdeyle şut atmasına neden oldu. Buna karşılık Türkiye sadece 8 top kaybıyla oynadı. Böylece Türkiye, Ankara Spor Salonu’nda 2010 FIBA Dünya Kupası grup aşamasında başlayan galibiyet serisini 5 maça çıkardı” ifadelerine yer verdi.




http://bit.ly/2QxHbXu

Mehmet Özdilek: "18’inci takımları almakta uzmanım”

Mehmet Özdilek: "18’inci takımları almakta uzmanım” • http://bit.ly/2QqIIOF • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Büyükşehir Belediye Erzurumspor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek, 12 yıllık teknik direktörlük sürecinde ligin 18’inci takımlarını aldığını ancak hep doğru yerde bıraktığını söyledi. Hakemlere olan güveninin tam olduğunu belirten Özdilek, Fırat Aydunus’u başarılı bulduğunu belirtti.





Mehmet Özdilek, merkez Palandöken İlçesi’ndeki Yıldızkent İMKB Lisesi’ne konuk oldu. Okul bahçesini adeta tribüne çeviren öğrenciler, Özdilek’i coşkulu tezahüratlarla karşıladı. ‘Sen Geldin Bahar Geldi’ döviziyle karşılanan Özdilek, öğrencileri selamladıktan sonra BB Erzurumspor’a destek olmalarını istedi. Sportif Direktör Zafer Demir’le birlikte geldiği okulun bahçesindeki öğrencilerle fotoğraf çekilen Özdilek, öğrencilerin forma ve atkılarını imzaladı. Özdilek, Okul Müdürü Taner Aykut’un odasında da öğrencilerle bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.





Daha sonra konferans salonunda kendisini bekleyen öğrencilerle buluşan teknik direktör Mehmet Özdilek, gençlerle ve çocuklarla birlikte olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Özdilek, öğrencilerle ilgili bir iki projesi olduğunu kısa sürede bunları hayata geçireceğini anlattı. BB Erzurumspor’u desteklemelerini istediği öğrencileri stadyumda ağırlamayı istediklerini ifade eden Özdilek, “Stadı sizlerle birlikte doldurmak en büyük hayalim. Her hafta birçok okulu, öğrencilerimizi nasıl ağırlayabiliriz diye düşünüyorum. Bize biraz zaman verin. Bu şehri ülkeye tanıtma anlamında, ekonomiyi geliştirme anlamında Erzurumspor olmazsa olmazımız. Onun için desteğiniz bizim için çok önemli” dedi.





Konuşmasında öğrencilere tavsiyelerde bulunan Özdilek, “Sporla ilgilenin. Hayatınızın içine sporu sokmanız önemli. Çünkü spor sizi kötü alışkanlıklardan koruyacaktır. Ben sokakta büyüdüm, sokak kültürünü iyi bilirim. Zaman zaman sendelediğim anlarda bile asla vazgeçmedim. İnandığım doğru yolda da mücadele ettim. Asla vazgeçmeyin sonuna kadar mücadeleden geri adım atmayın” şeklinde konuştu.





“FIRAT AYDINUS’U BAŞARILI BULUYORUM”





Konuşması sonrası öğrencilerin sorularını cevaplandıran Özdilek, VAR sisteminde geçiş dönemi sancıları yaşandığını ifade etti. Hakemlere güvenin zedelenmemesi gerektiğini vurgulayan Özdilek, hakemlerin saha içinde verdikleri kararı çek etmeleri için VAR’a gitmeleri tavsiyesinde bulundu. Türk hakemlerinin hepsine olan inancını dile getiren Özdilek, “Zaman zaman hata yapabiliyorlar. Ancak hakemlerimizi yetenekli olan ve olmayan diye ayırmak lazım. Son süreçte Fırat Aydınus’u başarılı buluyorum. Cüneyt hocayı ayrı bir kategoride değerlendirmek lazım”  ifadelerini kullandı.





“18’İNCİ TAKIMLARI ALDIM”





“Erzurum’dan teklif gelince ne düşündünüz?” şeklindeki bir soruya da cevap veren Özdilek, şunları söyledi:





“Hep 18’inci takımları aldım. Bu konuda çok uzmanım. Erzurum zor bir şehir değil, daha zor şehirlerde çalıştım. Eğer zordan iklim şartlarını kastediyorsanız bu bizim avantajımız oldu süreç içerisinde. Bu avantaj bizi bir tık yukarı çıkaracak. Sezon başında başlamak ayrı, ortasında başlamak riskli. Ben risk almayı seviyorum. Risk olmazsa hayatın anlamı yok. Önemli olan işi doğru yapıyor musun? Takımı 19’ncu yapma şansın yok. Ama 9-10’nu yapabilirsin. 12 yıldır teknik adamlık yapıyorum, hep 18’inci takımları aldım, şükürler olsun hep doğru noktalarda bıraktım.”





Öğrencilerle buluşmasında transferlerle ilgili sorular üzerine devre arasında takıma takviye yapacaklarını ifade eden Özdilek, Avrupa hedefiyle ilgili bir soruya ise “Bir kere bu ligde oynamayı öğrenmeliyiz. Uzun bir süre sonra ligi yükselmek kolay değil. Geldikten sonra kalmak daha zor. İstikrar yakalamak önemli, ondan sonra hedefleri koymada eksiğin olmadığını düşünüyorum. Önemli olan bu ligde kalmayı istikrarlı hale getirmek” açıklamasında bulundu.




http://bit.ly/2QqIIOF

Kasımpaşalı Özgür Çek: "Beşiktaş"ın da, Galatasaray"ın da üzerindeyiz"

Kasımpaşalı Özgür Çek: "Beşiktaş"ın da, Galatasaray"ın da üzerindeyiz" • http://bit.ly/2QpnJfk • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Süper Lig’in 2’nci sırasında yer alan Kasımpaşa’nın başarılı futbolcusu Özgür Çek, Fenerbahçe maçından lig yarışına, takımın hedeflerinden milli takıma kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.





“HEDEFİMİZ AVRUPA KUPALARI”





Bu sezon Süper Lig’e başlarken hedefin Avrupa kupalarına katılmak olduğunu dile getiren Çek, “Sezon başında Kemal Özdeş hocamızla koyduğumuz bir hedef vardı. Bu sezon takımımızı Avrupa kupalarına götürmekti. Devamında Mustafa hocamız geldi, aynı hedefi sürdürdük ve aldığımız puanlarla bunu devam ettiriyoruz. Tabii ki Avrupa kupaları zor bir hedef, her takım için zor. Ama bu ekip zoru başarmak için kuruldu. Bu tesisler, bu imkanlar, antrenman sahaları bunun için kurulmuş. Türkiye’de birçok takımda oynadım. İşleyiş ve tesisleşme açısından, verilen sözlerin yerine getirilmesi açısından, başta başkanımız olmak üzere çok profesyonelce çalışan bir yönetim kurulu var. Biz de bunun karşılığını sahada veriyoruz. Şu ana kadar aldığımız puanlarla da bunu gösterdik. Takımda çok iyi ve kaliteli oyuncular var. O kaliteli oyuncular birlikte devam ettiği zaman çok iyi işler yapabiliyoruz. Aldığımız puan da ortada zaten. Tabii bunu sürdürmek çok zor. Arka arkaya aldığımız galibiyetler oldu. Maalesef sonrasında da arka arkaya aldığımız mağlubiyetler de oldu. Çok zor bir sezon. Büyük takımların sorunlar yaşadığı bir sezonda biz kendi adımıza ivmeyi ne kadar yukarıya çekersek, hedefe de o kadar yaklaşacağımızı düşünüyoruz. Umarım bu zorlu sezonu, sezon başında koyduğumuz hedefi yerine getirerek taçlandırırız” ifadelerini kullandı.





“SONUÇTA ONLARIN İSMİ FENERBAHÇE”





Süper Lig’in 14’üncü haftasında oynayacakları Fenerbahçe maçının zorluğuna da değinen Özgür Çek, “Fenerbahçe’nin içinde olduğu durumu herkes gibi biz de biliyoruz. Sonuçta onların ismi Fenerbahçe. Büyük bir camia. Kadıköy’de oynayacağız. Daha önce içinde olduğum için de taraftar baskısını biliyorum. Çok zor bir maç bizi bekliyor. Şiddetle 3 puana ihtiyaçları var. Bizim de hedefe gitmek için 3 puana ihtiyacımız var. İki takım için de çok zor bir maç. Formda ve iyi giden bir takımız. Zorlu deplasmandan 3 puan alarak yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu. 





“TAKIMDA ARKADAŞLIK ORTAMI ÇOK İYİ”





Çek, takım içindeki oyuncuların birbirleriyle çok iyi anlaştığına vurgu yaparak, “Çok kaliteli oyuncularımız var. Tabii büyük takımların da kaliteli oyuncuları bulunuyor. Şu an bulunduğumuz durumun nedeni arkadaşlık ortamı. Çok iyi bir arkadaşlık var. Yerli ve yabancı oyuncuların iç içe olması, her antrenman sonrasında mutlu tabloların ortaya çıkması ve mutlu ayrılması, bir heyecanın olması, idman sonrasında o rekabetin vermiş olduğu hazzın ve mutluluğun bizi buraya getirdiğini düşünüyorum. Devre arasına kadar 4 çok zorlu maçımız var. Fenerbahçe ile oynayacağız, Kayserispor, Atiker Konyaspor ve Beşiktaş maçları var. Fikstür zor gözükse de biz zor maçları kazanarak atlattık. Umarım bu zorlu süreçten yine anlımızın akıyla kazanarak çıkarız ve hedefimize doğru ilerleriz” dedi. 





“ŞAMPİYON OLMAK İSTERİZ”





Şampiyon olmanın büyük mutluluk vereceğini ve bu mutluluğu yaşamış, tecrübeli bir teknik direktöre sahip olduklarını söyleyen Çek, “Açıkça söylemek gerekirse şampiyonluk şu an aramızda konuştuğumuz bir şey değil. Sezon başında konulan bir Avrupa hedefi vardı. O hedefe doğru ilerliyoruz. Tabii şampiyon olmayı kim istemez? Hocamız bize ‘İlk yarıda aldığımız galibiyetler ligin 2’nci yarısında bizim rahatlığımız açısından çok önemli olacak’ dedi. Bu kalan 4 haftayı da en iyi şekilde atlatarak 2’nci yarının ortalarına doğru bu bizim Avrupa mı, şampiyonluk mu, nereyi  oynayacağımızın daha çok belli olacağı bir dönem olacağını düşünüyorum. Şampiyon olmak isteriz. Mustafa hoca daha önce şampiyonluklar yaşamış bir antrenör. Tabii ki onunda öğrencileri olarak o şampiyonluğu bizle yaşaması, bizim hocamızla yaşamamız tabii ki çok önemli. Umarım bunu gerçekleştiririz” şeklinde konuştu. 





“DİAGNE’NİN PERFORMANSI ÜST DÜZEY”





Takım içinde çok kaliteli oyuncular olduğuna dikkat çeken Özgür Çek, ligin gol krallığında 14 golle zirvede bulunan Mbaye Diagne hakkında da, “Kaliteli oyunculardan oluşuyoruz. Trezeguet de aynı şekilde çok kaliteli ve tabii diğer oyuncularımız da. Mbaye Diagne’nin performansında, takım içindeki uyum, takım içindeki arkadaşlığımız ve O’na sahip çıkmamız da etki ediyor. Ayrıca bizim O’na faydalı olmamız, takıma da olumlu yansıyor. Bu diğer oyuncu arkadaşlarımız için de geçerli. Biz ne kadar birlikte hareket edersek, takım o kadar fayda görüyor. Şu anda Diagne’nin performansı üst düzey bir performans. Çok sevdiğimiz bir arkadaşımız. Saha içinde de, antrenmanlarda da çok mutluyuz. Birlikte mutlu olduğumuz zaman da bunun takıma yansıdığını düşünüyorum. Umarım bu mutluluğumuz, bu birlikteliğimiz devam ettiği sürece de biz kazanmaya devam edeceğiz” dedi. 





“DİAGNE HEDEFİNİN 40 GOL OLDUĞUNU SÖYLEDİ”





Ligde 14 gole ulaşan Diagne’nin hedeflerinden de bahseden Kasımpaşalı futbolcu, “Dün Diagne ile konuştuk ve şimdiki hedefinin 40 gol olduğunu söyledi. Bizi Avrupa kupalarına götürsün de kaç gol atıyorsa atsın, çok da önemli değil” açıklamasını yaptı.





“DENİZLİ, BABACAN VE SAMİMİ”





Özgür Çek, tecrübeli teknik adam Mustafa Denizli için de şöyle konuştu: 





“Mustafa Denizli gerçekten çok tecrübeli bir hoca. Süper Lig’de yaklaşık 8 senedir bulunuyorum. 15’in üzerinde antrenörle çalıştım. Hocamız çok tecrübeli, çok sakin kalabiliyor. Yaşadıkları, tecrübeleri, şampiyonlukları, kupaları ortada olan bir hocamız var. Bu camiayı hedefine ulaştırabilecek potansiyele sahip bir antrenör. Bizimle ilişkileri gerçekten çok iyi. Bize babacan, çok samimi davranıyor. Umarım bu mutlu tablomuz bozulmaz. Bozulmaması için de elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapmaya da devam ediyoruz. Umarım bu ortamımız hiçbir zaman bozulmaz, kazanmaya, puanlar almaya devam ederiz.”





“BEŞİKTAŞ’IN DA, GALATASARAY’IN DA ÜZERİNDEYİZ”





Beşiktaş – Galatasaray derbisinin oynanacağı 14’üncü haftada Fenerbahçe karşısında kazanarak haftayı en iyi şekilde tamamlamak istediklerini dile getiren Çek, “Hedefimize doğru yürüyoruz. Öncelikle derbilerin favorisi olmuyor. Beşiktaş, Galatasaray ikisi de sıkıntılar yaşayan takımlar. Hem Avrupa kupalarında oynayıp, hem de ligde sıkıntılar yaşayan takımlar. Biz zaten ligin 2’nci sıradaki takımıyız. Beşiktaş’ın da, Galatasaray’ın da üzerindeyiz. Tabii ki o maçın berabere bitmesi ve kazanmamız durumunda da bizim için daha iyi olacaktır. Bizden bir gün sonra oynayacaklar. Umarım biz kazanırız, onlar da kendi aralarında beraberlik mi, alırlar artık kim kazanır, çok da önemli değil. Bizim alacağımız sonuç çok daha önemli. Umarım hepimiz için hayırlı bir sonuç olur. Fenerbahçe’nin aldığı puanlar ortada. Fenerbahçe’nin 13 puanı var. Bizim için zor bir maç olacak. Aldığı puan bizi yanıltmayacaktır. Sonuçta Kadıköy’de oynuyoruz. Zor bir maç olacağını biliyoruz. Onların da şiddetle puana ihtiyacı olduğunun farkındayız. Bizim de yukarıya, hedefimize ulaşabilmemiz için puan almamız gereken bir maç. Umarım hayırlısı olur ve galip taraf, puanlar alan biz oluruz” diye konuştu. 





“UMARIM FENERBAHÇE’YE GOL ATARIM”





Kariyerinde birçok takıma gol attığını belirten Çek, “Daha önce Galatasaray’a, Beşiktaş’a ve Trabzonspor’a gol attım. Gol atamadığım Süper Lig’de Fenerbahçe kalmıştı. Umarım onu da bu hafta gerçekleştiririm, takımıma katkı sağlamış olurum” dedi.  





“HEDEFİM MİLLİ TAKIM”





Türkiye’de takımların, alt yapısından çıkan oyuncularına değer vermediğini dile getiren Çek, “İlk alt yapıdan A takıma çıktığımda farklı sebeplerden dolayı ayrılmıştım. Yanlış telefon konuşmaları oldu. Yanlış hatırlamıyorsam Nihat Özdemir beni Ankaraspor’a Özer ağabey karşılığında göndermişti ve takas olmuştuk. Neticesinde yeniden bir çıkış yakaladım, Ankaragücü’nden tekrar Fenerbahçe’ye geldim. O dönemde de altyapıdan çıkmış oyuncu durumunu bir türlü silemedim. Fazla şans bulamadım. Çünkü Ankaragücü’nden hep oynayıp gitmiştim. Çok fazla şans bulamayınca tekrar Aykut hocayla konuştuk, sürekli oynayabileceğim bir takıma gitmek istedim. Çünkü o zaman 21 yaşındaydım, oynamak istiyordum. Fenerbahçe’de de tabii ki oynamak istiyordum fakat bir türlü o şans bir şekilde verilmemişti. Ben de oynayabileceğim bir takıma gitmek istedim. Çünkü ülkemizde altyapıdan çıkan oyunculara çok değer verilmiyor. O dönemde ben bu şanssızlığı yaşamıştım, neticesinde de Fenerbahçe’den ayrılmıştım. Milli takıma gelecek olursak, Türkiye U17 Milli Takımı’ndan A2 Milli Takımı’na kadar 86 defa genç milli takımlar formasını giydim. Birçok kez formda olduğum dönemlerde maalesef milli takım forması giymek nasip olmadı. Bu sezon 10 tane maçta oynadım ve 4 tane asist yaptım. Takıma katkı sayımı artırarak, tabii ki hedefim olan A Milli Takım formasını giymek istiyorum. Kısa vadede yakalamak istediğim en büyük başarı A Milli Takım forması olacak. Umarım takımımızın başarısı arttıkça ben de performansımın üzerine koyup milli takım formasını yakalarım ve bu hedefimi gerçekleştirmiş olurum” ifadelerini kullandı.  





“ŞANS VERİLSEYDİ FENERBAHÇE’DE BAŞARILI OLURDUM”





Fenerbahçe’de oynadığı dönemde şans verilseydi başarılı olabileceğini dile getiren Özgür Çek, “Benim oynadığım dönemde Ziegler vardı. Bir önceki oynadığım zamanda da Roberto Carlos bulunuyordu. İkisi de iyi oyunculardı. Kötü oyuncular arasında oynayabilirim diyemem çünkü sonuçta orası Fenerbahçe, iyi oyuncuların oynadığı bir takım. Tabii ki şans verilseydi o dönem Fenerbahçe’de başarılı olacağıma inanıyordum. Şu dönem için bir şey söyleyemem. Tekrar oraları yakalayabilir miyim, bence yakalayabilirim. 27 yaşındayım, bu sezon yakalayacağımız başarının arkasında eğer öyle teklifler alırsam tabii ki yönetimimiz bu konu hakkında karar verecektir. Şunu açık ve net söyleyebilirim; burada çok mutluyum. Bir sene daha kontratım var. Nasip olursa da buradan kolay kolay da ayrılmayı düşünmüyorum. Bu takımın başarısı için her şeyi yapmaya hazırım” açıklamasını yaptı. 





“FENERBAHÇE’DE BİRLİK BERABERLİK YOK”





Eski kulübü Fenerbahçe’nin ligde kötü durumda olmasını takım içindeki uyumsuzluğa bağlayan Çek, “Az önce bahsettiğim gibi kalite çok önemli bir şey. Kaliteli oyuncuların olduğu yerde, mutluluk ve arkadaşlık olmazsa bir kopukluk oluyor. Biz de birçok takımda bunu yaşadık. Kalite maalesef her zaman maç kazandırmıyor. Birlik beraberliğin ve mutluluğun olduğu yerde her zaman başarı gelir. Demek ki Fenerbahçe’de bunlar olmadığı için şu anda başarılı bir ortam sağlanamıyor. Büyük bir camia, toparlanmaları için bir kıvılcım yeter. Ama önce biz onları orada yenelim, ondan sonra onlar da toparlanırlar” şeklinde konuştu.




http://bit.ly/2QpnJfk

Oyuncularına kızan başkan takımını ligden çekti

Oyuncularına kızan başkan takımını ligden çekti • http://bit.ly/2Qq8Ucw • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Karabük 1’inci Amatör Küme takımlarından Safranboluspor’un başkanı Hüseyin Özkaynak (58), maçta 5 kırmızı kart gören oyuncularına kızıp takımı ligden çekti. Kararı öğrenen oyuncular ise takımı yeniden lige döndürmesi için başkanlarından özür dileyip tezahüratta bulundu.





12 takımın yer aldığı Karabük 1’inci Amatör Ligi’nde geçen pazar günü Safranboluspor ile Karabük Demir Çelikspor, Safranbolu Stadı’nda karşılaştı. Karabük Demir Çelikspor’un 4-0 üstün götürdüğü karşılaşmanın 50’nci dakikasında maçın hakemi Meftun Özçelik, Safranbolusporlu bir oyuncuya kırmızı kart gösterdi.





Ardından gelen itirazlar ve çıkan olaylar sonrası Safranbolusporlu 4 oyuncu daha kırmızı kart gördü. 5 oyuncu kırmızı kart görünce hakem maçı tatil etti. Kırmızı kart gören oyuncularına sinirlenen Safranboluspor’un başkanı Hüseyin Özkaynak, takımı ligden çekme kararı aldı. Başkan Özkaynak, Karabük Futbol İl Tertip Komitesi Başkanlığı’na ligden çekildiklerine dair dilekçe ile müracaat ettikten sonra Safranboluspor ligden ihraç edildi. Kararı öğrenen Safranbolusporlu futbolcular Beşbinevler Sahası’nda toplandı. Futbolcular, özür diledikleri başkanlarına tezahüratta bulunarak futbol oynamak istediklerini söylediler.





Takım kaptanı Berat Emirhan Karademir (16), “Her insan hata yapar. Profesyonellerinde hata yaptığını görüyoruz. Maçlarda olabilecek şeyler. Biz takım olarak başkanımıza söz veriyoruz. Bundan sonraki maçlarımızda daha dikkatli olacağız. Başkanımızın bize bir şans daha vermesini istiyoruz. Sonumuzun bu olmamasını düşünüyoruz. Biz futbolu çok seviyoruz. Bir yerlere gelmek istiyoruz. Takımımıza bakacak olursak eğer, hepsi 16-17-18 yaşlarında. Bize bir şans daha vermesini başkanımızdan istiyoruz. Biz futbolu seven insanlarız. Başkanımızın gerekli şeyleri yapacağına inanıyoruz. Özür diliyoruz, daha çok dikkat edeceğimizin sözünü veriyoruz. Futbol sahalarından uzak kalmak istemiyoruz. Başkanımıza söz verdik. Başkanımızın bize inanacağına, takımı tekrar ligde tutacağına inanıyoruz. Biz başkanımızı seviyoruz” dedi.





“FUTBOLCULARIN ÖZRÜNÜ KABUL ETMİYORUM”





Takımıyla 11 yılda 2 şampiyonluk yaşayan başkan Hüseyin Özkaynak, oyuncularının özrünü kabul etmediğini söyleyerek, “Çünkü yapılan bir eylem var. Affedilecek bir şey olur. Bir anlık hareket olur ama bir maçın 45 dakikasında hataları bilerek yapıyorsanız affetmenin bir manası yok. Onun için futbolcu özür dileyeceğine özür dilenecek davranışlardan kaçınmalıydı. Bunları yapmamaları gerekirdi. Futbolcuların özrünü kabul etmiyorum. Futbolcu her şeyden önce kendisini kontrol edecek, yoksa bu işin sonu gelmez. 2018 -2019 sezonunda bu ligde yer almayacağız” diye konuştu.





Safranboluspor olarak sporun her şeyden önce spor sınırları içinde yapılmasını istediklerini ifade eden Özkaynak, şöyle konuştu:





“Atatürk’ün dediği ‘Ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim’ sözü bizim için ciddi bir sözdür. Buradan hareketle Safranboluspor, geçmişinde hiçbir zaman saha içi olaylarına bu şekilde karışmamıştır. Özellikle hakemlere küfür etmek, rakibe saygısız davranmak, gereksiz kartlar görmek bizim adımıza hiç yakışık almamıştır. Ben her şeyden önce Safranbolu ismindeki Safranboluspor’un bu tür davranışından dolayı Safranbolu halkından özür diliyorum. Skor çok önemli değil ama skorun dışında yapılanlar çok önemli. Bunlara dikkat edin dediğimiz halde oyuncularımızın sahada bizim adımıza yakışmayan davranışları, 5 kırmızı kartın görülmesi, hakeme sürekli sataşmaları ve spor dışı davranışları, bizi bu takımı ligden çekmek zorunda bırakmıştır.”




http://bit.ly/2Qq8Ucw

Dış ticaret açığı Ekim’de yüzde 93.8 geriledi

Dış ticaret açığı Ekim’de yüzde 93.8 geriledi • http://bit.ly/2Qq3MoF • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Dış ticaret açığı, Ekim ayında yüzde 93.8 düşerek 456 milyon dolara geriledi.







Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturduğu geçici dış ticaret verilerine göre, ihracat Ekim’de geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13.4 artarak 15 milyar 719 milyon dolara yükselirken, ithalat yüzde 23.8’lük bir düşüşle 16 milyar 176 milyon dolara geriledi.




http://bit.ly/2Qq3MoF

Dolar 5.15, Euro 5.87 ve Sterlin 6.59 lirada

Dolar 5.15, Euro 5.87 ve Sterlin 6.59 lirada • http://bit.ly/2Sjgy5G • Editör • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Dövizler güne, bir önceki günün kapanış düzeyinin hafif altında başladı. 







Erken işlemlerde; 





– dolar en düşük 5.1522 lirayı ve en yüksek 5.1825 lirayı gördükten sonra 5.15 – 5.16 lira aralığında, 





– euro en düşük 5.8728 lirayı ve en yüksek 6.9087 lirayı gördükten sonra 5.87 – 5.88 lira aralığında ve 





– sterlin en düşük 6.5882 lirayı ve en yüksek 6.6294 lirayı gördükten sonra 6.59 – 6.60 lira aralığında işlem görüyor. 





İş Yatırım’ın “G20 Zirvesi Bekleniyor” başlıklı günlük pityasa bülteninde şu değerlendirmeler yapıldı: 





Dün açıklanan FED tutanakları 2019 yılında esnek ve belirsiz bir faiz politikasına işaret ediyor. 2019 yılı için eurodolar piyasası sadece 24 baz puanlık bir artışı fiyatlıyor. 





“Bizim için önemli olan diğer bir parametre petrol fiyatları da haftaya yapılacak OPEC toplantısı öncesi 60 doların yakınında seyrediyor. Toplantıda Suudi Arabistan’ın kararı belirleyici olacak. Arz kesintisi olmazsa petrolde düşüş devam edebilir. 





“Hafta sonu ise gözler G20 zirvesinde Trump ve Çin lideri arasında yapılacak görüşmede olacak. Vergiler dışında ulusal güvenlik konularının da gündeme geleceği toplantıdan piyasalar çok ümitli değil. Dolayısıyla, olumlu bir gelişme pozitif sürpriz yaratabilir. 





“Bugün BIST’de yurtdışı piyasaları takiben hafif satıcılı bir açılış görebiliriz. Geri çekilmelerin kısa vadeli alım yönünde kullanılması düşüncemizi koruyoruz. Dün açıklanan bankacılık sektörü toplu kar rakamları aktif kalitesinde bozulma ve karşılık giderlerindeki artışın devam ettiğine işaret ediyor.  





“İthal otomobillerin gümrüklerden çekilmesini altı ay süreyle uzatan düzenlemenin yasalaştığına yönelik bir haber var. Haber otomotiv şirketlerini kısa vadede rahatlatacaktır. Aralık ayı cari açık rakamını da olumlu etkileyecektir. “




http://bit.ly/2Sjgy5G