Header Ads

Soğan çiftçisi terörist değildir

Soğan çiftçisi terörist değildir • http://bit.ly/2SiKrmw • Mehmet Akgün • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete


Polatlı’da her yıl olduğu gibi bu yılda doğal bir depolama olduğunu söyleyen CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “ Bunu çiftçiye stokçuluk olarak yansıtmak ve onlara terörist demek son derece yanlıştır. Aslolan hükümetin tarım politikalarının çökmesidir” dedi.





Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın soğan çiftçisini stokçulukla suçlaması üzerine harekete geçen CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu ve Orhan Sarıbal Polatlı’da ki soğan depolarını ziyaret etti.





Çiftçilerin zor durumda olduğunu belirten Kuşoğlu ve Sarıbal, hükümetin uyguladığı yanlış politikaların soğanda krize yol açtığını ve çiftçilerin zarara uğratıldığını ifade ettiler.





Ziyaretlerine Polatlı CHP İlçe Başkanlığı’ndan başlayan CHP’li vekiller oradan Polatlı Ziraat Odası’na geçti. Burada Polatlı Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zekai Köseoğlu’ndan Polatlı’da soğanın durumu hakkında bilgiler aldılar. Ardından Polatlı’da krize neden olan soğan depoları ziyaret edilerek, basın açıklaması gerçekleştirildi.





20 MİLYONUN SOĞAN İHTİYACI POLATLI’DAN KARŞILANIYOR





Soğanın üretim aşamasından, tüketim aşamasına kadar geçen süreçte yaşanan problemleri anlatan Köseoğlu, “ Polatlı tarım potansiyeli çok yüksek bir ilçemiz. 2 milyon 200 bin dekar alanda tarım yapıyoruz. Yaklaşık 350 bin dekar sulak alanımız var. Yıllık 350 bin tonla 450 bin ton arasında soğan üretiyoruz. Ülkemizde yaşayan 20 milyon insanın soğan ihtiyacını Polatlı çiftçisi üretiyor, bu büyük bir rakam.





2007 yılından bu tarafa, değişik aralıklarla Sakarya Nehri ve Porsuk Çayı kuruyor. Soğan ekim alanlarının düşmesinde bunun büyük rolü var. Çiftçimiz yıllarca dayandı, sabretti, zarar etti ama 2008 yılında üretimi düşürmek zorunda kaldı. Çünkü sürekli zarar ediyor, satamıyor çöpe döküyor. Yaklaşık 20 bin dekar bir alanda soğan ekim alanları azaldı. Son iki yıldır yağış alan aylarda bir değişme oldu. Temmuz, Ağustos aşırı yağışlı geçti. Buda soğanların hastalanmasına neden oldu. Soğan yetişmeden kurumasına sebebiyet veriyor.





Yaklaşık olarak yüzde 15-20 oranında hastalıktan dolayı bir kaybımız oldu. 100 bin ton az ekimden dolayı bir kaybımız var, 10 bin tonda hastalıktan dolayı kaybımız var. Toplamda Polatlı’da 110 bin ton az üretimimiz var. Türkiye genelinde de böyle bir problem var ki soğan fiyatları aşırı derecede yükseldi. Soğan fiyatlarını belirleyen arz ve talep dengesi bozulmuş oldu.





Bu yılki az üretime rağmen ülkemizin 200 bin ton üretim fazlası bulunuyor. TUİK rakamlarına göre bu yıl 2 milyon ton üretimimiz varmış. Ülkemizin tüketimi 1 milyon 700 bin, 1 milyon 800 bin ton arasında yer alıyor. Burada yapılan hata çiftçimizin zarar ettirilmesi. Zarar ettirildiği zaman, çiftçimiz tarımdan kopuyor, üretimden kopuyor” dedi.





HALCİLER, TÜCCARLAR ÇİFTÇİNİN ÖNÜNE GEÇTİ





Çiftçiden çok halcilerin ve tüccarların ekim yaptığını söyleyen Köseoğlu, “Şu an halcilerin bir kısmı, tüccarların bir kısmı bizim çiftçimiz olarak gözüküyor. Buraya gelip 2 bin, 3 bin dönüm yer ekiyorlar. Polatlı’da şu an 200 bin ton soğan olduğu söyleniyor bu rakamın 40-50 bini çiftçinin elindedir. Geri kalanı halcilerin, tüccarların elinde. Üreten çiftçimiz az veya ürettiği alan az. Tek çözüm çiftçimize zarar ettirilmeyip onları tarımda tutabilmek.





Çiftçimiz hasat zamanı soğanları bir anda piyasaya süremez. Hasat zamanı 2-3 ay civarında sürüyor. 3 ay içinde hepsinin piyasaya sürülmesinin imkanı yok bir kısmının mecburen depolanması gerekiyor. Çiftçimiz satacağım dese bile alan olmaz.





Çiftçilerimiz tarlada soğanın tonunu 800 ile 1100 lira arasında sattı. İşçilikte çiftçiye ait. Şu an depolarda ki soğanların ton fiyatı 2 bin 200 ila 2 bin 500 lira arasında değişiyor. Hallerdeki fiyatı 3 bin lira civarında seyrediyor. Olay kamuoyuna taşındıktan sonra depoda ki fiyatlar 3 bin liralara kadar çıktı” ifadelerinde bulundu.





POLATLI ÇİFTÇİSİ DUYARLIDIR





Polatlı çiftçisinin bilinci ve kurallara uyduğunu söyleyen Köseoğlu, “Polatlı çiftçisi yaklaşık olarak 25 yıldır soğan üretiyor. Her yıl sistem böyledir. Tarlada satabildiğini satar, geri kalanını depolamak zorundadır. Krizin etkisi hasat zamanında işçilik maliyetlerinde oldu. Bir dekar alandan kaldırılan soğan 2 buçuk ton ile 5 ton arasında değişiyor bunun maliyeti de yaklaşık 1700-1800 lira civarlarında oluyor. Gübrede yüzde 141’lik bir artış var. Bu yıl soğanın maliyeti 70-80 kuruş civarında, seneye bu rakam 1 buçuk liraları görebilir.





Soğan depolarına baskın yapıldı ancak hiçbir cezai işlem uygulanmadı. Bunun nedeni Polatlı çiftçisinin duyarlıdır. Çiftçimiz işini hem duyarlı yapar, hem de kurallarına göre yapar. Bizde Ziraat Odası olarak çiftçimizi uyardık. 2014 yılında Çiftçi Kayıt Sistemi’ne geçtik. Hepsi bu sisteme kayıt olup, künyelerini aldı. Polatlı’da kaçağın çıkmayacağını düşünüyorum.”





ÖNÜMÜZDE Kİ YIL DAHA CİDDİ SORUNLAR ORTAYA ÇIKACAK





Köseoğlu, “ Sakarya Nehri’nden su kullanan çiftçilerimize kota verilecek, sayaç takılacak. Polatlı’da 350 bin dekar olan sulu alan bu uygulamaya geçildiği takdirde 200 bin dekarlara düşecek.





DSİ yatırım yapacağı yerde büyük hata yapmıştır. Yaklaşık 3 bin kişiye ruhsat verirken Sakarya Nehri’nin veya Porsuk Çayı’nın yetmeyeceğini hesaplamamış, çiftçiye sen fazla yer suluyorsun pompana sayaç takacaksın, ben sana kota uygulayacağım, sana verdiğimiz miktar kadar kullanacaksın sonra sayacın otomatikman suyu kesecek diyor. Yani ektiğin mahsulü sulayamayacaksın.





DSİ şimdiye kadar tarımla ilgili hiçbir yatırım yapmamış, Polatlı’nın 350 bin dekar sulak alanını 200 bine çekmenin peşinde” şeklinde konuştu.





FİYATIN ARTIŞININ ÇİFTÇİYE FAYDASI YOK





CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal TUİK’i eleştirdi, “Soğan fiyatının artmasının gerçek çiftçiye bir faydası yok, depolarda var olduğu söylenen 200 bin ton soğan aslında olması gereken miktarda ki soğan. Türkiye’de günde tüketilen soğan miktarı 4-5 ton, eğer 200 bin ton depolarda duruyorsa bu sayı Türkiye’nin 45-50 günlük ihtiyacı kadar.





TUİK’in verdiği rakama güvenmemiz ve doğru kabul etme şansımız kesinlikle yoktur. TUİK’in kendi raporlarına göre 2017-2018 için yüzde 5 oranında soğan ekim alanları daralıyor. TUİK 1 milyon 700 bin insanımın soğana ihtiyacı var diyor. Bu rakamı incelediğinizde ve depolarda 200 bin ton soğan var dediğinizde tutarsızlık ortaya çıkıyor. Bu yüzden TUİK’i eleştiriyorum, tam hesabı yapılmadan rakamlar açıklanıyor. Üretici, tüketici, hal hepsinin bütününe bakmamız gerekiyor”





TEMEL SORUN UYGULANAN TARIM POLİTİKALARI





Soğan krizinde temel sorunun uygulanan tarım politikaları olduğunu söyleyen Sarıbal, “ Kırılma yılı olan 2008’den 2018’e kadar soğan ekim alanlarında ciddi bir daralma varsa bunun nedenine bakmak gerekiyor. Adeta yalvardık çiftçiye gübre verin, ilaç verin ekime devam etsinler diye ama maalesef hiç biri uygulanmadı. Bugün soğan krizi yaşanıyorsa bunun iki nedeni var. Bir tanesi 2018 yılına özel bir nedendir. Diğeri ise 3 tane hastalık. Bu hastalıklar hem tarlada hem depoda gözüküyor.





Hükümet başarısız tarım politikalarının faturasını çiftçiye çıkarmaktadır. Polatlı’da soğan stokçuluğu olmamıştır, zaten doğal bir depolama sistemi mevcuttur. Bunu stokçuluk olarak yansıtmak ve çiftçiye ‘terörist’ demek son derece yanlıştır. Aslolan hükümetin tarım politikalarının iflas ettiğidir.





Tarım ürünlerinde ithalatı çiftçi üzerinde bir baskı, tehdit unsuru olarak kullanan hükümetin tarım politikalarını kınıyoruz. Tarımsal üretimin her alanında maliyetler artmaktadır. Taban gübresi yüzde 140 zamlanmıştır. Diğer tarımsal girdiler aynı oranda artmıştır. Buna mukabil üretilen ürünün fiyatlarında artış olmamıştır. Tarım alanındaki tüm veriler çiftçilerin iflasa sürüklendiği yönündedir” diye konuştu.





DEPOLAMA VE STOKLAMA FARKLIDIR





Depolamayla, stoklamanın farklı olduğunun altını çizen Bülent Kuşoğlu, “ Depolamayla, stoklamayı ayırmak gerekir. Depolama ihtiyaç için saklanması anlamına gelir, stoklama geleceğe yönelik olarak spekülatif amaçla kar etmek için bir yere konması anlamına gelir. Türkiye’de özellikle Polatlı’da spekülatif amaçlı saklama durumu yok. Depolanmış soğan var.
Polatlı’da soğan 25 yıldır depolanıyor. Türkiye’nin günlük ihtiyacı 5 bin ton ona göre depodan alınıyor ve tüketiliyor. Yılda bir kere üretiliyor, 365 gün içerisinde tüketilmesi gerekiyor, depolanması şart” dedi.





Kuşoğlu, “Soğan krizinin nedeni yanlış uygulanan politikalar. Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)ile ya da başka yöntemlerle aslında ne kadar soğan ekildiğini tespit etmek mümkün. Üretilecek miktarı, tüketilecek miktarı biliyoruz ona göre tedbir alınması gerekir. Fiyatlandırmanın da ona göre yapılması gerekir. Üreticinin kollanarak fiyat politikası belirlenmesi gerekir, bunu yapması gerekende devlettir.





Polatlı’ya tüccarımız veya çiftçimizi doğrudan savunmak adına değil ama bazı gerçekleri göstermek amacıyla geldik. Polatlı’da ceza alan tek bir çiftçimiz veya tüccarımız yok. Soğanlar hastalıklı, maalesef sıkıntılar var. 25 yıldır Polatlı’da depo edilen soğan hükümetin yanlış politikaları sonucu pahalanmış durumda.





Hepimizin sofralarının baş tacı olan, sofralarımızda her gün olması gereken bu ürün maalesef hükümetin spekülatif, siyasi amacıyla kullanılıyor. Ortalıkta hükümetin söylediği gibi bir kaçakçılık söz konusu değil” şeklinde konuştu.




http://bit.ly/2SiKrmw

Hiç yorum yok