Türkiye"de yasalar hayvanları korumuyor
Bu gün, 4 Ekim Hayvanları Koruma günü.
Türkiye"de hayvana karşı işlenen suçların katlanarak arttığını belirten hayvan hakları savunucuları, verilen sözlerin yerine getirilmesini ve derhal caydırıcı yasal düzenlemelerinin yapılmasını istiyor. Hayvan Hakları Fedarasyonu (HAYTAP) Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ahmet Kemal Şenpolat hayvan hakları için verilen sözlerin yerine getirilmediğini belirterek “Biz hiçbir 4 Ekim’i kutlamıyoruz. Hayvana işkence yapanlar, tecavüz edenler, dövüştürenler, işkence edenler halen ufacık bir para cezası ile cezalandırılıyor. Dünyada hayvan haklarının verildiği bu günde maalesef Türkiye’de biz gereğini yapamıyoruz." dedi.
4 Ekim, tam 87 yıldır Hayvanları Koruma Günü olarak takvimlerde yerini alıyor.
İlk olarak 1931 yılında kutlanan bu gün, hayvanlara karşı işlenen suçlar ve yapılan kötü muamele, suistimal ve haksızların önüne geçebilmeyi amaçlıyor. Özellikle Avrupa ülkelerinde hayvanları korumak için çok sayıda yasa bulunuyor. Örneğin, İngiltere’de hayvanlar “Hissedebilen varlıklar” olarak kabul ediliyor ve 10’nun üzerinde kanun ve yasal düzenleme bulunuyor. Hayvana kötü muamele, işkence, hayvan dövüşleri gibi durumlarda caydırıcı para ve hapis cezası verilebiliyor. Avusturya’da ise 2004 yılında kabul edilen kanuna göre, hayvanlar insana eş varlıklar olarak kabul ediyor. Hayvan hakları ihlallerine göre para cezası veya daha ağır durumlarda 1 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor. Ancak Türkiye’de hayvan haklarını düzenleyen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, hayvanları korumak konusunda oldukça yetersiz. Hayvan hakları savunucuları bu nedenle yasanın değiştirilmesi için uzunca bir süredir mücadele ediyor.
“HAYVANA
HER TÜRLÜ KÖTÜ MUAMELENİN CEZASI 625 LİRA”
Türkiye
Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Avukat Burak
Özgüner, şöyle konuştu:
“Hayvana
yönelik şiddet toplumsal şiddetle birlikte artıyor. Tüm bu
şiddet olaylarını yazılı e görsel medyadan takip ediyoruz.
Türkiye’de hayvana şiddet olaylarının bu kadar yüksek olması
bize göre, verilen cezaların caydırıcı olmamasıdır. 2018
yılı itibari ile hayvana yönelik kötü muamele, fiziksel ve
psikolojik şiddet, cinsel istismar, aç ve susuz bırakmanın cezası
625 lira idari para cezası. Bu ceza ödenmediği takdirde faillerine
hiçbir yaptırım da uygulanmıyor. Bu da başlı başına bir
sorun. Biz 7 yıldır yasal yaptırımların iyileştirmesi için
mücadele veriyoruz. Ancak verilen sözler hiçbir şekilde
tutulmuyor. Biz hayvan hakları savunucuları olarak hayvana yönelik
işlenen cezaların caydırıcı olmasını talep ediyoruz. Hayvana
işkence yapan, tecavüz eden, şiddet uygulayan faillerin
ertelemesiz hapis cezası alması gerektiğini istiyoruz. Bu
insanların toplumdan izole edilmesi lazım çünkü, böyle bir
toplumsal talep de var. Onlar da tecavüzcülerle, hayvana işkence
yapanlarla aynı toplum içinde bulunmak istemiyor. ”
“ACİL
OLARAK KANUNLARIN DÜZENLENMESİ GEREK”
2017’de
sadece 493 şahsa idari yaptırım uygulandığını beliren Özgüner,
“Her gün hayvana yönelik kötü muamele haberi alırken sadece
493 kişi hakkında idari para cezası verilmesi ne bizim ne toplum
talebini karşılıyor. Bu yaptırımların cüzi bir şekilde
verilmesi hayvana yönelik şiddettin önünü alamayacak. 20’nci
Yasama döneminde gerek Cumhurbaşkanı’nın gerekse de Adalet
Bakanı’nın söylediği gibi ivedi bir şekilde kanun düzenlenmesi
gerekiyor. Ayrıca hazırlanacak kanun tasarısı ve teklifinin de
sivil toplum kuruluşların, barolar ve meslek örgütlerinin
görüşleri alınarak hayvanları gerçekten koruyacak şekilde
yapılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“HİÇBİR
4 EKİM’İ KUTLAMIYORUZ”
Hayvan
Hakları Fedarasyonu (HAYTAP) Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ahmet
Kemal Şenpolat ise, “Biz hiçbir 4 Ekim’i kutlamıyoruz. Çünkü,
dünyada hayvan haklarının verildiği bu günde maalesef
Türkiye’de biz gereğini yapamıyoruz . Hem sivil toplum
kuruluşları, hem de Ankara’da çalışan milletvekilleri olarak
bugüne kadar hayvan dostlarımız adına verilen hiçbir söz yerine
getirmediler. Dolayısıyla bir kutlama yapmamız söz konusu değil.
Ne yunus parkındaki esir yunuslar düşünülüyor, ne faytona
koşulan ve sürekli kırbaçlanan atlar düşünülüyor, ne
işkenceler dillendiriliyor ne de sokak gördüğümüz yaralı
hayvanlar için hiçbir ambulans ve veteriner teşkilatı yok. Bazı
bölgelerde az da olsa var ama Türkiye genelinde maalesef bunu
söylemek mümkün değil. Bazı yerlerde başvuru makamı bile yok.
Herhangi bir hayvanı yaralı gördüğünüzde ulaşabileceğiniz
bir makam bulunmuyor. Telefonlar, mailler susmuş durumda. O kadar
çok ihlal var ki devletin mekanizmaları bunlarla başa çıkamıyor.”
dedi.
“KANUNLAR
HAYVANLARI KORUMUYOR”
2004
yılında çıkan hayvanları koruma kanunun, hayvanları
korumadığına dikkat çeken Şenpolat, şöyle devam etti:
“Kanunlarımız
yetersiz ve hayvanları korumaktan uzak. Bunun değişmesi için
yıllardır uğraşıyoruz ama sonuç yok. Dönemin başbakanı ile
görüştük meclisteki diğer partilerle görüştük ama bu
değişikliğe muhalefet eden olmamasına rağmen mecliste bir
düzenleme çıkaramadık. Biz Farkındalık yaratmak için
etkinlikler düzenledik, sosyal medya çalışmaları yaptık. Bir
sivil toplum kuruluşu olarak yasanın değişmesi için çok
uğraştık ama bir sonuç alamadık. Halen hayvana karşı işlenen
suçlar kabahatler kanunda yer alıyor." .
Hayvanlara eziyet edenlerin adliyeye çıkaralamadığını belirten Şenpolat,
" Halen savcılığa bir suç duyurusunda bulunamıyorsunuz. Hayvana işkence yapanlar, tecavüz edenler, dövüştürenler, işkence edenler halen ufacık bir para cezası ile cezalandırılıyor. Yargılamaya dahi konu olmuyorlar, duruşmalara çıkmıyorlar. Çok da bir şey istemiyor bu hayvanlar. Bir yasal düzenleme ve ders kitaplarında hayvan sevgisi ve hayvan hakları ile ilgili çalışmalar istiyorlar. Hayvan dostlarımız için bir yasal düzenleme istiyoruz ama sanki bir boşlukla konuşuyoruz. Biz artık bu boşluğun doldurulmasını istiyoruz. “ şeklinde konuştu.
Post a Comment