Header Ads

Denizlerkeki tehlike

Yahya Aksoy • #DenizlerkekiTehlike



Denizler, deniz altı dünyası ve balıklar, her zaman ilgi ve
merak konusu olmuş ve kitaplarda, belgesellerde ve araştırmalarda
özel yerlerini almışlar ve almaya devam etmektedirler. Her turizm
sezonu açıldığında bu konu gündeme taşınır.






Denizlerdeki kirlilik büyük bir sorun olarak karşımızda
durmaktadır.Deniz üstü ve deniz altı kirliliği üzerinde durmalı
ve düşünmeliyiz. Evsel atıklar göllere, akarsulara akarak
denizlere sinsice ulaşmakta.İnsanlar ve tüm canlılar için
sorunlar yaratmakta.Bu sorunları gidermek için bilimsel ve teknik
çözümler üretmeliyiz. İhmallarin faturası ülkemize
çıkmakmaktadır.






Türkiye sahillerinde,yıl boyunca 60’ın üzerinde sayılı fırtına
estiğini ve birkaç gün sürdüğünü bilen balıklar, balıkçılar
ve sahilde yaşayan insanlar da kendilerini buna göre düzenlerler.






Deniz sevgisi ile deniz ürünleri sevgisi atasözlerine,
öykülere,türkülere ve şarkılara da yansımıştır. İnsanlar,
denizler ve deniz ürünleri birbirinden ayrılmaz bir bütünlük
oluştururular. Denizlerin derinliklerinde yaşayan zenginlik ile
insanın derinliklerinde yaşayan tutkular anlatılmakla bitmez. Genç
araştırmacılar bu alanda projeler üretmekte.






Doğanın dantel gibi işlediği kıyıları,eşsiz doğası ve yaşam
biçimiyle ‘Dünya mutluluk raporu’nun üst sıralarında yer alan
Norveç,görülmesi gereken gözde bir ülke olarak
değerlendirilmekte.Türkiye’de buradan geri kalmayan turizme en
elverişli bir ülke.






Sevgi, sabır,ustalık ve bilgi isteyen balıkçılık, uçsuz
bucaksız denizler kadar geniş ve derin bilgi ve araştırma
ister.Kirli sular,bozulmuş doğa dengesi,evsel atıkların
akarsdulara ve deniizlere verilmesi vb.yanlışların faturası
insanlar çıkar. Misina, olta takımları,kıstırma, zoka,yüksük,
kaşık,çıkrık ve olta kamışları gibi malzemeler de dikkatle
kullanılmalıdır.






Suyuna ve huyuna göre yetişen balıklar çok kez ayrıntılı
olarak bilinmezler:
İstavrit,İzmarit,İspari,kayabalığı,lapina,karagöz,eşkine,kırlangıç,hani,horozbina,lüfer,palamut,zargana,levrek,çipura,kefal,tekir,uskumru,kolyos,dere
pisisi,camgöz,vatoz, rina,
keler,elektrikbalığı,iskorpit,trakonya,yılanbalığı,pavurya,karides,midye,sulina,kalamar,supya,ahtapot,alabalık,sazan,turna,tatlı
su levreği,yayın,dere yılanbalığı,kerevit,hamsi…






Önemli sosyal projeleri topluma aktaran bilim adamı, yazar ve
gazeteci Selçuk Şirin, ” senede bir gün herkes sokağa,çevre
temizlemeyi yerelden ulasula taşıyalım” teması ile
kampanyalar başlatmakta. Herkesin kulan vermesi ve bu kunulara öenm
ve öncelik vermesi bilincine ulaşması gerekir. Tabiat bize ve
çocuklarımıza armağan edilmiştir.Korumasını ve kullanmasını
bilmelmeyenler geleceklerini tehlikeye atarlar. Denizlere ulaşan
kirlilik dayanılmaz boyutlarda.






Dünya turizmine yön ve şekil veren tarih, kültür ,deniz ve su
ürünleri her zaman canlılığını ve güncelliğini
korumaktadır.İnsanları ve ülkeleri bu bilince eriştirmek
eğitimin de öncelikli görevleri arasında yerini korumaktadır.






Ahtapot ye, pot kırma,hamsi ye zihnin açılsın,karagöz ye
gözlerin görsün,denizlerdeki balıkların kralı sayılan LEVREK
başta olmak üzere tüm balıklara ve balıkçılara, Ege’den
,Bodrum kıyılarından selam olsun.Sağlıklı ve uzun yaşamak için
denizlerden ve deniz ürünlerinden uzak durmayın…






Troya’dan Assos’a ,sart ve Bodrum’a,Side’den Urla’ya ve sayısız
antik kentlere uzanan, doğal güzellikleri ile cennet köşesi,
özgün uygarlık ve kültür değerleri ile dünya kültür mirası
,güneş ve güzel atlar ülkesi Ege ve Anadolu coğrafyası ,
dünyanın en eski ve en zengin mitoloji, destan,efsane, kültür,
tarih, felsefe ve edebiyat değerlerini bağrında taşımaktadır.
Kültür turizmi için en verimli kaynaktır.






Bütün bu değerleri taçlandıran düşünce zenginliği ve
aydınlanma felsefesi ile de insanlık tarihine sonsuz bir ışık
tutmaktadır. Tarihe, coğrafyaya ve kitaplara sığmayan bu fikir
ve düşünce zenginliğini yaratan ve felsefe tarihinde unutulmaz
derin izler bırakan, onur ve aydınlık simgesi ölümsüz
filozoflara Bodrum kıyılarından selam olsun.






Yeryüzünün suları ile doğası ile, gök yüzünün
tarihi,kültürel, doğal ,özgün ve özel tüm zenginlikleri
belgeseller aracılığı ile dünya kültür mirası olarak
geleceğe aktarılır.






Belgeseller, geçmişi ve bu günü geleceğe taşıyarak en büyük
eğitim ve kültür kaynakları olarak insanlığın bilgisini
artırırlar.Yerel olanı evrensele taşıyan belgeseller, yerel
insanı evrensel bilgilerle donatarak dünyayı sevmesini, korumasını
ve geliştirmesini sağlarlar.





Boston’da
yaşayan Sophia Bilides’in,Büyükannesi’nin yıllarönce
Anadolu’dan getirdiği bir türküyü seslendirmesi, yazarlara ilham
veriyor ve tarihe ışık tutuyor:





“Gözlerim
Ayvalık gibi bir köy görmedi daha,/Bana sor orayı,çünki
oradaydım ben./Gümüş kapıları altın anahtarları vardır,/Ve
duru bir su kadar güzel kızları.”





Denizlerdeki
kirlilik ve sulardaki bulanıklık devam etmekte.Artık bu
benzetmeler yapılamıyor. Atın kendinizi denize ama dikkatli olun
kafanıza birşey çarpmasın.Dünya, suyu, havası ,denizleri ve
toprağı ile insanlığın ortak değeri olarak korunmalıdır…




http://bit.ly/2GHdCvn • Yahya Aksoy • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete

Hiç yorum yok