Header Ads

IMF paketlerden memnun değil

İsmet Hazardağlı • #IMF, #Paket


En son yapılan açıklamalara bakarsanız IMF neredeyse her hafta büyük umutlarla yürürlüğe koyulan ekonomi paketlerinden memnun değil.





IMF sözcüsü, bir soru üzerine verdiği cevapta, Türkiye’den finansal destek yönünde bir işaret almadıklarını buna karşılık ülke ekonomisini yakından izlediklerini ifade etmiş ve ‘ekonomik istikrarı sağlamak için kapsamlı ve açıkça iletişimi olan bir politika paketi’ önermiş.





Bu IMF’nin tüm dünyaya verdiği “Türkiye’de ekonomik istikrar yok, ekonomik önemler yetersiz” görüşünün meali. Peki, IMF’in dillendirdiği istikrar paketi ne ola ki?





Eğer bir anlaşma olursa, IMF, öncelikle vereceği büyük tutarlı kredi üzerinde -ki kimilerine göre 80–100 milyar dolar arasında ihtiyaç var- kesin ve kesin olarak kontrol kurmak isteyecektir. Bunun için ekonomi yönetiminde ve yapısında değişlikler yaptıracaktır. Yani ekonomi ile ilgili bakanların ve üst düzey bürokratların gitmesini talep edecektir, yerlerine güveneceği isimlerin göreve getirilmesini şart koşacaktır.





İTHAL BAKAN LAZIM





Hatırlayınız; 1970’lı yıllarda Dünya Bankası’nda görev yapan Atilla Karaosmanoğlu, 2001 krizinden sonra da yine aynı kurumdan Kemal Derviş, bir gecede Türkiye’ye gönderildi ve bu isimler dışarıdan tam yetkiyle bakan atanarak IMF’ın verdiği kredinin carcur edilmemesi için bu paraların adeta jandarmalığını yaptılar. Anlaşmalar bitince de çekip gittiler, geriye IMF’den aldığımız kredilerin yıllarca ödemesi kaldı.





Geçmişte IMF hep koalisyon hükümetleri döneminde geldi, bugün için tek parti iktidarında ve Cumhurbaşkanlığı sisteminde bu tür değişiklikler ve isimlendirmeler nasıl gerçekleşir, başlı başına soru işareti?
Hadi diyelim, IMF güveneceği bir isimler buldu, yapılacak ilk iş vereceği paranın harcanacağı merkezi yönetim bütçesini mercek altına alması oluşacaktır.





Hal böyle olunca özellikle bütçeden yapılan başta sosyal yardımların kesilmesi, gerekli gereksiz kamu harcamalarının adam akıllı kısıtlanması hatta durdurulması, yeni zamlar ve vergi artışları yapılması, adı ne olursa olsun tüm teşviklere son verilmesi, tüm gelir ve giderlerin şeffaflaştırılması, maaşlara çok az artış istenecektir.
Ek olarak Varlık Fonu’nu ve örtülü ödenek kalemlerine de el atacaktır. Sıkıntıda olan (varsa) bankalara el koyulması, kamu bankalarının, satılması, özelleştirilmesi, daha fazla halka açılma gibi yöntemleri de devreye sokacaktır.
Amaç bütçe açıklarını yani devletin giderlerini azaltmak ve eğer varsa kamu kaynaklı enflasyonu aşağı çekmek. Bunun adı da kemer sıkma politikasıdır.





IMF gittiği ülkenin milli parasını değersizleştirmede uzmandır. Güya onlara göre örneğin liranın değeri düşerse ihracat artacak, ithalat pahalılaşacaktır. Bunun kılıfı da dış ticaret açığının azaltılması olarak izah edilmektedir.
Yine hatırlayınız, 2001 Şubatında o zamanki değerle dolar karşısında 650 bin lira olan bir lira, 1.8 milyon liraya çıkmış, daha sonra 1.1 milyon liraya kadar inmişti. Sıfırları atarsanız o günler için işin ne kadar vahim olduğunu daha net anlaşılır.





BOL PARA GELİR





IMF’nin gelmesinin hiç mi faydası yok. Var. Herşey IMF kontrolünde olacağından ve vereceği paranın geri ödenmesinde sorun yaşanmayacağını bilen yabancı sermeyenin gelişi artacaktır, para bollaştığı için faizler adam akıllı düşecektir.
Bilmeyenler için yazalım, siz yukarıdaki benzeri cümleleri içeren bir niyet mektubu yazarak IMF’i çağırıyorsunuz. IMF yönetimi bunu kabul ediyor ve süreç başlıyor. Adına stand-by denilen yanı o ülkenin yanındayım anlaşması artık kaç yıl sürer, siyaseten ve ekonomik olarak bugünden daha iyi mi yoksa daha mı kötü oluruz bilinmez.
Ayrıca 2001 krizinde IMF politikaları zordaki kamu ekonomisi için iyi gelmişti. Bugün için kamu kesimi iyi gözüküyor ancak reel sektörün ve hane halkının borçları çok fazla. IMF’in kendi paketi buna ne yapar bir bilinmez daha?




http://bit.ly/2K1ee2i • İsmet Hazardağlı • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete

Hiç yorum yok