Header Ads

Cenaze merasimini yazan şair

Nuri Kayış • #Cenaze, #Merasim


Öleceği içine doğmuştu.
Oturup şu şiiri yazdı:
Bizim avludan mı kalkacak cenazem/Nasıl indireceksiniz beni üçüncü kattan/Asansöre sığmaz tabut/Merdivenlerse daracık.





Belki avluda diz boyu güneş ve güvercinler olacak/Belki kar yağacak çocuk çığlıklarıyla dolu/Belki ıslak asfaltıyla yağmur/Ve avluda çöp bidonları duracak her zamanki gibi.
Kamyona, yerli gelenekle yüzüm açık yükleneceksem/Bir şey damlayabilir alnıma bir güvercinden: Uğurdur/Bando gelse de gelmese de çocuklar gelecek yanıma/Meraklıdır ölülere çocuklar.





Bakacak arkamdan mutfak penceremiz/Balkonumuz geçirecek beni çamaşırlarıyla/Ben bu avluda bahtiyar yaşadım bilemediğiniz kadar/Avludaşlarım uzun ömürler dilerim hepinize.





++





Bu şiiri yazdıktan iki ay sonra yani bundan tam 56 yıl önce 3 Haziran 1963’te 61 yaşında Moskova’da yaşama veda etti Nazım Hikmet.





Yıllardır kalp damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle rahatsızdı.
O sabah saat 7’de yatağından kalkıp gazeteleri almak için kapıya gitti. Gazeteleri aldı ama kapıyı kapatamadı bile, oraya yığılıp kaldı.





Yıllardır acılar ve hasretlerle yorgun düşen kalbi daha fazla direnemedi hayata.
Genç eşi Vera yattığı yerde buldu onu.
Hemen doktor çağırdı.
Gelen doktora ölüm raporunu yazmaktan başka yapacak şey kalmamıştı.





++





Şiirinde belirttiği gibi yüzü yerli geleneğe göre açık olarak törenin yapılacağı Yazarlar Birliği’ne götürüldü.





Orada övücü konuşmalar yapıldı hakkında.
Hayatının son yıllarına damga vuran üç kadın, Münevver, Galina ve Vera büyük bir hüzünle izlediler töreni.
Vera birkaç kez tabutun yanına gitti, yüzünü sevgiyle, şefkatle okşayarak veda etti eşine.
Münevver’den olma oğlu Memed de törendeydi.
Tabutun kapağını örtmeden önce, “Gel babanı son bir kez öp” dediler ona.
Daha çocuktu, o güne kadar hiç ölü görmemişti, biraz korktu ama denileni yaptı. Sonra da hıçkırıklara boğuldu.





++





Moskova’da Noodeviçiye Mezarlığı’nda toprağa verildi Nazım Hikmet.
Halen orada yatıyor.
Bir şiirinde, “ …Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni/Ve de uyarına gelirse/Tepemde bir de çınar olursa/ Taş maş da istemem hani” demişti.
Bu mütevazı vasiyeti ne yazık ki bugüne kadar yerine getirilemedi.





konuşmalar yapıldı hakkında.
Hayatının son yıllarına damga vuran üç kadın, Münevver, Galina ve Vera büyük bir hüzünle izlediler töreni.
Vera birkaç kez tabutun yanına gitti, yüzünü sevgiyle, şefkatle okşayarak veda etti eşine.
Münevver’den olma oğlu Memed de törendeydi.
Tabutun kapağını örtmeden önce, “Gel babanı son bir kez öp” dediler ona.
Daha çocuktu, o güne kadar hiç ölü görmemişti, biraz korktu ama denileni yaptı. Sonra da hıçkırıklara boğuldu.





++





Moskova’da Noodeviçiye Mezarlığı’nda toprağa verildi Nazım Hikmet.
Halen orada yatıyor.
Bir şiirinde, “ …Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni/Ve de uyarına gelirse/Tepemde bir de çınar olursa/ Taş maş da istemem hani” demişti.
Bu mütevazı vasiyeti ne yazık ki bugüne kadar yerine getirilemedi.




http://bit.ly/2JSvV4Y • Nuri Kayış • Sonsöz Gazetesi • Son Dakika • Güncel Haberler • Ankara Yerel Gazete

Hiç yorum yok