Header Ads

Tarih İçinde Ankara’nın Kalbi Ulus

Restorasyonlar aslına uygun yapılmalı





Şehir ve Bölge Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tuncer ve Araştırmacı Yazar Necati Yalçın ile yaptığımız son bölümünde kitabı ‘Dünden Bugüne Kültürel Miras ve Koruma’ üzerinden tarihi yapıların nasıl korunması gerektiğini konuştuk.





https://www.youtube.com/watch?v=zHKJc84WaXQ&feature=youtu.be





‘Tarih İçinde Ankara’nın Kalbi Ulus’ söyleşimizin son
bölümünde tarihi yapıların nasıl korunması gerektiğini konuştuk. Şehir ve Bölge
Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tuncer kaleme aldığı ‘Dünden Bugüne Kültürel Miras Ve Koruma’ kitabı üzerinden tarihi yapıları
nasıl korunmasını ve aslına uygun yapılması gereken restorasyonları şu şekilde
anlattı.





Prof.
Dr. Mehmet Tuncer; Ankara’daki tarihi mekânların restorasyonu hakkında ve
Ankara’da yapılmakta olan
kentsel
dönüşümler hakkındaki fikirlerini de siz okurlarımız ile şu şekilde
paylaştı. 





‘Dünden
Bugüne Kültürel Miras ve Koruma’





Yazar,
Şehir ve bölge plancısı Prof. Dr. Mehmet Tuncer bu kitap benim kendime ait olan
yedinci kitabım ortak kitaplarımı da sayarsak 23. kitabım diyebilirim. Bu
kitapta çok eski belgelerden başlayarak Ankara’nın 1985 yılında yaptığımız Ulus
tarihi kent merkezi kale içini korunmasına ilişkin çalışmalar ve toplantıların
raporları var.









Mehmet
Tuncer; “ O zamanlar Ankara Büyükşehir Belediyesinde Altınsoy dönemi kültür
bakanlığı belediyeler vakıflar genel müdürlüğü ve ODTÜ ortaklaşa toplantılar
yapmıştı. O toplantıların tutanakları var. Ankara da yine Cumhuriyet döneminin
mimari mirasın korumasına ilişkin makaleler ve yazılarım var. 90 yılda yok olan
doğal ve tarihsel kültürel çevre diye bir makalem var kitabın içinde. 





Kitabın
içinde 1995 te yaptığımız Perge ve Patara ile ilgili arkeolojik alanların
korunmasına ilişkin çalışmaları raporları ve onlardan sonra ürettiğim makaleler
var. Çok kapsamlı ve içeriği doyurucu 430 sayfalık bir kitap oldu. Kitabımı
Gazi yayın evi bastı” diyerek kısaca kitabından bahsetti ve kitapta yazdığı
Ulus ve çevresi özelinden tarihi mimarinin nasıl korunması gerektiğini ve
yapılacak restorasyonları şu şekilde anlattı.





“Kitabın
ikinci Bölümün de Eski Ankara ve Ulus Tarihi Kent Merkezi adında. Bu bölümde
ise eski Ankara ve Ulus civarı tarihi kent merkezleri ile ilgili yazılarımız
var. Aslında ikinci bölüm oldukça uzun yani Ankara bölümü yaklaşık 190 sayfa bu
bölümde Ankara’nın bütün ilk planlama çalışmalarından bahsediyorum. 





Josef
planı Jansen planı ve güncel koruma sorunlarından bahsediyorum. Doğal çevre ve
tarihsel çevre Cumhuriyet dönemi ile ilgili korumaya ilişkin bilgilerden
bahsediyorum.





Tarihi
yapılar aslına uygun restore edilmeli





Şehir
ve Bölge plancısı Prof. Dr. Mehmet Tuncer Ankara genelinde ve özellikle Ulus
civarındaki tarihi yapılardaki restorasyonlar hakkında şu sözleri dile getirdi;
“Ulus ve Hacı Bayram Camii çevresini kitaplarımda da yazdım.









Ulusta
yapılan planlama çalışmaları plan iptalleri ve davalar. Hacı Bayram Camii’nin
çevre düzenlemesi ilk Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy
zamanında başlayıp, Murat Karayalçın zamanın da tamamlanan meydan düzenlemesi
ve daha sonra Melih Gökçek zamanın da yeniden o düzenlemeyle kitapçılar
yıkıldı. Orası yeni bir plan ve projeyle yeniden düzenlendi.”





Tuncer;
“Bazı işler maalesef biraz acele ile yapıldı. Plansız ve projesiz yapıldı. Ben
yapılan işleri kötümsemek istemiyorum küçümsemek istemiyorum ama daha derli
toplu yapılabilirdi. Tam bir restorasyon çalışması yapılmadı. Hamamönü
çevresinde bazı yapılarda yapıldı. Ama Hacı Bayram Camii çevresinde hepsi hemen
hemen yıkılıp neredeyse 4 katlı apart şeklinde yapılar yapıldı.





Bu
yapılan eski Ankara evlerine benzeyen yapılar pek bilimsel değil. Yapılan doğru
bir çalışma değil eski yapıları onarmak gerekiyordu. Ama yine de dışarıdan
bakılınca Hacı Bayram Camii ve çevresi güzel oldu insanlar mutlu gezmeye
görmeye geliyorlar” diyerek halkın yapılan restorasyonlar dan memnun kaldığını
belitti.





Tuncer
söyleşiye şu şekilde devam etti; “Ama orada da çok değerli antik sur duvarı
yıkıldı ve onun yerine yepyeni bir sur duvarı yapıldı. Hâlbuki o sur duvarının
tarihi özelliği 2000 yıldır orada duran duvarda saklıydı. Bu önemli bir şey
sonra Hacı Bayramın altına girildi. Höyük kazıldı o höyük ün içinden acaba
neler çıktı bilmiyoruz. Höyük yok edildi diyebilirim orada birçok tarihi
kalıntı tahrip edildi diyebiliriz.





Ama
Hacı Bayram’ın şimdiki durumu ziyaret edilebilir. İnsanlar ibadetlerini
yapabilirler rahatlıkla gezip görüp arabalarını park edebiliyorlar hele Bent
deresi dolmuş durakları da yapılırsa daha iyi olacak çünkü toplu taşıma ile de
rahatlıkla insanlar ulaşabilecek. Ben benzer bir çalışmayı Suluhan çevresinde
de o bölge de de ele alınması gerekiyor. Özellikle Yahudi Mahallesi denilen
İstiklal Mahallesin de de çok güzel evler var. Onlarında elden geçirilmesi
doğru olacaktır bence.”





Ankara
genelinde yapılaşma çıldırmış halde





Ankara
genelinde yapılan kentsel dönüşümü çılgınlık olarak nitelendiren Şehir ve Bölge
Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tuncer konu hakkındaki düşüncelerini dile getirerek
söyleşimize son verdi;





“Ankara
genelinde yapılaşma çıldırmış halde 40- 45 senelik evler yıkılıyor. Sonra ne
oluyor iki kat fazla almak için bu binaları yıkıyorlar tos toprak çamur
hafriyat kamyonları mahallerde yaşayan insanlara zülüm oluyor. Bunların hepsi
neredeyse müteahhitler 4 daire kazansın diye yapılıyor bu kentsel dönüşüm mü
bilemiyorum bence rantsal dönüşüm diyebilirim. Müteahhitler tabi ki kendi
çıkarlarını düşünüyorlar.”





Tuncer;
“Birazda bölgede yaşayan insanları düşünmeleri gerekir. Kentsel dönüşümler de
toplumun çıkarlarını düşünmek lazım. Sokaklar aynı alt yapı aynı eskiden 7-8
dairenin olduğu bir apartmanda en fazla 8 tane araba vardı. Şimdi apartmanlarda
10-12 daire var ve araç sayısı arttı ama sokaklar hala dar park sorunu ortaya
çıkıyor.





En
sakin semtler bile kalabalık olmaya başladı. Kentsel dönüşüm şu şekilde olur
mesela bir gecekondu semti alt yapısı yok yol yok çok kötü durumda sağlıksız.
Buralarda yapılır ama tutup da Bahçelievler de, Emek’te, Maltepe’de yaparsanız
yeni sorunlar ortaya doğar. Bu pek anlamlı da değil yurt dışında böyle bir şey
yapılmıyor. Bütün eski binalar güçlendirilip korunmaya alınıyor. Çünkü bu eski
binalarında bir mimari yapısı bir dokusu var. Şimdiki yapılan apartmanlar
fazlasıyla düz” dedi.

Hiç yorum yok