Header Ads

Deprem Tehlikesine Dikkat Çeken Salim Taşçı: Beş İlde 65 Bin Konut Sağlamlaştırılmalı

Mehmet Akgün • #Deprem


Taşçı, “Bütün iller imdat çığlığı atıyor. Deprem riski ile karşı karşıyayız. ‘Karpuzcu müteahhitler’ işi hakkıyla yapmadığı için bütün iller imdat çığlığı atıyor. Şu an da sırf 4-5 büyük ilde 65 bin konutun sağlamlaştırılması lazım” dedi.





Salim Taşçı 10 parmağında 10 marifet olan, hayatının her
döneminde ülkeye faydalı işler ortaya koyan, ülkemiz için değerli isimlerden
bir tanesidir. Taşçı, henüz 17 yaşındayken öğrencilik yıllarında gazeteciliğe
başladı. 1981 yılında Sancak adlı gazetenin sahibi olana kadar, Milliyet,
Tercüman ve Adalet gazetelerinde yazdı. Ankara Spor Kulübünde futbol oynadı,
boks yaptı. Emlak ticaretiyle uğraştı. Ayrıca Yozgat ve Sorgun Postası
gazetelerinde haftalık yazılar yazdı.





Hakan Kral adıyla yazdığı dokuz  hikâye ve senaryosu
sinemaya aktarıldı. “Allı Gelin”, “Eşkiya’nın Oğlu”, “Şehirde Kan Vardı”,
“Vukuat Yok” ve “Perişan Gız” gibi hikâyeleri de filme alındı. Taşçı şu an
Ankara’nın en köklü emlakçılarından, Taşçı Emlak’ın sahibi aynı zamanda da
gazetemiz yazarıdır.





Taşçı’nın onlarca uzmanlık alanı bulunuyor. Bu alanlarından
gayrimenkulü konuşmak için Taşçı’ya başvurduk. Taşçı, ülkenin inşaat sektörü ne
durumda, depreme hazırlıklı mıyız? Yabancı sermayenin emlak piyasasına etkileri
nelerdir? gibi sorunların cevaplarını bizimle paylaştı.






İnşaat sektörü ile başlarsak, inşaatta ne durumdayız?





Salim Taşçı: Yiğidi öldür hakkını ver. Bu hükümet A’dan
Z’ye inşaat sektörüne, inşaat sektörünün lehine elinden gelen bütün imkânı
verdi. Ne verdi derseniz; tapu harcında indirim yaptı, KDV’de indirim yaptı,
kredi musluklarını inşaat sektörüne açtı ama ne yazık ki kentsel dönüşümü
hakkıyla yapamadılar. Bizim Anadolu’da bir tabir vardır; vur deyince
öldürdüler. Bütün iller imdat çığlığı atıyor. Deprem riski ile karşı
karşıyayız. ‘Karpuzcu müteahhitler’ işi hakkıyla yapmadığı için bütün iller
imdat çığlığı atıyor.





Şu an da sırf 4-5 büyük ilde 65 bin konutun
sağlamlaştırılması lazım. Allah göstermesin 6 dereceden büyük bir deprem çok
ağır yaralar açabilir. Daha üstü ise çok daha büyük sorunlar açar. Şu an
yapılan inşaatlar 60 sene öncesinin teknolojisiyle yapılan inşaatlar. Karpuz
sergisini açıp para kazanan inşaat yapıyor. Bu memlekette herkes gazeteci olur,
herkes inşaatçı olur soran olmaz. Müteahhitliğin bir kanunu yok. Almanya’da 3
bin 600 tane müteahhit var, Türkiye’de 360 bin müteahhit var. Bu ne demek
oluyor? Önüne gelen müteahhit oluyor. Kimse sormuyor nasıl müteahhit oldun
diye.





İnsan hayatı bu, bu inşaatların içerisinde insan yaşayacak.
Müteahhitte soruyorum etliye demirlerinin yeri nerede diye, ‘benim inşaatım da
etin ne işi var’ diyor. Etliye demirini et algılıyor. Bu teknolojiyle şu ana
kadar gelinmiş. Allah bu milleti, bu halkı çok seviyor. Çünkü çocukluğumuzda
hatırlıyorum, Ulustan geçerken kahvehanenin önüne bir kamyonet dururdu içinden
çıkan adam bağırırdı içinizde harççı var mı diye hop yirmi kişi binerdi. Bir
ehliyet yok, uzmanlık yok. Bu teknoloji 50-60 yıl öncesinin teknolojisidir.
Kentsel dönüşümü rant alanlarına çevirmek yerine öncelikle mevcut binaların
sağlamlaştırılması gerekmekte. Deprem kuşağında olan bir ülke de bu çok önemli.






Müteahhitler verilen bu desteği olumlu yönde kullanabildi mi?





Taşçı: Geçen yıl 1 milyon 375 bin konut satıldı. Siz bunu
yarım düşünün çünkü yarısı müteahhittin nakit parası yetmediği yerde inşaat
malzemesini aldığı adama daire satıyor. Yani örneğin müteahhit çimentocuya
diyor ki gel bana 500 ton çimento lazım nakit param yok sana daire vereyim. Çimentocuda
elli daireyi kabul ediyor. Tapuda birinci işlem mi bu 50 daire. Müteahhitte
dönüyor diyor ki ben emlakçı değilim benim yerime de sat bu 50 daireyi.
Müteahhitte bu 50 daireyi tekrar satıyor.





Bu TÜİK’e iki işlem olarak yansıyor. Bu verilen rakamlar
sorunu. Sonra şu an ipotek olayları düştü çünkü faizler arttı. Ama bundan
önceki dönemde Türkiye’de çoğu işletme ve emlak ipotekli. İnşaat sektöründeki
esas vurdum duymazlık hükümetin vermiş olduğu iyi imkanı kullanamamaktan
geçiyor. Kimse bedava çalışmaz ama bunun sınırı vardır. Yüzde 50 kar elde
etmeye kalkarsan 15 ilde 3 milyondan fazla konut fazlası ortaya çıkar. Balon
patlamaya başlar. Halen de inşaat devam ediyor. Nasılsa yabancılar alıyor
diyorlar. Ben yabancıya ev satmam. Trilyon kazanacağımı bilsem çakıl taşı bile
satmam. Her toprağın üstünde bir Dumlupınar yatar, Sakarya yatar. Şehit kanıyla
alınan toprağı parayla satmam.





-Sektörde
fiyatlar ne durumda, vatandaşlar ev alırken nelere dikkat etmeli?





Taşçı: Şu an gayrimenkul için tam zamanı. Maket evlerden ve
evin makyajından etkilenerek ev alınmamalı, binanın sağlamlığını tetkik
ettirmeleri önemli. İnşaat sektöründe fiyatlar düşmeye başladı. Tam da mülk
alma zamanı. Vatandaşın kandırılmasını önleyici tedbirler acilen alınmalı.
Maketten satışlar yasaklandı denilmesine rağmen devam ediyor.





Vatandaşın maket, makyaja bakarak ev almamalı. Vatandaş
gidip de musluklar güzelmiş boya güzel diyerek ev almamalı. Yapı denetim
gruplarına gidecek veya mimarlar odasına gidip az biraz önden para harcayıp
evin tetkiklerini yaptırmalı. Bunlar ne yazık ki yapılmıyor. Bende belediye
başkanlığı yaptım. Başkan olduğum dönemde kimseye inşaat yaptırmadım çünkü
kimse kanunlara uygun bir şekilde gelmedi.





Bu Türkiye’nin depremle yıkılmasında belediyelerin çok büyük
vebali vardır. Belediye başkanlığı çok zor bir olay. Belediyeler inşaatlara
ruhsat verirken Allah, Peygamber sevgisi varsa, vatan sevgisi varsa ruhsatı
verirken eli titremesi lazım. Türkiye’nin dört bir yanı ateş çemberi hangi
binada sığınak var? Sığınak olarak binalarda gösterilen yerlerin hepsi depo.
Ankara Kalesinde 2-3 bin kişilik sığınak var oranında girişi 1. 40 metre. 4
kişi girmeye kalksa birbirini ezer. Bir şehrin aynası binalardır. Maalesef
Türkiye’de arabesk bir yapılaşma söz konusu. Bizim Selçuklu, Osmanlı mimarimiz
var. Nereye baksanız düzensiz bir yapılaşma görüyorsunuz. Bunun vebali
belediyelerdedir, müteahhitlerdedir.





– Ev
fiyatları düşüyor ancak kiralar neden hala yüksek?





Taşçı:  Büyükşehirler
sürekli göç alıyor. Bu kadar konut fazlası varda fiyatlar neden düşmüyor
derseniz kentsel dönüşüm adı altında vatandaşlar binalarını müteahhide
verdiklerinde onlarda kiracı statüsüne girdiler. Birinci sebep bu. İkinci neden
ise korkunç bir göç alıyor ülkemiz.






Emlak piyasası durgun, bu durgunluğu harekete geçirmek için neler yapılmalı?





Taşçı: Ekonomide bu durgunluğa resesyon diyoruz. Çözüm
sihirli değnekte değil, çözüm kanunlardadır. Belediyeler ruhsatları verirken
kanunlara uyarak verecekler, adam kayırmayacaklar. Rantı kaldırırsan,
belediyeler rantı yok kabul ederse, vatan- millet aşkıyla çalışırsa her şey
düzelir. Yeni ve sağlam binalar yapılır.





Daha sonra denetimin çok iyi yapılması gerekiyor. Deprem
bölgesindeyiz. Hepimiz 1999 depreminde ne facialar yaşandığını gördük ama acı
örneklerden ne yazık ki hiç bir şekilde ders alınmıyor.






Genel olarak deprem denilince İstanbul akla geliyor, Ankara’da durum nasıl?





Taşçı: Ankara için uzmanlar dördüncü derece deprem bölgesi
diyorlar. Ben bir buçuğuncu deprem bölgesi diyorum. İstanbul’da ki gibi Ankara’da
da yeterli denetimler yapılmıyor ve binalar depreme hazırlıklı değil. Kısacası
Ankara için denetim denetim denetim diyorum. Binalara ruhsat verirken, iskan
verirken dikkat edilmesi gerekiyor. Tekrar ediyorum belediyelerin bunlara çok
dikkat etmesi gerek. Deprem bölgesinde yaşıyoruz, bu şaka değil.





Bir bina çökerse en az 8-10 daireden başlıyor bu da
yaklaşık 30- 40 kişi demek.Hiç mi ders almıyoruz? Kartal’da yaşanan bina
çökmesi en son yaşanan olay, 99 depreminden hiç ders almadık mı biz?






Mevcut piyasada vatandaşa ne önerirsiniz?





Taşçı: Eğer vatandaşların kendilerine ait oturdukları bir
konut yoksa iyi kötü demeden tam daire alabilecekleri bir zamanın
içerisindeyiz. Yatırım olarak düşünürsek ikinci bir konut almalarını
önermiyorum, onun yerine arsa, arazi almaları daha faydalı olur. Her zaman 1’e
10 verir. Konutlarda ki artışlar bir noktada durur ancak arsalardaki durum öyle
değildir.






Yabancı sermayede piyasaya girdi bu konu hakkındaki görüşlerinizi öğrenebilir
miyiz?





Taşçı: Yabancı sermayenin emlak piyasasına dahil olması
benim için iyi değil. Türkiye’de sanayi yatırımı yapıyorlarsa gelsinler hatta
bende yardımcı olurum. Onun dışında çakıl taşı satmam. Yabancı yatırımcı gelip
yatırım yapmak için ranta bakar, para kazanmaya bakar.





Yabancılardan en çok Iraklılar konut alıyor. Suudi
Arabistanlılar Karadeniz Bölgesi’nde yayla yerleri alıyorlar. Ruslar Antalya,
Alanya, İngilizler Muğla, Didim bölgesini tercih ediyorlar. Suriye’den alınan
göç yoğunluk olarak Dikmen bölgesinde kiraları arttırdı. 






Peki, yabancı sermaye siyasi ortama bakar mı?





Taşçı: Siyasi istikrar, ekonomik istikrar siyam ikizi
gibidir. Eğer ikisi de mevcutsa yabancı daha çok gelir. Türkiye’de sanayi
yatırımı için hükümet her türlü desteği veriyor.






Emlak siteleri sizi nasıl etkiliyor?





Taşçı:  İlanlarımızı
oralara veriyoruz. İşimize bir artısı var elbette. Ancak fiyatları çok
artırdıkları için rekabeti baltalıyorlar. Çünkü çok pahalı. Odanın bu tarz bir
emlak sitesi kurma planı vardı. Çok büyük bir işlevi olan bir site kurulur ve
tüm emlakçılar toplanırsa gerçekten iyi olur. 





– Son
olarak, Ankaralılar için önemli bir buluşma mekanı olan YKM binası komple
kiralık orası için neler söylemek istersiniz?





Taşçı: Bildiğiniz üzere orayı şu an için biz kiralıyoruz.
Orası için çok arayan oluyor ama kira bedeli yüksek olduğu için şu an
beklemede. YKM Ankaralılar için bir simgedir, önemli bir mekandır.




http://bit.ly/2tDIVBq • Mehmet Akgün • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete

Hiç yorum yok