YEP’in yuppie’leri ve örtülü ödenek
Önce kısaltmaları açalım. YEP, Yeni Ekonomik Program demek. Yuppie ise 1980’lı yıllarda başlayan küreselleşme ile ortaya çıkan bir tanım. Özellikle para ve sermaye piyasalarında çok para kazanan, kazandıkları bu paralarla da lüks bir yaşam sürdüren genç çalışanlar için kullanılıyor.
Snop ya da Türkçesiyle züppe bir yaşantı içinde olup gündüzleri kafalarını bilgisayardan kaldırmayan, geceleri partiden partiye koşan, son model arabalarla spor salonlarına giden, üstlerine başlarına deli gibi para harcayan iyi eğitim almış bu gibi gençlere danışmanlık şirketlerinde de bol rastlarsınız.
Bizim kamu ekonomisini yapılanması ve denetlemesi üzerine anlaşılan McKinsey de yuppie’lerin bol olduğu şirketlerden biri. Şimdi bu yuppie’ler Ankara’ya, kamu binalarında gelecekler, koca koca genel müdürlerin, başkanların karşısına oturup sorular sorup bilgi, veri toplayacaklar, sonra da kitaplar dolusu çözüm ve denetim raporları yazacaklar. Biraz zor.
Nedeni basit: bizim kamu ekonomisini değil bu yuppie’ler, benim diyen yılların bürokratı bile anlamakta zorluk çekiyor. Çok sık değiştirildiği için karmaşık hale gelen mevzuatla yürütülen devası bir ekonomik yapıyı üç günde çözmek ve “şunu şöyle yapın” demek için hani derler ya bu yupie’lerin 40 fırın ekmek yemekleri lazım.
Örneğin bütçeyi ele alalım. Her ne kadar batıdakilerle standart hale getirilmeye çalışılsa da bize özgü bir sürü değişik tanımlar vardır ki işin içinden çıkılmaz. Bazı gelirler, giderler bütçede öyle bir gizlenir ki (bazen da saklanır) Maliye Bakanlığı’nda bile üç beş uzman ancak anlayabilir. Hele vergi usul yasalarına hiç girmeyelim. İşin içinden hiç çıkılmaz, genç vergiciler iki de bir “üstatlarına” koşarlar.
Ayrıca bizim bürokrasinin hangi bilgiyi kime ne kadar vereceği yönünde kökleşmiş tutumu vardır. “Bürokratik Oligarşi” denen bu yapıyı kırmak ve değiştirmek çok zordur. Kimlerine göre “kökleşmiş devlet geleneği” de denilen bu oluşumu yıkmak için çok sayıda girişimde bulunan AKP iktidarları bile ilerleme kaydedemedi.
Örneğin iki de bir gündeme gelen memur yasasında değişiklik konusuna bakın, yetkiler dışında yapısal olarak önemli değişiklikler yapılamamıştır. Kendi atadıkları bürokratlara bile kimi zaman söz geçirmeyen yönetim, bugün için Cumhurbaşkanlığı hükümeti sisteminde çözüm arıyor.
McKinsey çalışanları geçmişi Osmanlı’dan kalan kamu ekonomisinin kodlarını, şifrelerini “kozmik odalarda” nasıl çözeler, ne gibi yenilik sunarlar, merakla bekliyoruz. Haa, derlerse “biz bu kadar detaya girmeyeceğiz”, o zaman çözüm çalışmalarının karşısına meşhur “mevzuata uymuyor” sözü çıkar, bu durumda memurun masasındaki bir kalemi bile oynatamazsınız.
ÖRTÜLÜ ÖDENEĞE BAKACAKLAR MI?
McKinsey’in yapılandırma ve denetlemedeki görev tanımı ne kadar geniş, bilemiyoruz ama örneklere devam edersek en karmaşık mali işlerden bir de örtülü ödenek denilen harcama kalemidir.
Bu ödenekle eskiden Başbakanlara, şimdi Cumhurbaşkanına bütçe dışında istediği kadar sınırsız harcama yapma yetkisi veriliyor. Sadece ilgili bir bakan vardır, o bu harcamaları bir kağıda yazar ve sene sonunda yırtar atar. Kime nereye ne para verilmiş, ne gönderilmiş, sır olur gider.
Hiçbir merci, Anayasa Mahkemesi (Yüce Divan) dahil, bu harcamaları sorgulayamaz çünkü çoğu harcama gizli saklı işlere yapılır. Hatırlatalım Susurluk olayı bu ödenekten finanse edilmişti.
Mevcut yönetimin de örtülü ödeneği yoğun bir biçimde kullandığı ve burada büyük bir gider oluştuğu biliyor. Madem McKinsey önerilerde bulunacak, tasarruf yapılması için çalışma alanları örtülü ödeneğe kadar uzanır mı? Yani oturup bu ödenek nasıl işliyor, paralar nereye gidiyor diye sorabilir mi? Belki de onlar için en çok tasarruf yapılacak alanlardan biri burası.
İşte burada sıkıntılar başlar. Her yere burunlarına sokmaya başlarsa büyük rahatsızlıklar ortaya çıkar. Sonuçta McKinsey ve yuppie’leri bizim dipsiz kuyu bürokraside kaybolup gider, geriye banka hesaplarındaki bol sıfırlı kazançları kalır.
Böyle McKinsey gibi şirketler ve yuppie’ler yerine oraya buraya savrulmuş, işten el çektirilmiş, kızağa alınmış, zoraki emekli edilmiş, sayısız ekonomik krizlerden ders çıkarmış, yılların deneyimine sahip çok sayıdaki değerli vatan evladı bürokratlara görev verilse sorunlar hızla aşılır. Bize bizden başkası yar olmaz. Go home yuppies!
Post a Comment