Header Ads

25 yıl sonra aynısı mı?

İsmet Hazardağlı •


Bizim
ekonomi tarihi belli yıl aralıklarıyla aynı sorunlarla çıkmaza
girer ve yine aynı çözümlerle bu çıkmazı aşmaya çalışır.
Yaşadığımız günler 25 yıl öncesini, 1994 yılını
hatırlatıyor. O günlerin bugünle bu kadar çok benzerlik taşıması
şaşırtıcı:





Kasım
1993:
Hazine
faizleri düşürmek için yurt içi borçlanma ihalelerini iptal
etmeye ve yoğun bir şekilde dış borçlanmaya başladı,





Bugün
için; aynı politikayla iç piyasadan borçlanmadan kaçınılarak
yılbaşından buyana yurt dışına tahvil, senet satılarak en az
14 milyar dolar borç alındı. Amaç aynı; içeride faiz oranlarını
düşürmek ya da yükselmesini önlemek. Bunun sonucu mevduat
faizleri düşünce yoğun bir şekilde döviz alımı başladı,
banka kredi faizleri düşse bile talep azaldı.





Ocak
1994:
Bu
kararın uzantısı olarak dövize olan ihtiyaç daha da arttı.
Liranın dolar karşısındaki değer kaybı Ocak-Nisan ayları
arasında yüzde 160’a ulaştı. Devalüasyon tüm ekonomiyi
olumsuz yönde etkiledi.





Bugün
için; dolar geçen Cuma yüzde 6, geçen Ağustos ayından buyana en
az yüzde 40 oranında değer kazandı. Bu değer artışı en başta
gıda olmak üzere tüm üretimi ve tüketimi vurdu, ekonomi yüzde 3
küçüldü, işsizlik patladı. Enflasyon kurlara bağlı olarak
yüzde 30’lara dayandı. Merkez Bankası rezervleri ciddi bir
şekilde azaldı.





BELEDİYELER
GİTTİ





Mart
1994:
27
Mart tarihinde yerel seçimler yapıldı. Ankara ve İstanbul
Büyükşehir ile Anadolu’da da çok sayıda belediye şehir Refah
Partisi ‘ne geçti. İktidar partileri hezimete uğradılar.





Bugün
için; seçimler 31 Mart’ta. Tahminler iki şehir başta olmak
üzere çoğu belediyenin muhalefete geçeceği yönünde.





Nisan
1994:

Dönemin hükümeti, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) desteğini
alarak ünlü 5 Nisan kararlarını açıkladı. Bu kararların
açıklanması oy kaybını önlemek için seçim sonrasına
bırakılmıştı. Kararların özü kamu borçlanma dengesini
yeniden oluşturulması üzerine kurulmuştu ve borçların borç
alarak ödenmesi sarmalına son verilecekti.





Tüm
kamu harcamaları kısıtlandı, kamu çıkışlı ürün ve
hizmetlere devası zamlar yapıldı, zamlardan sonra fiyatlar altı
ay süreyle donduruldu. Kamu bankalarının özel bankalarda mevduat
bulundurulması yasaklandı, Doğal olarak tüm vergiler artırıldı.





Ancak
program istenileni vermeyecek, dolar o zamanın parası ile 34 bin
liradan 31 bin liraya inse de yılı 38 bin liradan kapatacaktı.
Yıllık enflasyon yüzde 50’lerde kaldı. Sonraki yıllar malum.
İş, bankalara el koymaya kadar gitti, lira 1.5 milyon liraya çıktı
(bugünün 11.5 lirası gibi) ve 21 Şubat 2001’de ekonomi duvara
tosladı.





SADECE
IMF EKSİK





Bugün
için; benzeri kararların uygulanmasına geçen Eylül ayında
başladı. Zamlar geldi, bazı ürünlerdeki zam yerine vergi
gelirlerinden feragat edilerek fiyatları sabit tutulmaya çalışıldı.
Vergiler arttı. Kamu mevduatının özel bankalarda tutulması
yasaklandı.





Amaç,
tasarrufu artırmak olsa da bütçe açıkları büyüyerek devam
etti, piyasalar derin bir durgunluğa girdi. Ekonomi dış
gelişmelere bağlı olarak daha kırılgan hale geldi. Devletin
piyasalara müdahalesi arttı. Ekonomide yeni kararlar seçim
sonrasına bırakıldı.





Benzerlikte
eksik olan işin IMF ayağı. Kimilerine göre, eğer IMF’den para
alınamazsa, ekonomi bu krizi atlatmakta zorlanacak. Hatırlatalım,
kriz paranın çoğalmasıyla aşılacaksa en ucuz dış kredinin
yolu IMF’den geçiyor.





Bu
kadar çok benzerlikle 25 yıl sonra ikinci bir 5 Nisan kararları
yaşayacak mıyız, ekonomi ve siyasi tarih tekerrür edecek mi,
göreceğiz?




http://bit.ly/2Os4qi6 • İsmet Hazardağlı • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete

Hiç yorum yok