Header Ads

Yerli ve Milli Destekli Dijital Dönüşüm Şart

Mehmet Akgün • #DijitalDönüşüm


TBD bu yıl 21’incisini düzenleyeceği “Kamu-BİB’21 Milli Teknolojiler Zirvesi” konusunda bilişim uzmanları sürdürülebilir kalkınmada yerli ve milli teknolojilerin yaratacağı fırsatları, teknoloji, insan, süreç ve güvenlik boyutuyla tartışacak. Açılış konuşmasında söz alan TBD Başkanı Aktepe yerli ve milli destekli dönüşümün şart olduğunu ifade etti.





Türkiye’nin
en köklü kamu bilişim platformu olma özelliğini taşıyan Kamu-BİB Toplantısı ve
Milli Teknolojiler Zirvesi, BTK Ana Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Zirveye,
TC. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ile Ulaştırma ve
Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan katıldı.





Açılış
konuşmasını yapan Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Rahmi Aktepe, “Türkiye
Bilişim Derneği, elli yıla yaklaşan geçmişi ve birikimiyle, her kesimden ve her
yaştan üye profiliyle, yalnız kendi sektöründe değil, tüm sektörlerde gelişim
ve işbirliğini yükseltmek vizyonuyla güçlü bir köprü olma çabasını
sürdürmektedir.





Ülkenin
bilişimle dönüşmesi amacını güden kamu yararı statüsünde bir sivil toplum
kuruluşu olarak, yıllardır verdiğimiz geniş çaplı çabaların, özellikle karar
verici noktaların konuyu sahiplenmesi ve desteklemesi açısından,  birçok anlamda boşa gitmediğini görmek, bu
gün en önemli mutluluğumuzdur.





1995
yılında bilişim politikalarının oluşmasına ve toplumun e-dönüşümüne katkı
sağlamak amacıyla kurulmuş olan Kamu-BİB Kamu Bilişim Merkezleri
Yöneticileri Birliği tarafından 1999 yılından beri gerçekleştirilen
etkinlikler kamu, Üniversite ve Özel sektör bilişim yöneticilerinin, kamuda
politika belirleyici ve karar alıcıların ortak buluşma noktası olmuştur. Bugün
21’cisini gerçekleştirdiğimiz Kamu-BİB etkinliğimizin ana teması yerli ve milli
teknolojilerdir” dedi.





‘VERİ ÇOK DEĞERLİ’





Aktepe,
“Bilgi ekonomisini yaşadığımız günümüzde veri çok değerlidir. Çağımızın
altını olarak da adlandırılan veriden değer yaratmak geleceği şekillendirmenin
tek yoludur. Veri madenciliği, veri sahipliği, bilgi platformları, veri
borsası, kamu kurumları arasında veri paylaşımı ve sınır ötesi veri paylaşımı TBD
olarak önem verdiğimiz konuların başında gelmektedir.





TBD
olarak Yenilikçi ve Yılıcı Teknolojilerin özgün olarak milli kabiliyetlerle
geliştirilmesini bir beka sorunu olarak görüyoruz. Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının Milli Teknoloji hamlesini, BTK’nın 4.5 G ihalesindeki % 45’lik
yerlilik oranı şartını, Savunma Sanayi Başkanlığının Sanayi Katılım Oranı
koşulunu çok önemsiyoruz.





TBD’nin
genlerinde sadece eleştiren değil, çözüm üreten bir STK olmak vardır. Bu
doğrultuda TBD olarak inisiyatif alarak, kendimize görev çıkararak, vakit
kaybetmeksizin TBD’nin öncülüğünde; üyelerimiz, Kamu kurum ve kuruluşları ile
diğer STK’lar ve sektör çalışanlarının katılımıyla ‘Yerli ve Milli Yazılım
Çalışma Grubu’  oluşturulmuştur.





Bu
çalışma grubunu kurmaktaki temel amacımız;Yerli ve  Milli tanımını yaparak tüm paydaşlarca kabul
gören ortak bir taksonomi oluşturmak, Yerli ve Milli Yazılım Ekosisteminin
gelişimini ve sürdürülebilirliğini sağlamak, Yerli ve Milli yazılımların
sayısını arttırmak, Kamuda kullanımını yaygınlaştırılmak, İhracatının
arttırılması ile küresel oyuncular yaratabilmek, Katma değeri yüksek teknolojik
ürünlerin ithalatını azaltmak ve ihracatını arttırarak cari açığın
kapatılmasına katkı sağlamak, nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine ve
beyin göçüne engel olmaktır. Bu çalışma grubumuz tarafından yayınlanan “Yerli
ve Milli Yazılım sektörü” taslak raporu bugün siz değerli bilişimciler ile
paylaşılacak ve sizlerin değerli katkıları ile nihai hale getirilerek karar
vericilere en kısa sürede iletilecektir” ifadelerinde bulundu.





İNİSİYATİF ALDIK’





Dijital
dönüşümde öncü rol alabilmek için inisiyatif aldıklarını belirten Aktepe,
“Yerli ve Milli Teknolojilerin özgün olarak geliştirilebilmesi,
kullanımının kamuda yaygınlaştırılması ve ihracatının arttırılması ancak
standartlara uyum ile sağlanabilir.TBD olarak Dijital Türkiye yolculuğunda öncü
rol almak amacıyla inisiyatif alarak TSE ile “Dijital Dönüşüm Teknolojileri
alanında Standartların Geliştirilmesi”ne yönelik protokolü 8 Ocak 2019
tarihinde imzaladık.





Bu
kapsamda TBD Bilişim Standartları Platformunu oluşturduk. Bu platform
aracılığıyla hem ulusal hem de uluslararası bilişim standartlarının
geliştirilmesini TSE ile beraber yürüteceğiz. Türkiye’nin dijital dönüşümüne
katkı sağlamak, dijital olgunluk seviyesini arttırmak ve dijital ekonomisinin
geliştirmesine katkı sağlamak amacıyla TC. Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofisi ile  işbirliği yaparak Kamu-BİB çalışma gruplarını
Dijital Ofisin önceliklerine uygun olarak oluşturduk. Bu çalışma gruplarının
ilk toplantısı bugünkü zirve kapsamında gerçekleştirilecektir.





Yenilikçi
ve Yıkıcı teknolojilerin milli imkanlar ile geliştirilmesini, beyin göçünün
engellenmesini, dışa bağımlılığın azaltılmasını ve sürdürülebilir bir
kalkınmanın sağlanması için Ülkemizin dijital dönüşümünü kendisine misyon
edinen TBD kendi dijital dönüşümünü de gerçekleştirmektedir.





YERLİ VE MİLLİ DESTEKLİ
DİJİTAL DÖNÜŞÜM ŞART





Bu
kapsamda;TBD İcra Kurulu ve TBD Yüksek İstişare Kurulu yeniden yapılandırılmıştır.
Yüksek İstişare kurulunu Bakan Yardımcılarımız sayın Ömer Fatih Sayan ve Sayın
Mehmet Fatih Kacır başkanlığında en kısa sürede toplamayı planlıyoruz. Bu sayede
kamu kurumları, sektör, akademi ve STK’lar arasında ortak akıl oluşturmayı ve
dijital Türkiye yolculuğunda ihtiyaç duyulan yol haritasının ve eylem
planlarının işbirliği ile hazırlanmasını 
hedefliyoruz. Ayrıca nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi, ulusal
eğitim politikalarının oluşturulması ve dijital teknolojilerin milli imkanlar
ile geliştirilmesine yönelik yol haritalarının oluşturulmasına katkı sağlamak
üzere TBD Akademi yapısı da oluşturulmuştur.





Bugün
bizleri bir araya toplayan “Yerli ve Milli Teknolojiler” ana başlığı altındaki
bu Zirvede “Yerli ve Milli Yazılım Çalıştayı” ve “Açık Kaynak Kodlu Yazılımlar
Ekosistemi Paneli” gerçekleştireceğiz. Ortak akıl oluşturmaya yönelik  çalışmalar yapacağız ve neler yapılması,
nelerin ise yapılmaması gerektiği üzerine tartışmalar yaşayacağız.  Eminim ki, bu etkinliğe damgasını vuracak
olan kavram da, “Dijital Türkiye yolculuğunda Yerli ve Milli Teknolojilerin
Geliştirilmesi” ve bu yolda işbirliklerimizi nasıl kuracağımız olacaktır.





Sözlerime
son vermeden önce, tüm etkinliklerimizde bizleri yalnız bırakmayan,
desteklerini esirgemeyen sponsorlarımıza, etkinliğe emeği geçen Etkinlik
Yürütme Kurulu Başkanı Ali Yazıcı başta olmak üzere, tüm Etkinlik Yürütme
Kurulu çalışanlarına, TBD profesyonel kadrosuna, velhasıl emeği geçen herkese,
ayrıca katılım ve katkılarıyla etkinliğe büyük değer katan siz katılımcılara
yürekten teşekkür ederim.Zirvemize başarılar dilerken. son olarak şunu söylemek
isterim, Sürdürülebilir kalkınma için yerli ve milli teknolojiler ile destekli dijital
dönüşüm şart.





‘VİZYONUMUZ GÜÇLÜ
EKONOMİ’





Aktepe’den
sonra söz alan BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, “Vizyonumuz; güçlü
ekonomi, artan rekabet gücü, katma değeri yüksek üretim. İşte bu ideali
gerçekleştirmek, yerli ve milli teknolojinin ülkemizde belirli bir noktaya
gelmesi ile sağlanabilir. Biz de kurum olarak ülkemizin geleceği, kalkınması,
güçlü bir yapıyı pekiştirmesi açısından yerli ve milli üreticilerimizi
destekleyerek dışa bağımlılığı azaltma yönünde adımlarımızı atıyoruz.





Yarının
Türkiye’sinin daha güçlü ve rekabetçi olması için teknolojinin ülkemizde
üretilmesinin kritik önemde olduğuna inanıyoruz. 2023 stratejisi ile hedeflenen
yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi hedefine ulaşmak için
üreticilerimizi yerli ve milli üretime vatandaşlarımızı da bu ürünleri
kullanmaya davet ediyoruz.





Yerli
ve milli teknolojinin ülkemizde belirli bir noktaya gelmesi ülke ekonomimize
katkı sağlayabilmesi için, insanların zihninde yer eden bir yaklaşım olan ithal
ürün daha kaliteli, güvenli, dayanıklı anlayışından hızlı bir şekilde
vazgeçmemiz, yerli ve milli teknolojilerimize ve firmalarımıza şans vermemiz
elzemdir.





Çünkü
bizim geleceğe açılan kapımız kendi imkânlarımızla ürettiğimiz ürünlerdir.
Milli gücün kapısını aralamak için üretim şart. Ülkemizde son 17 yılda yapılan
çalışmalar oldukça ümit verici. Savunma sanayiinden telekomünikasyona, bilgi
teknolojilerinden iletişime kadar pek çok alanda önemli çalışmalar yapıldı.
Geniş bant internet abonesi sayısının 17 yılda 3 binden 75 milyona yaklaşması,
mobil telefon abone sayısının 23 milyondan 80 milyonun üzerine çıkması bu
çalışmaların en somut göstergesi.





Türkiye’de
elektronik devlet kullanıcı sayısı da 41 milyonun üzerine çıktı. Fiber hatların
uzunluğu 355 bin kilometreyi aştı ve abone sayısı da 3 milyona yaklaştı”
dedi.





YARIŞA MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİYLE KATILDIK





Karagözoğlu,
“Dünya ülkeleri teknoloji yarışında öne geçebilmek için Endüstri 4.0,
toplum 5.0 gibi teknolojileri konuşurken biz de bu yarışa Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 hedeflerine ulaşmak için çizdiği yol haritası olan
“Milli Teknoloji Hamlesi” ile katıldık. 





BTK
olarak, bir yandan ülkemizdeki elektronik haberleşme sektörüne yönelik
regülatif anlamda görevlerimizi yerine getirirken diğer yandan da bizlere
verilen görev ve sorumluklar gereği dünya standartlarında teknolojiyi yakalamak
için mesai harcıyoruz.





Kurumumuzun
5G’ye dünyadaki ülkelerle beraber mümkün olan en yüksek oranda yerli ve milli
imkânlarla geçebilmek için yaptığı çalışmalar hepinizin malumu. Aralarında
ülkemizin de bulunduğu pek çok yerde ilk 5G sinyalleri verildi. Denemeler,
testler yapılıyor. İşletmeciler teknoloji yeterliliklerine ve iş planlarına son
şeklini veriyor. Biz de Ankara’da Kurumumuz öncülüğünde oluşturulan 5G Vadisi Açık
Test Sahası’nda Türkiye’nin ilk 5G sinyallerini yayımladık





Bir
diğer çalışmamız ise; teknoloji geliştiricilerimize tarafsız ve ücretsiz bir
test-deneme alanı sunmak üzere 5G Vadisi Açık Test Sahası’nı oluşturduk.
İşletmecilerimiz Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone’un desteği ile ODTÜ,
Hacettepe ve Bilkent yerleşkeleri arasındaki alanı Türkiye’nin öncelikli 5G
test-deneme alanı olarak tanımladık. 5G Vadisinden faydalanmak isteyen
geliştiriciler her zaman BTK ile temasa geçebilecekler.





Amerika
Einstein Programı, Çin Altın Kalkan Güvenlik Duvarı, AB ENISA gibi güvenlik
önlemleriyle, siber güvenliklerini sağlıyor. Bu çok açık ve net gösteriyor ki
tüm ülkeler siber savunma anlamında kendi yolunu çiziyor. İşte en çok da böyle
anlarda yerli ve milli üretimin ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Ülkemizde
de tamamen yerli ve milli imkânlarla geliştirilen AVCI, AZAD ve KASIRGA gibi
yazılımlarla kendi mücadelemizi yürütmek konusunda adımlar atıyoruz.





Bu
yazılımlar son kullanıcılara yönelik mağduriyetlerin engellenmesinde
kullanıldığı gibi siber casusluk saldırılarına karşı da etkili tespitler
yapabilmektedir. Ayrıca kullandığımız tuzak sistemlerle, saldırı kaynaklarının
tespiti yapılabildiği gibi saldırganların davranış biçimleri ve saldırılara
ilişkin detayların analizi de mümkün olmaktadır” ifadelerinde bulundu.





‘SİBER GÜVENLİK İÇİN
BİRLİKTE HAREKET EDİYORUZ’





Sözlerine
devam eden Karagözoğlu, “Siber güvenliğin sağlanması için tüm paydaşlarla
beraber hareket ediyoruz. Bu farkındalık ve yetkinlik için tüm paydaşların
gerekli eğitim ve deneyimi kazanmaları adına çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Kapasite inşası adına siber güvenlik tatbikatları ve yarışmalar, spesifik
eğitimler gibi faaliyetler, BTK bünyesinde sürdürülüyor.





Bu
çerçevede, uygulamalı siber güvenlik eğitim laboratuarımız FETİH projesi
kurularak, katılımcılara birebir siber güvenlik testleri yapma ve bu konuda
kendilerini yetiştirme imkânı sunuldu.”





ÜRÜNLERİMİZ İHRAÇ
EDİLECEK





Ulaştırma
ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, yerlileşme çalışmalarının ihracat
kapılarını sonuna kadar aralayacağını ifade ederek, “Türk malı
ürünlerimiz, özellikle Orta Doğu gibi yeni pazarlara ve hatta olgunluğa ulaşmış
batı pazarlarına ihraç edilecek.” dedi.





Sayan,
Türkiye Bilişim Derneği (TBD) tarafından Bilgi Teknolojileri ve İletişim
Kurumu’nda (BTK) düzenlenen Kamu-BİB’21 Yerli ve Milli Teknolojiler Zirvesi’nin
açılışında yaptığı konuşmada, Ar-Ge ve inovasyondaki gelişmelerin ülkeyi yerli
ve milli üretim noktasında bir adım ileri taşıyacağını söyledi.





Bu
durumun sadece ithalatı azaltmayacağını aynı zamanda ihracat açısından da ülke
ekonomisine ve firmalara büyük katkılar sağlayacağını dile getiren Sayan, şu
ifadeleri kullandı:





“Yerlileşme
çalışmalarımız bize ihracat kapılarını sonuna kadar aralayacak. Türk malı
ürünlerimiz, özellikle Orta Doğu gibi yeni pazarlara ve hatta olgunluğa ulaşmış
batı pazarlarına ihraç edilecek. Hükümet olarak hem ithalatın azalması hem de
ihracatın artması ile cari açığın azaltılması yönünde ciddi adımlar atmaya
başladık.”





Sayan,
5G teknolojisiyle artık sadece insanların değil, en büyüğünden en küçüğüne tüm
nesnelerin birbirine bağlandığı yeni bir çağa girildiğini dile getirerek, 2025
yılı itibarıyla dünyada 100 milyar farklı bağlantının olacağının ve bu
bağlantıların sadece yüzde 10’unun insanlar arasında gerçekleştirileceğinin
öngörüldüğünü kaydetti.





Yerli
ve milli üretimi bir politika olarak benimsemenin yanı sıra çocukların,
gençlerin, araştırmacıların hayal etmelerinin teşvik edilmesi gerektiğini de
belirten Sayan, “Bunun için eğitim sistemimizi de kapsayan ve her yaştaki
çocuklarımızın, gençlerimizin içten gelen meraklarını destekleyen,
yaratıcılıklarını ve zihinlerini geliştiren yöntemlerle ilgili sistematik
çalışmalar yapmak önceliklerimiz arasında” ifadelerinde bulundu.




http://bit.ly/2KQbRRV • Mehmet Akgün • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete

Hiç yorum yok