Header Ads

Döviz alımı daha da kısıtlanır mı?

İsmet Hazardağlı • #Döviz, #Hesap


Döviz kurlarındaki dalgalanmalarda istenilen istikrar sağlanamayınca alım işlerine kısıtlama getirildi. Alınan kara göre yüz bin doların üzerinde döviz alım yapanların bu paraları ertesi gün hesaplarına geçecek. Yani sabah alıp akşam satmak yok.





Ama çözüm var: yüz bin dolar yerine 99 bin 999 dolar alın, bir gün bekleme derdiniz kalmaz.
Ne güzel! Yıllar sonra döviz alımı bu yolla kontrol altına alınıyor. Nereye gider bu iş? Alım satım işleri yarın 50 bin dolar, ertesi gün 10 bin dolar, daha sonra bin dolar ve de bir dolara kadar iner mi?





Ya da bankadan günlük 100 doların üzerinde nakit döviz çekilemez denilebilir mi? Bu gibi uygulamaların nereye varacağını yazmayalım, sadece 1980 öncesi gibi cepte döviz bulundurmanın suç sayıldığı, dövizin sadece Merkez Bankası’nca vatandaşa satıldığı günleri hatırlatalım.





Tüm bunların gerekçesi de spekülasyonu, operasyonu, manipülasyonu önlemek olarak açıklanabilir mi? Yani 600 bin lira karşılığı yüz bin dolar banka hesabına bir gün geç geçerse bu inandırıcı olmayan gerekçeler kurların zıplaması “kalıcı“ olarak önlenebilir mi?





Vatandaş bugün altı liraya aldığı dolar, para hesabına geçtiği ertesi gün (olmaz ama) diyelim 5.8 liraya düştü, zararı ne olacak?
Yabancılar buna ne diyecek? Tek söyleyecekleri “Türkiye’de döviz transfer işleri sıkıntılı, dahası serbest piyasa ekonomisinden kademeli olarak vazgeçiyor” olacaktır. Ya da “Türkiye’de kamu kağıtlarını sattım, param yarın hesabıma geçecek, bir gün bekleyeceğiz” şeklinde konuşacaklardır.





Şunu belirtelim: memlekette döviz kurlarının dalgalanmasına sokaktaki vatandaşın üç beş dolar alması veya satması neden olmuyor. Kurların neden ve ne zaman oynayacağını ve hangi yöne gideceğini artık herkes kestirebiliyor.





Geçen sonbaharda dolar yedi liradan 5.2 liraya kadar indirildi ama beş liranın altına çekilemedi. Bu günlerde de altı liranın altına gelemiyor. Acaba neden?





Cevapları da biliniyor. Bunların başında ekonomik gidişatta istenilen güven ortamının sağlanamaması, beklenen yapısal önlemlerin bir türlü alınamaması başta geliyor. Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin azalması da bu cevaplar arasında zirveyi zorluyor.





GÜVEN BİTİYOR





Bakınız tüketici güven endeksine. İşlerin iyi gitmediğini endeksin değerinin Mayıs ayında bir önceki aya göre 13 puanlık düşüşle 55’e, hane halkının mali durumunda iyileşme beklentisi 10 puan gerileyerek 73’lere, genel ekonomik durum beklentisi de 14,9 puan azalışla 70’e inmesi gösteriyor. Bunlar bir ay içinde olup bitenler.





Şimdi İstanbul belediye Başkanlığı seçimi bekleniyor. Bu bitince bir şeyler değişebilir mi? O gün de başka bir kriz icat ederiz, ya da hiç ilgimiz olmayan bir dünya işi gelip bizi vurur, koca yılı enflasyon, döviz kurları ve faiz sarmalında tamamlarız.





Sonuçta böyle kısıtlamalarla, alt üst limitler koymalarla ne para piyasaları rahatlar ne vatandaş döviz almaktan cayar ne de güven ortamı oluşur.




http://bit.ly/2w9gQD4 • İsmet Hazardağlı • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete

Hiç yorum yok